okul müdürünün oruç tutmayanlara yeme içme yasağı getirmesi

kaynak
istanbul maltepe'deki atilla uras anadolu lisesi'nde okul müdürü, oruç tutmayan kişilerin, oruç tutan öğrenci ve öğretmenlerin yanında yemek yememesi gerektiğini içeren bir talimat göndermiş.

sizin de ne hassas orucunuz varmış behhh…

ben oruçluyum, daha az önce arkadaşlar yanımda kahvaltı yaptılar. afiyet bal şeker olsun.

ayrıca ben orucumu manevi sebeplerle değil sağlık olsun diye tutuyorum. iki su şişesi ile üç beş parça yemek görmekle orucunuzu bozacaksanız ohooo. o halde siz gidin imanınızı sorgulayın bence biraz.

okula bira sokulup ortalıkta içerek inanan insana da saygısızlık ettirecek tahrik. arkadaş inanmayanı tahrik edip, orucunu tutana da dolaylı yoldan zarar veriyorsun. bu kadar mı sığırsın be adam!

bana tutuyor sanki! tutma kardeşim tutamıyorsan.

eskiden oruç tutan insanlara karşı hassasiyet vardı. nefs. zaten zorlayan bir ibadet, bir de biz nefsini zorlamayalım diye. oruç tutmayan veya tutamayan konu komşu, iftara davet eder, oruçlu insanı ağırlayarak o insanın sevabına ortak olmak için. böyle yasak, uyarı vs durumundan ziyade adap vardı. herkes bilirdi nasıl davranacağını. zaman değişti, işler değişti.

özellikle yazın niyetli olduğum vakit, soğuk birşeylerin yokluğunu hissediyorum. canım çekiyor yalan yok. daha sonra ibadet kapsamından, tutmayan kuluna saygı duyup yoluma bakıyorum. tutan insanların saygı beklemesi ise bu devirde allah için tutuyosun lan bana mı tutuyosun? minvalinden olduğu için tutmayan insanın, hiç acımam, karşınızda çatır çatır yeme, içme özgürlüklerim var şeklinde ilerliyor.

enteresan bir devir. allah sonumuzu hayretsin.

geççek geççek, bunlar da geçecek...
ramazan ayı gavur gibi sıcaklara, bitmeyen gündüzlere denk geldiği için hep bunlar.
az kaldı...

birkaç ramazan daha.

oruç tutmayan öğrencilerin yemeklerini kantinde yemeleri, oruç tutmayan öğretmenlerin ise yemeklerini öğretmenler odasında yemelerini, nöbetçi öğretmenlerinde bu konuda hassasiyet göstermesini istemiş. yani bir öğrenci elinde tostla koridorda, sınıfta veya bahçede dolaşmayacak. anlayamadığım nokta bu oruç tutan insanlar nefislerini terbiye etmek, haramdan uzak kalmak için tutmuyorlar mı bu orucu? insanların yanında yemek yemesini dahi tolere edemiyorsan tutma kardeşim sende. açık açık ya herkes oruç tutacak ya da tutmayan haddini bilecek demiş müdür bey. sen ibadetini yapıyorsun evet ama diğer insanların konforunu düşürerek yapıyorsan bi manası yok bence. yanlış.

lise müdürünün demesine gerek yok. bu saygıdan, nezaketten ileri gelen bir şeydir. zamanında müslüman mahallesinde yaşayan müslüman olmayan insanlar bile buna dikkat etmişlerdir.

geliyo yine sıçmık başlık ve konular..

hani oruç açın halinden anlamak için vardı ya. aç insanlar biz yemek yerken yemeyin ulan bizim önümüzde mi diyor? biz on bir ay tokken onları düşünüyor muyuz? ben oruç tutmam ama tutanların orucun asıl amacından bu kadar sapması ve işi bir şova dökmesi mide bulandırıcı.

bu çocukları birbirine düşman edecek kadar kötü bir insan olmak, ancak bu türkiye'de mümkün.

biz oruç tutarken anamız, babamız şunu öğretmişti: "sen oruç tutacaksın, yanında, çevrende de yiyecek, içecekler. zaten sınavın bu. sen böyle örnek olacaksın". mutlu bile olurduk o su içerken içmiyor olmaktan. arkadaşlarımız da bunu bildiğinden anlayışlıydı. baskı olmadan yanımızda yemezler veya abartmazlardı. saklamaya çalışırlardı biz "ne olacak olm, afiyet olsun" derdik. oruç arkadaşlık pekiştiren birşey, karşılıklı saygı gösterisi olurdu.

o "ehehee bugün de şeriat gelmedi" diye dalga geçen yetmez ama evetçilerin kayış gibi suratına da selam olsun. ulan bir devlet memuru, bir ibadet için çocuklara "sadece burada yiyebilirsin" diye yasak koyuyor.

müdür oruç kavramının ne olduğunu bilmeden kafasına göre yasak koymuş.

kantinde ihtiyacınızı giderin demiş. bunda bir şey yoktur. ya haberi düzgün okumuyorsunuz ya da işinize geldiği gibi yorumlama yapıyorsunuz.

ulu orta yemeyin, hassasiyet gösterin demiş.
asıp kesmemiş.
hayko çepkin anılarında, hıristiyan olduğu halde
arkadaşları oruç tutarken, onlarla oruç tuttuğundan bahşetmişti.
ne ara bu kadar saldık.
okul eğitim yeridir, müdürde bu kültürün öğelerine hassasiyeti öğreten bir uyarı asmış.
lgbt de dahil ne kadar farklı varsa saygı duyup,
ana baba ibadetine yüz çevirmek,
tam sözlük edebiyatı.
burası hollanda çünkü.

üslubunun düzgün olması şu gerçekleri değiştirmeyen ve yanlış yolda ilerleyen bir adet müdürün yazısı.

yazının kendisinin yayınlanması din ile eğitim işlerinin karıştırılmasıdır. ki anayasaya göre suçtur.

tıpkı bu kadar çok imam hatip varken okul öncesi eğitimde dini eğitim zorunluluğunun olabileceğini gündeme getiren iktidarın suç işlemesi gibi.

bu müdürün, yersiz, yanlış hareketi, mevcut iktidarın popüler din söylemleriyle siyasal islam çerçevesinde ilerlemesinden güç bulmaktan kaynaklanmaktadır.

özgürlükler bağlamında ise bir kesimin değerlerini bir kesimin değerlerinden üstün tutarak oruç tutmayan öğrencilerin ortak alanların belirli bir kısmında kısıtlama getirmesidir ki bu da yanlıştır.

bu tam tersi de yapılsa aynı tepkiyle karşılık verirdim. oruç tutanları aynı sınıfta toplayıp sizi oruç tutmanın zihnin öğrenme faaliyetleri açısından olumsuz etkilerini açıklayıp bir de üzerine yazı yayınlasaydı bu da yanlış olacaktı. eğer tabi böyle bir şey varsa.

kültürel bağlamda ise daha da yıkıcıdır. kendiliğinden oluşan ya da aileden edinilen arkadaşlık, saygı, sevgi kavramlarını, aileden gören terbiyeyi hiçe saymış ve tepeden inme kurallarla özünde bu tür kavramlara hakaret etmiştir. hatta bence ailelerine bile hakaret etmiştir.
münferit nefret duyguları ile yaklaşan çocuklar olabilir. ki iktidarın 20 senedir uyguladığı politikanın, ayrıştırmanın, nefret söylemlerinin sonucudur. bir çocuk oruç tutan bir arkadaşının önünde dalga geçerek, orucuyla dalga geçip hamburger lüpletiyorsa bu çocuğun ve ailesinin verdiği anlayıştan kaynaklanır. müdürün yapması gereken aileleriyle konuşmaktır. öğretmenlere yazı yollayıp, yasak getirmesi hiç değildir.

destekleyen, ne var bunda canım diyen yazar arkadaşların bir de bu gözle bakmaları belki iyi olabilir.

ülkede yokluktan, çaresizlikten canına kıyan insanlar varken, borç batağında kıvranan insanlar varken, çocuklarına yemek yedirebilmek için başkalarının artık yemeklerini dilenen anneler varken, bir tas çorba ile iftar eden insanlar varken, milyon liralık, bol yalakalı, bol haramlı, gösteriş sofraları kuran akpye sesinizi çıkaramıyorsanız bana müslümanlıktan, islamiyetten, oruçtan bahsetmeyin ulan!

her şeyiniz sahte sizin, her şeyiniz gösteriş, her şeyiniz yalan dolan! ciğeriniz ise beş para etmez!!!

"bu nedenle çeşitli mazeretleri yüzünden oruç tutamayan arkadaşların!"
lafa bak lafa! ha illa bir mazeretimiz olması gerekiyor yani inanmadığımız bir dinin ibadetini gerçekleştirmemek için! yok ya! tutmak istemediğimiz ya da inanmadığımız için oruç tutmamaya hakkımız yok mu!

insanların ne kadar da saygısızlaştığını gösteren bir başlık olmuş adeta. ille de edep, ille de edep.

bu uyarının yapılmasına gerek olmaması lazım zaten normal şartlarda. bu tartışmada iki taraf da çok yanlı bakıyor. tutanlar kimse yanımda yemek yemesin diyor, tutmayanlar da ben yanında yiyeyim onun canı çekmesin diyor. iki bakış açısı da yanlış bana göre. herkes kendinden sorumludur. tutuyorsan başkası bırak naparsa yapsın, sen nefsine hakim ol. tutmuyorsan da zor değil saygı duymak ve çok göze batmayacak şekilde yemek yemek.

islamın şartları kararname ile koruma altında