oğuzhan uğur köylü yazarı programına davet etsin kampanyası

an itibariyle başlattığım kampanya.
yoldaş köşe olacak sayemde.
baştan diyim oraya çıkarsam burda bedava yazman. neyse ne diyodum,
programa gelecek muhaliflerime ellerimle luppo ikram edecem. ama birer tane. bütçem bu kadar elveriyor çünkü.

neyse,
bana uzun uzun döşeyen yazarlar, size bir şey diyim, nickaltı kısmında tanım girme anlamında sıkıntı yaşanabilir, burda yazalım. gerçi yönetim sizi kollar ama olsun. değişiklik olsun ya.

şimcik nerde kalmıştık;
malum olduğu üzere
köylü yazardan ironiler
dört beş gündür, gündeme oturan,
sağ görüşlü dindar köylü bir yazardır.
kendi kendine bazı dikdatör görüşlere muhaliflik yapıyordur. provakatör bir yazar sayesinde gündeme oturmuş kalkamıyordur falan filan...

bu arada, abiler ablalar bi salın ya. valla işim var, ailem var sosyal hayatım var.
sanırım sizde bir şey yok. anca fırsat buldum

-a köylü yazar şimdi de bize bişesi yok, dedi
-koş lince gel,
-dur ben diğerlerine de diyim,
-de de eksik kalmasınlar.

şurda bana yapıştırılan ithamlar türkiye gerçekleri gibi.

solcu olmayı, solda olmayı meziyet olarak yeterli görüp kendi gibi olmayana bildiği bir kaç sıfatı yapıştırmayı yeterli gören dikdatör sol zihniyet yüzünden, sağ mağdur oldu
ve bu sayede iyi oy topladı, yerini buldu. artık sol aynı mağduriyetten nemalanmak derdinde. yani al gülü ver gülü. ama olmayacak gibi. neyse bana ne, ben parti başkanı değilim.

yanisi sözlük solcuları, sağa ve sağda olana köylüye dindara kendi ruhuna göre olan camialara dahil olmakta beis görmeyenlere üstten bakmayın.
reelde bakamıyorsunuz zaten, burda da bakmayın, çünkü bakamazsınız, o eskidendi.

bir zamanlar radyo programı yapan yazar,
senin radyo programına olan davetini,
ben kabul ettim.
kimsin sen!


yazdıklarımda kimsenin kabahatini savunmadım. ben adalet bakanı değilim. sizler gibi vatandaşım.
ha siz onu nereye çektiniz, çekenlerin peşinde gittiniz o sizi bağlar.

bu arada dikkatimi çekti, kadınlar kadınlara karşı niye bu kadar yırtıcı. üç beş kadın var, benimle ilgili kötü nickaltlarında alıyorlar soluğu. sol cenahın kadınlara destek olma klişesi, sanırım sadece sol kadınlar için geçerli.
ondan sevilmiyor oy alamıyor olabilir solcular ama bundan bana ne!

alkol ile ilgili tanımıma alınan yazarlara ne diyeyim bilmiyorum. abiler ablalar koca insanlarsınız, size bugüne kadar kimse laf demedi mi? valla bana bir çok laf dendi, sizin kadar alınmadım.

alkol alan arkadaşlarım var, almayanlar var
solcu olan var olmayan var,
cemiyetçi arkadaşlarım var,
olmayanlar var,
beş parasız arkadaşlarım var,
zengin arkadaşlarım var
biz reelde mis gibi yaşıyoruz.
sanal alemde bir sıkıntı var bence.

sanal alemde demokrasi oturmamış
oda buraları önceden tutan dikdatör zihniyetin eseri.
ama böyle geldi demek
böyle gidecek demek değil.

kalanı oğuzhan uğur programında...

önce bunun için ülkeyi terk eder gibi sözlüğü terk etmesi gerekir.
öyle ki oğuzhan'ın önce davet edip sonra korkudan davetini geri çekeceği kadar büyük bir hain olsundu..

yaşasın linç kültürü.

yalnız orada 6 yaşında çocuğun evlendirilmesini benim kardeşim de gitti oralara ekseninde aklamaya çalışırsanız buradakinden beter bir tepki alırsınız baştan söyleyeyim.

üstelik gene buradaki gibi görece sakin de değil dümdüz yüzünüze alırsınız. zaten sinirlenince nasıl ad hominem veya boş yaptığınızı gördük canlı yayında bu işlemez baştan diyeyim.

ha çıkın bir güzel tüm türkiyeye rezil olun isterim o ayrı hikaye.

aynı fikirde olduğum başlık.
ne zaman gidiyoruz?
şu sözlükte bir tane ünlü menajeri tanıyan yok mu? kime sorsam herkes yazılımcı, bir taneniz bir ünlünün ik'sı için yazılım yazmadı mı?

şimcik nerde kalmıştık,
sevenlere selam ediyorum, sevmeyenlere canları ne isterse diyorum ve ekliyorum
negatifci sataşmacı, huzur kaçıran abiler ablalar, sizin benden başka işiniz gücünüz yok mu? işsiz misiniz, ben sizi bu kadar düşünmüyorum,
sözlüğü de düşünmüyorum.
aklıma esiyor yazıyorum sonra işime gücüme bakıyorum. farkında iseniz onca lincinize rağmen tırsmadım.
sayenizde, beni beğenenler beğenemiyor ama işte ona da yapacak bir şeyim yok.
(bkz: beğenisi az ama duruşu kendine has yazarlar) kategorisine girdim bende.

aleni olarak kimseye sataşmıyorum, farkında iseniz, çünkü
bana ne sizden.
ama yani, cevap hakkım doğan sataşanlara cevaben yazmak isterim;
1-her hali için anonim hesap açanların aksine,
ben ve yeşil üzüm bu sözlükte ve kalan sosyal mecralarda kendi kimliğimiz ileyiz.
2-kimsenin, başkalarının çocuğunu sosyal medya üzerine korumasına gerek olmayan sosyal bir devlette yaşıyoruz. yanlış olan durumlar için şikayet etme mekanizması var.
ki olması gerekir. herkes istismara uğrayan çocuğun ailesini ve kurumları gerekli kurumlara şikayet etse, kendi denetim mekanizmamız işler. sorumlu toplum oluruz.

yazdıklarımı çarpıtan kuş beyinli yazarların, çarpıtma edebiyatlarının aksine ben sorumlu toplum olmamızdan yanayım.
sorumlu toplum olmak demek anonim edebiyatla fikir empoze etmek değildir. dikdatörce ben böyle istiyorum, ben bunu burda istemiyorum demek değildir.

ah ah, kime diyorum.luppo teklifim hala geçerli. gidelim daa.