1.
"verilmiş sadakam varmış" dersiniz ve hayata tekrardan tutunursunuz.
devamını gör...
2.
ölmek kolay artık, yaşamak gerçekten zor bu dünyada.
ölmek için o kadar çok sebep var ki ,
etrafınıza şöyle bir kaç dakika bakıp düşünmek yeterli bunu anlamak ve görmek için.
ölmek için o kadar çok sebep var ki ,
etrafınıza şöyle bir kaç dakika bakıp düşünmek yeterli bunu anlamak ve görmek için.
devamını gör...
3.
insanı bir anda delicesine korkutan ve inanılmaz bir şekilde bu hayattan ayrılmaya hazır olduğunu hissettiren anlardır.
2015 yılında, evde kızımla oynarken bir anda kalbim deli gibi atmaya başladı. daha önce de aritmi yaşadığım için birazdan geçeceğini düşündüm fakat ritim çok hızlandı ve bunun farklı bir durum olduğunu anladım. kendisi de doktor olan eşime haber verdim ve en yakın hastaneye gittik.
beni acile alıp, yatağa yatırdılar ve monitöre bağladılar. monitörde dakikada 240 kalp atış hızını gördüm. ellerim, ayaklarım ve yüzüm çoktan uyuşmuş, şimdi ne olacak diye eşime soruyordum. kendisi de korkulu gözlerle monitörü izliyor, bir yandan da orada doktor ve hemşireleri sessizce takip ediyordu. sonra usulca konuştu "eğer böyle giderse ve ritim düşmezse, birazdan kalbin düzensiz atmaya başlayacak ve duracak" dedi. o anda neler hissettiğimi anlatamam. gerçekten tüm hayatım gözlerimin önünden geçti. uyuşan yüzüm ve dilim sebebiyle zar zor konuşarak, teşekkür ederim her şey için, kızımıza iyi bak diyebildim. gerçekten inanılmaz bir andı.
daha sonra eşimin kardiyolog olan bir arkadaşı geldi içeri, ilaçların işe yaramadığını ve elektroşok ile ritmi düzelteceğini söyledi. canlı canlı elektroşok yedim ve ritmim düzeldi. neyse, sonraki tetkikler ve alanında uzman hocalar sayesinde bir ameliyatla bu durumdan sıyrıldım.
ölümün teğet geçtiği o andan itibaren, hayatımı daha anlamlı, daha sakin ve mutlu yaşıyorum.
her türlü kıymetli anlar yani.
2015 yılında, evde kızımla oynarken bir anda kalbim deli gibi atmaya başladı. daha önce de aritmi yaşadığım için birazdan geçeceğini düşündüm fakat ritim çok hızlandı ve bunun farklı bir durum olduğunu anladım. kendisi de doktor olan eşime haber verdim ve en yakın hastaneye gittik.
beni acile alıp, yatağa yatırdılar ve monitöre bağladılar. monitörde dakikada 240 kalp atış hızını gördüm. ellerim, ayaklarım ve yüzüm çoktan uyuşmuş, şimdi ne olacak diye eşime soruyordum. kendisi de korkulu gözlerle monitörü izliyor, bir yandan da orada doktor ve hemşireleri sessizce takip ediyordu. sonra usulca konuştu "eğer böyle giderse ve ritim düşmezse, birazdan kalbin düzensiz atmaya başlayacak ve duracak" dedi. o anda neler hissettiğimi anlatamam. gerçekten tüm hayatım gözlerimin önünden geçti. uyuşan yüzüm ve dilim sebebiyle zar zor konuşarak, teşekkür ederim her şey için, kızımıza iyi bak diyebildim. gerçekten inanılmaz bir andı.
daha sonra eşimin kardiyolog olan bir arkadaşı geldi içeri, ilaçların işe yaramadığını ve elektroşok ile ritmi düzelteceğini söyledi. canlı canlı elektroşok yedim ve ritmim düzeldi. neyse, sonraki tetkikler ve alanında uzman hocalar sayesinde bir ameliyatla bu durumdan sıyrıldım.
ölümün teğet geçtiği o andan itibaren, hayatımı daha anlamlı, daha sakin ve mutlu yaşıyorum.
her türlü kıymetli anlar yani.
devamını gör...
4.
hemen sonrasında tüh be nasip değilmiş dediğim anlardır.
devamını gör...
5.
yerli dizi izlemiyorum ama internetten devrim akın *olan sahneleri takip ettiğim ghbg var.
bu dizide bir karakter 2-3 metreden 3 kurşunla vuruldu. biri karın boşluğuna diğeri koltuk altından girip kalbin yanına saplanmış.
ilginç olan senaristin yaratıcılığı ile mermi başını sıyırıyor. kadın mermiye kafa atmış ama cerrah gelip diyor ki koltuk altından giren mermi omurgaya çok yakın yine de çıkarabildik.
başından vurulup yaşamak büyük şans olduğu halde kimsenin bundan bahsetmemiş olması tuhaf geldi.
bu dizide bir karakter 2-3 metreden 3 kurşunla vuruldu. biri karın boşluğuna diğeri koltuk altından girip kalbin yanına saplanmış.
ilginç olan senaristin yaratıcılığı ile mermi başını sıyırıyor. kadın mermiye kafa atmış ama cerrah gelip diyor ki koltuk altından giren mermi omurgaya çok yakın yine de çıkarabildik.
başından vurulup yaşamak büyük şans olduğu halde kimsenin bundan bahsetmemiş olması tuhaf geldi.
devamını gör...
6.
(bkz: nikah masası)
devamını gör...
7.
sene 2014 istanbul 'dan ankara'ya geliyorum. arabam yeni daha 1 haftalık. ankara'ya 100 km kala cankurtaran mevkii vardır.burada artık araba yokuş aşağı iner.o virajlı yokuş aşağı yolun bir kıvrımında benim arabanın sol ön tekerleği patladı.o sesten sonra ben direksiyon hakimiyetini kaybettim.
takla atacağımı düşünürken, araba döne döne savruldu.(süratim 100 -110 arasıydı öyle hatırlıyorum).
önce arka tamponu sağ taraftaki bariyere(öyle şiddetli vurmuş ki arka bagajdaki lpg tankı istanbul yolunun öbür tarafına fırlamış),daha sonra yine döne döne bu sefer sol taraftaki bariyere ön tarafı vuruyorum.kör nokta diye tabir edilen yerde de kalıyorum.yani arkadan tır,kamyon,araba gelse bana dikkat etmeyebilir.
kaza anında bir de telefonum çalıyor.(kardeşim aramış.)
ben arabada sersem sersem o şokla otururken ,5 kişinin arabaya geldiğini gördüm. 5 tane 40-50'li yaşlarda abi.bu abiler çaycuma'dan(zonguldak) ankara'ya diyanet işlerinin bir toplantısı için giden imam abiler.
biri jandarmayı arıyor,diğeri ambulansı arıyor,diğeri çekiciyi arıyor, kalan ikisi de beni arabadan çıkarmaya çalışıyor.
kardeşimin telefonu hala çalıyor, o sersemlikle telefonu açtım." abi vardın mı ankara'ya?" diye sordu.kaza yaptığımı anlattım.
benim anne tarafı bolu'lu.orası da bolu'ya yakın bir yer.oradaki akrabaları aramış.bir zaman sonra da bolu'dan akrabalar geldi(dörtdivan'dan).
emniyet kemeri beni korumuş.canıma birşey olmadı.çekici aldı arabayı götürdü,ben de ambulansa bindim.
çok enteresan bir olaydı.kaza yaptığım yerin ismi cankurtaran mevkii.kaza çok şiddetliydi,yeni arabam tost olmuştu,lpg tankı karşı yola fırlamıştı ve patlamamıştı (bana yardım edenler hayretler içindeydi.o 5 tane imam arabaya yaklaşırken kendi aralarında arabadan galiba cenaze çıkaracakları hakkında konuşmuşlar),kör noktada hiçbir araç bana çarpmamıştı ve ben o arabadan sağ çıktım.bana yardım edenler de 5 tane imamdı.imam abilerden biri ile hala görüşürüm ,arar sorar beni,ben de kendisini arar sorarım.
takla atacağımı düşünürken, araba döne döne savruldu.(süratim 100 -110 arasıydı öyle hatırlıyorum).
önce arka tamponu sağ taraftaki bariyere(öyle şiddetli vurmuş ki arka bagajdaki lpg tankı istanbul yolunun öbür tarafına fırlamış),daha sonra yine döne döne bu sefer sol taraftaki bariyere ön tarafı vuruyorum.kör nokta diye tabir edilen yerde de kalıyorum.yani arkadan tır,kamyon,araba gelse bana dikkat etmeyebilir.
kaza anında bir de telefonum çalıyor.(kardeşim aramış.)
ben arabada sersem sersem o şokla otururken ,5 kişinin arabaya geldiğini gördüm. 5 tane 40-50'li yaşlarda abi.bu abiler çaycuma'dan(zonguldak) ankara'ya diyanet işlerinin bir toplantısı için giden imam abiler.
biri jandarmayı arıyor,diğeri ambulansı arıyor,diğeri çekiciyi arıyor, kalan ikisi de beni arabadan çıkarmaya çalışıyor.
kardeşimin telefonu hala çalıyor, o sersemlikle telefonu açtım." abi vardın mı ankara'ya?" diye sordu.kaza yaptığımı anlattım.
benim anne tarafı bolu'lu.orası da bolu'ya yakın bir yer.oradaki akrabaları aramış.bir zaman sonra da bolu'dan akrabalar geldi(dörtdivan'dan).
emniyet kemeri beni korumuş.canıma birşey olmadı.çekici aldı arabayı götürdü,ben de ambulansa bindim.
çok enteresan bir olaydı.kaza yaptığım yerin ismi cankurtaran mevkii.kaza çok şiddetliydi,yeni arabam tost olmuştu,lpg tankı karşı yola fırlamıştı ve patlamamıştı (bana yardım edenler hayretler içindeydi.o 5 tane imam arabaya yaklaşırken kendi aralarında arabadan galiba cenaze çıkaracakları hakkında konuşmuşlar),kör noktada hiçbir araç bana çarpmamıştı ve ben o arabadan sağ çıktım.bana yardım edenler de 5 tane imamdı.imam abilerden biri ile hala görüşürüm ,arar sorar beni,ben de kendisini arar sorarım.
devamını gör...
8.
12. sınıftayken bir cumartesi günü yarı uykulu dershaneye giderken neredeyse kocaman bir tırın altında kalıyordum. şoför amca telaşla yanıma geldi sağ olsun şoka girdiğimi görünce bi ton bağırıp basıp gitti. ben de oturdum ağladım.
devamını gör...
9.
intihardan dönmek...
aslında kolay olan ölmek zor olan hayatta kalabilmek
aslında kolay olan ölmek zor olan hayatta kalabilmek
devamını gör...
10.
birkaç yıl önce kulağımda kulaklık müzik dinlerken karşıdan karşıya geçiyordum. anlık dalgınlıkla yola atlamışım. tır sağ kolumda durdu. ölüme en yaklaştığım andı. bayağı küfür yedim şoförden.
devamını gör...
11.
merminin oldurmedigi anlar.
devamını gör...
12.
geçtiğimiz ay yenimahalle 1732. sokakta başımıza gelen hadise. efenim burası 89 derecelik, hayatımda gördüğüm en dik eğime sahip yokuş, daha önce çok kez kaza haberi olmuş. bizim 1.4 motorlu aracımız bu yokuşu güzel çıktı. lakin tepede bi uyarı levhası vs konmamış, bağlanan sağ şeritten araç gelince yavaşladık tam en tepede. sonra arabamız geriye kaydı birkaç metre, fren tutmuyor. el freniyle de duramadık. derken biraz daha kaydık. hayatımda hiç bu kadar korktuğumu hatırlamıyorum. o an dedim kesin öldük biz çünkü yokuş nereden baksanız 100 metre ve frenler tutmuyor. araba ilk ivmesini kaybettiği için çıkamıyoruz. hepimiz soğukkanlı davrandık. bi manevrayla aracın arkasını aşağıdaki binanın otopark girişine soktu kardeşim. ecel terleri dökmek suretiyle o dik yokuşta aracı terse çevirdi, direğe çarptık ve yavaşça o yokuşu çok şükür ki indik.
devamını gör...
"ölümün teğet geçtiği anlar" ile benzer başlıklar
teğet
3