okul müdürünün oruç tutmayanlara yeme içme yasağı getirmesi

bu çağın hastalığı sanırım; nezaket istediğini sanarak nezaketsizlik yapmak. güç zehirlenmesi bu , yetkilerinin sınırının farkına varamamak. 'tek adamlığın' artık en kücük devlet kurumlarında da görülmesinin bir örneği. bırakın insanları kendine , topluluklar kendi kurallarını kendileri oluşturur.

sevgili yapraklarım lütfen içeriği okuyun,sadece başlık okuyup asıp kesmeyin !

bu ülkede bir oda, bir masa, bir koltuk bir de eline mühür alan herkes kendi kurallarını koyuyor. inanılır gibi değil.

resmi yazıyı okudunuz mu bilmiyorum ama ben okudum ve yasak getirilmesi söz konusu değil. sadece hassas davranılması telkininde bulunulmuş bunu öncelikle tespit edelim.

bu resmi yazı düpedüz saçmalık ve amacı da belli. oruç tutmama hakkın var mı var. hasta olabilirsin de ayrıca. inançlı olmayabilirsin.

maksat gündem olmak için uğraşıp malum kişiye yaranmak başka bir şey değil. oruç tutan insan olarak bir kere bile git az ötede ye demiş biri değilim.

resmen üstü kapalı bir baskı yapılmış ama buna da alkış tutan olacak. sonra yine kavgalar çıkacak. ve milyonuncu kez dinimiz elden gidiyor edebiyatına başlanıp %105 olan üretici fiyatları enflasyonu (resmi rakam) unutturulmaya çalışılacak.

aç da kalsan dinin var diyecekler. sonra da taş kaynatan kadına yardım eden hz. ömer menkıbesi anlatıp manda yoğurdu ile kapanış yapacaklar. hep aynı şarkı.

iyi ki orada öğrenci değilim. özellikle yer içerdim.
iş yerimizde bir adam "sigara içmeyin yanımızda" diye hırlamıştı bir vakit. "sittir git evinde tut" diye hiç beklemeden çıkışını vermiştim.
bana ne sizin oruçtan? siz oruç tutmayana saygı duyuyor musunuz? mesela erzurum'da, hasta var, yolcu var, çocuk var, açık lokanta, lokantayı geçtim tost büfesi var mı? ya da konya'da?
geçeceksiniz bu saygı işlerini. saygı tek taraflı olmaz. siz karşı tarafa saygı duyun önce sonra biz düşünürüz.

kısmi yasaklama, kısıtlamadır.
yeme ve içmenin kantin ve mutfak harici yapılmamasını istemiştir.
saygı gösterilmesi için bir yazı yazmaya da gerek olmadığını düşünüyorum. kimsenin kimseye saygısı, tahammülü kalmamış maalesef..
demem o ki, senin dinin sana, benim dinim bana..

(bkz: türkiye simülasyonunda sıradan bir gün)

daha güzel günler gelecek merak etmeyin.

ulan başkasi sevap kazanacak diye insanlar niye hayatlarından taviz versin?

ulan sen allah'ına mi ibadet ediyorsun,gösteriş mi yapıyorsun! yeter be bıktık sizin hassasiyetlerini den din sizin dert sizin kimsenin sizin ibadetleriniz için hayatından taviz vermesine gerek yok. yaşayacaksaniz yaşayın ama başkalarını darlamayin.

eğer nefsinize hakim olun diye yapılan bir ibadette nefsinize hakim olamıyorsanız tutmayın o zaman bize ne lan? kimse sizin tuttuğunuz oruç için hassas davranmak zorunda değil. ibadet sizinle allah arasında bizimle sizin aranızda değil.

abartılacak bir durum değildir zira durum ''yasak'' denebilecek bir durum değildir. müdür sadece ''yiyecek olanların katinde yemesini, dışarıda oruçlu olanların gözü önünde yememesini'' söylüyor hatta ''rica'' ediyor paylaşılan belgede.

okul müdürünün kim olduğuna dikkat etmeyenler sanmış ki badem bıyık, ne deseler yapan biri.

bu öğretmenle taa 2012 yılından beri fetöcüler, onların ardı sıra koşan ve o sırada kanka oldukları halaycılar uğraşmakta operasyonel haberlerle. uyduruk soruşturmalarla. tabii bu ikisinin o yıllardaki büyük ağabeyi olan akp de az uğraşmamıştır kazım karabekir eğitim enstitüsü mezunu ulvi öğretmenle.

hakkında internette yazılanlara bakıldığında görülür ki bir kendini bilmez veli okul basmaya kalkınca onu pişman eden öğretmendir. öğrencilere ve öğretmenlere burası devletin okulu çiftlik değil diyen biridir. öyle veli ve öğrenci yalakası tiplere benzemez. şimdi bu öğretmeni bana linç ettirecek uyanık akp öyle mi? pışşşııık.

kuyruk acınız büyük. hep beraber el ele verip onca sene uğraşmanıza rağmen öğretmeni bir türlü atamamışsınız. şimdi beni hassas yerimden vurma kurnazlığınıza ben kanmam datlumm. bu sene yaş haddini dolduracak olan ulvi öğretmeni önce linç ettirip sonra da laiklik pozlarına bürünüp görevden alma şovunuza da kanmam. ulvi öğretmen gibi ben de kandırılmam!

yaş haddine kadar çalıştı bu öğretmenimiz, çatlayın ohh!

ben lisedeyken oruç tutardım ozamanlar reflü beni bitirecek derecede etkilemiyordu hayatımı. bazı arkadaşlarım tutmazdı gözümüzün önünde de yemek yemezlerdi. kimse kimseye sen tutuyorsun, sen tutmuyorsun niye tutmuyorsun falan diye soru sormazdı bile. tut ya da tutma da demezdi. birbirimize saygı duyardık, bunun için üst yazıya gerek yok yani, siz tavırlarınızla sizinle aynı düşünmeyene saygı duymuyorsanız, sizin öğrencileriniz de duymaz; duyuyorsanız da duyarlar.

anlamak için iki kere okuduğum başlıktır. küfür etmeyeceğim başlıktır da aynı zamanda, gittiği yere yakışacak olsa da. ilerde bakın o oruç tutmayan ve yemeleri içmeleri yasaklanan çocuklar nasıl birer deist olmuş. minnacık beyinleri var türlü türlü huyları var yemin ediyorum.

böyle kafaların eğitim camiasında barınmaması gerekiyor.

çok mı zor böyle saçma açıklamalardan yapmadan yaşamak oruçher bireyin kendi nefsine hakim olmasıdır o bunu yemiş şunu bunu içmiş tutana ne yiyene ne....

camiler dolup taşmayınca ezanın sesini sonuna kadar açan zümrelerin davranış kalıplarına örnek teşkil eder.

bana*, uygulamalı ders adı altında namaz kıldırmaya çalışan din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenine, - kılmıyorum deyince, tamamen usülsüz bir biçimde sözlü sınavdan çakmışım gibi bütünleme sınavına sokulmuştum. yazılı sınavda da fatiha'yı sormuş kerkenez. eh geçtim mi!? yobaz!

'ateistsen ateistsin yine de haddini bileceksin', müfredatta, zorunlu falan da olmayan namazı kılacaksın! *

ek not : hatırlayanlar bilirler, din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinde namaz öğretilir, yazılı ve resimli şekilde müfredatta vardır. sözlü ve yazılı sınavlarda soru olarak sorulabilir ancak hiçkimse, sınıfın ortasına sıra çekip, üzerine çık namaz kıl diyerek sözlü sınav yapamaz.
namazın nasıl ve neden kılındığını, anlamını ve tarihi geçmişini öğrenciye öğreten öğretmenin istediği cevapları almayı başarabilmesi için namaz kıldırmaya çalışması gerekli/zorunlu değildir.