1.
aynı zamanda çok hoş bir joywave şarkısı, öyle hoş bir klibi vardır ki, her kısmından film tadı alır ve klibin neredeyse tamamını gözünüzü kapatmadan izlersiniz.
önce sizinle şarkıyı paylaşacağım, sonra da klibinden poster niyetine odaya asmalık fotoğafları!
şarkı!
önce sizinle şarkıyı paylaşacağım, sonra da klibinden poster niyetine odaya asmalık fotoğafları!
şarkı!
devamını gör...
2.
her okuduğumda ecinnileri başıma toplayan bir charles baudelaire şiiri.
saplantı
ormanlar! katedraller gibi ürkütüyorsunuz;
uluyorsunuz org gibi; ve kargınmış kalplerde,
ihtiyar hırıltıların titreştiği, o sonsuz
yas odaları, dualarınızı perde perde
yansıtıyor. okyanus, nefret ediyorum senden!
uğultundan, köpüğünden; hıçkıran, horlanmış ve
yenilmiş insanın acı gülüşünü yeniden
buluyor zihnim, kendinde, denizin gülüşünde.
ne çok severdim seni, ey gece! olmasaydı bak,
ışığı bildik dili konuşan şu yıldızların!
çünkü bütün aradığım; boşluk, kara ve çıplak!
ama, yıldızlar gibidir yoğun karanlıklar da,
tanıdık bakışlardan uzaklaşmış varlıkların
binlercesi, fışkırıp gözlerimden yaşar orda.
obsession
grands bois, vous m'effrayez comme des cathédrales;
vous hurlez comme l'orgue; et dans nos coeurs maudits,
chambres d'éternel deuil où vibrent de vieux râles,
répondent les échos de vos de profundis.
je te hais, océan! tes bonds et tes tumultes,
mon esprit les retrouve en lui; ce rire amer
de l'homme vaincu, plein de sanglots et d'insultes,
je l'entends dans le rire énorme de la mer
comme tu me plairais, ô nuit! sans ces étoiles
dont la lumière parle un langage connu!
car je cherche le vide, et le noir, et le nu!
mais les ténèbres sont elles-mêmes des toiles
où vivent, jaillissant de mon oeil par milliers,
des êtres disparus aux regards familiers.
(bkz: les fleurs du mal)
saplantı
ormanlar! katedraller gibi ürkütüyorsunuz;
uluyorsunuz org gibi; ve kargınmış kalplerde,
ihtiyar hırıltıların titreştiği, o sonsuz
yas odaları, dualarınızı perde perde
yansıtıyor. okyanus, nefret ediyorum senden!
uğultundan, köpüğünden; hıçkıran, horlanmış ve
yenilmiş insanın acı gülüşünü yeniden
buluyor zihnim, kendinde, denizin gülüşünde.
ne çok severdim seni, ey gece! olmasaydı bak,
ışığı bildik dili konuşan şu yıldızların!
çünkü bütün aradığım; boşluk, kara ve çıplak!
ama, yıldızlar gibidir yoğun karanlıklar da,
tanıdık bakışlardan uzaklaşmış varlıkların
binlercesi, fışkırıp gözlerimden yaşar orda.
obsession
grands bois, vous m'effrayez comme des cathédrales;
vous hurlez comme l'orgue; et dans nos coeurs maudits,
chambres d'éternel deuil où vibrent de vieux râles,
répondent les échos de vos de profundis.
je te hais, océan! tes bonds et tes tumultes,
mon esprit les retrouve en lui; ce rire amer
de l'homme vaincu, plein de sanglots et d'insultes,
je l'entends dans le rire énorme de la mer
comme tu me plairais, ô nuit! sans ces étoiles
dont la lumière parle un langage connu!
car je cherche le vide, et le noir, et le nu!
mais les ténèbres sont elles-mêmes des toiles
où vivent, jaillissant de mon oeil par milliers,
des êtres disparus aux regards familiers.
(bkz: les fleurs du mal)
devamını gör...