1.
(bkz: havalı sanılan kırmızı oda).
devamını gör...
2.
(bkz: bakın bu bir olta).
devamını gör...
3.
aslında popüler olup,alıp yürümeye aday başlık. hatta sözlükte bu işin eğitimini almış olanlar varsa doğru soruları kişiye yönlendirerek o kişinin kendini daha iyi tanımasına hatta yüzleşip travmasını atlatmasına bile ön ayak olabilir.
devamını gör...
4.
benim de üniversite sınavına hazırlanırken ne kadar zor bir süreç geçirdiğimi anlatarak katılacağım oda. biraz uzun olabilir sadece içimi dökmek için yazacağım.
ilk yıl çok çalışmadan, tabiri caizse derslere gerektiği kadar asılmadan herkes için harika sayılan ama beni asla tatmin ve mutlu etmeyen bir sıralama yaptım, ardından tekrar hazırlanmaya karar verdim. dershaneye yazıldım ama istediğim verimi vaadetmelerine rağmen alamadım, ailemle de görüşerek bir öğrenci koçuyla anlaştım. adam sayesinde resmen içimdeki cevheri keşfettim; doğru taktikler, zaman ve stres yönetimi, sabah uyandığım saatten yattığım saate kadar tüm günümü kapsayan bir program sayesinde (bir de girdiğim denemelerin sıralamalarını baz alarak) en az 3 bini garantilediğimi söylüyordu herkes. tabii bu motivasyonla ben daha sıkı çalışmaya devam ediyordum ama bir yandan da bazı aksilikler ortaya çıktı. saçlarım deli gibi dökülüyordu, bir yandan da dudaklarımı yolmaya başladım. ne kadar acı verse de bir türlü elimi dudaklarımdan çekemiyor, bulduğum en ufak kabuğu yoluyordum. zaten çok zayıf değilim bari kilomu koruyayım diyerek sağlıksız besleniyordum. bütün gün ders çalışmaktan fırsatım olmadığı için uyku saatimden feragat ediyor ve kafam dağılsın diye geceleri dizi/film izliyordum. bu süreç içerisinde her daim bana destek veren erkek arkadaşıma da telefonda bile vakit ayıramıyordum. kendisi bazen habersizce dershane çıkışıma geliyordu ve hepi topu 1 saat görüşüyorduk sadece ama yine de hiç gönlümü kırmadı. bir yandan egzamam da iyice azmıştı, her yerim deli gibi kaşınıyordu ilaç kullanmama rağmen. rüyalarımda sürekli sınava geç kaldığımı görmekten düzgün bir uyku bile haram olmuştu. tüm bu olanlar sırasında en ufak bir aile ve okul baskısı görmediğimi de belirtmek isterim. arada sırada sahip olmaktan çok da gurur duymadığım sevgili akrabalarımın anne ve babama olan ''nasihatlerini'' duyuyor ve bütün gece ağlaya ağlaya test çözüyordum. bahsi geçen nasihatlerden bazıları zaten ilk yıl kazanamadığımı, bari bir işe girip bir yandan çalışıp bir yandan da babamın ''sırtındaki yükü'' hafifletmem gerektiği doğrultusundaydı ve beni hep yaşıtım kuzenlerimle kıyaslamalarıyla sonuçlanıyordu.(ne küçümsüyor ne de aşağılıyorum fakat yere göğe sığdıramadıkları çocuklardan biri ücretli fizyoterapi diğeri ise beden öğretmenliği okuyor, benimse ideallerim çok daha farklı bir yöndeydi ve herkes küçüklüğümden beri bunu biliyordu.) velhasıl kelam ben buruk bir kalp ve bulanık bir zihinle sınava kadar kör topal idare ettim ve sınav zamanı geldi çattı. herkes zor olduğunu söylemesine rağmen benimki güzel geçmişti, sadece mat2'de bir tık zorlanmıştım. tamam diyordum sonunda bitti, rahatım artık. ama yine öyle olmadı, bu sefer de derin bir boşluğa düştüm ve bunalıma girdim. kimseyi görmek ve kimseyle konuşmak istemiyordum, haftalarca odamdan da yatağımdan da çıkmadım. zihnim asla tam anlamıyla boşalmıyordu. derken sonuçların açıklandığı gün de gelip çattı, ne yapsam beğenirsiniz? mat2'yi sosyal2'ye kodlamışım. koskoca bir hayal kırıklığı ile karşı karşıya kaldım, ağlayamadım bile. ailem de şok olmuştu çünkü bu zamana kadar yüzlerce denemeye girmiş ve tek bir tanesinde bile kaydırma, yanlış kodlama vb. bir hata yapmamıştım. sıralamam da çok gerilemişti ama ne olur ne olmaz diye kenarda sakladığım b planım için yeterliydi. tercih dönemi falan derken ben içime daha da çok kapandım ve erkek arkadaşım da artık dayanamadığını söyleyerek haklı olarak benden ayrıldı bir anda. onun da şoku biraz ağır geldi. tabii ben tüm bunları ailem, arkadaşlarım dahil kimseye anlatamıyordum dolayısıyla tüm bunlar beni yiyip bitirdi, bambaşka birine dönüştüm. sonrasında okula başladım ve hayatımı yavaş yavaş bir düzene koydum; hazırlığı yarım dönemde bitirip bahar yarıyılı kaydımı dondurdum, arkadaşlarımla buluşmaya başladım, uzun uzun uyudum, sabahları yürüyüşe çıktım, müzik dinledim, bir sürü diziyi vicdan azabı çekmeden izledim. egzamam azaldı, dudaklarımı yolmayı bıraktım. kulaklarımı da tıkadım herkese, inanın hâlâ sadece işime geleni duyuyor ve geri kalanı umursamıyorum. iyileştiğim için de kendimle gurur duyuyorum çünkü bu tamamen benim çabamdı. hiçbir şey için de geç kalmış hissetmiyorum açıkçası.
başta belirttiğim gibi sadece içimi dökmekti amacım, okuduysanız teşekkür ediyorum. çevrenizde sınav stresinden bitap düşen gençler varsa lütfen onların üzerine bir de siz gitmeyin, hayat zaten çok zor. insanın her yaştan, her yıldan alacağı deneyim farklı. bir gülümseme, bir hâl hatır sorma bile bir kişinin hayatını değiştirebilir. lütfen siz de gözlerinizi bağlayıp kulaklarınızı tıkamayın böyle durumlarda. annemin ve babamın desteği olmasa kesin çok daha farklı yollara sapar belki de intihara kalkışırdım. sevginizi her daim hissettirin yeter.
ilk yıl çok çalışmadan, tabiri caizse derslere gerektiği kadar asılmadan herkes için harika sayılan ama beni asla tatmin ve mutlu etmeyen bir sıralama yaptım, ardından tekrar hazırlanmaya karar verdim. dershaneye yazıldım ama istediğim verimi vaadetmelerine rağmen alamadım, ailemle de görüşerek bir öğrenci koçuyla anlaştım. adam sayesinde resmen içimdeki cevheri keşfettim; doğru taktikler, zaman ve stres yönetimi, sabah uyandığım saatten yattığım saate kadar tüm günümü kapsayan bir program sayesinde (bir de girdiğim denemelerin sıralamalarını baz alarak) en az 3 bini garantilediğimi söylüyordu herkes. tabii bu motivasyonla ben daha sıkı çalışmaya devam ediyordum ama bir yandan da bazı aksilikler ortaya çıktı. saçlarım deli gibi dökülüyordu, bir yandan da dudaklarımı yolmaya başladım. ne kadar acı verse de bir türlü elimi dudaklarımdan çekemiyor, bulduğum en ufak kabuğu yoluyordum. zaten çok zayıf değilim bari kilomu koruyayım diyerek sağlıksız besleniyordum. bütün gün ders çalışmaktan fırsatım olmadığı için uyku saatimden feragat ediyor ve kafam dağılsın diye geceleri dizi/film izliyordum. bu süreç içerisinde her daim bana destek veren erkek arkadaşıma da telefonda bile vakit ayıramıyordum. kendisi bazen habersizce dershane çıkışıma geliyordu ve hepi topu 1 saat görüşüyorduk sadece ama yine de hiç gönlümü kırmadı. bir yandan egzamam da iyice azmıştı, her yerim deli gibi kaşınıyordu ilaç kullanmama rağmen. rüyalarımda sürekli sınava geç kaldığımı görmekten düzgün bir uyku bile haram olmuştu. tüm bu olanlar sırasında en ufak bir aile ve okul baskısı görmediğimi de belirtmek isterim. arada sırada sahip olmaktan çok da gurur duymadığım sevgili akrabalarımın anne ve babama olan ''nasihatlerini'' duyuyor ve bütün gece ağlaya ağlaya test çözüyordum. bahsi geçen nasihatlerden bazıları zaten ilk yıl kazanamadığımı, bari bir işe girip bir yandan çalışıp bir yandan da babamın ''sırtındaki yükü'' hafifletmem gerektiği doğrultusundaydı ve beni hep yaşıtım kuzenlerimle kıyaslamalarıyla sonuçlanıyordu.(ne küçümsüyor ne de aşağılıyorum fakat yere göğe sığdıramadıkları çocuklardan biri ücretli fizyoterapi diğeri ise beden öğretmenliği okuyor, benimse ideallerim çok daha farklı bir yöndeydi ve herkes küçüklüğümden beri bunu biliyordu.) velhasıl kelam ben buruk bir kalp ve bulanık bir zihinle sınava kadar kör topal idare ettim ve sınav zamanı geldi çattı. herkes zor olduğunu söylemesine rağmen benimki güzel geçmişti, sadece mat2'de bir tık zorlanmıştım. tamam diyordum sonunda bitti, rahatım artık. ama yine öyle olmadı, bu sefer de derin bir boşluğa düştüm ve bunalıma girdim. kimseyi görmek ve kimseyle konuşmak istemiyordum, haftalarca odamdan da yatağımdan da çıkmadım. zihnim asla tam anlamıyla boşalmıyordu. derken sonuçların açıklandığı gün de gelip çattı, ne yapsam beğenirsiniz? mat2'yi sosyal2'ye kodlamışım. koskoca bir hayal kırıklığı ile karşı karşıya kaldım, ağlayamadım bile. ailem de şok olmuştu çünkü bu zamana kadar yüzlerce denemeye girmiş ve tek bir tanesinde bile kaydırma, yanlış kodlama vb. bir hata yapmamıştım. sıralamam da çok gerilemişti ama ne olur ne olmaz diye kenarda sakladığım b planım için yeterliydi. tercih dönemi falan derken ben içime daha da çok kapandım ve erkek arkadaşım da artık dayanamadığını söyleyerek haklı olarak benden ayrıldı bir anda. onun da şoku biraz ağır geldi. tabii ben tüm bunları ailem, arkadaşlarım dahil kimseye anlatamıyordum dolayısıyla tüm bunlar beni yiyip bitirdi, bambaşka birine dönüştüm. sonrasında okula başladım ve hayatımı yavaş yavaş bir düzene koydum; hazırlığı yarım dönemde bitirip bahar yarıyılı kaydımı dondurdum, arkadaşlarımla buluşmaya başladım, uzun uzun uyudum, sabahları yürüyüşe çıktım, müzik dinledim, bir sürü diziyi vicdan azabı çekmeden izledim. egzamam azaldı, dudaklarımı yolmayı bıraktım. kulaklarımı da tıkadım herkese, inanın hâlâ sadece işime geleni duyuyor ve geri kalanı umursamıyorum. iyileştiğim için de kendimle gurur duyuyorum çünkü bu tamamen benim çabamdı. hiçbir şey için de geç kalmış hissetmiyorum açıkçası.
başta belirttiğim gibi sadece içimi dökmekti amacım, okuduysanız teşekkür ediyorum. çevrenizde sınav stresinden bitap düşen gençler varsa lütfen onların üzerine bir de siz gitmeyin, hayat zaten çok zor. insanın her yaştan, her yıldan alacağı deneyim farklı. bir gülümseme, bir hâl hatır sorma bile bir kişinin hayatını değiştirebilir. lütfen siz de gözlerinizi bağlayıp kulaklarınızı tıkamayın böyle durumlarda. annemin ve babamın desteği olmasa kesin çok daha farklı yollara sapar belki de intihara kalkışırdım. sevginizi her daim hissettirin yeter.
devamını gör...
5.
hiçbir hayalim, arzum, hedefim, talebim yok.
gayet huzurluyum.
terapileriniz faydasız,
uygun bir antidepresan bulunmaz.
(bkz: huzura yürüyenler)
ekleme, odanızın rengini değiştirin.
gayet huzurluyum.
terapileriniz faydasız,
uygun bir antidepresan bulunmaz.
(bkz: huzura yürüyenler)
ekleme, odanızın rengini değiştirin.
devamını gör...
6.
her birey kendi sorunları ile baş etme yetisi kazanmalıdır.*
devamını gör...