ondan vazgeçtiğiniz an hissettikleriniz
başlık "münzevi_34" tarafından 15.08.2021 00:44 tarihinde açılmıştır.
1.
çok düşündüm... aslında güzel olan sen değilmişsin benim sana duyduğum sevgiymiş. masum olan sen değilmişsin benim sana hissettiklerimmiş. büyük olan sen değilmişsin ben gözümde büyütmüşüm. vazgeçilmez değilmişsin ben vazgeçmeyi bir türlü kabul etmemişim. benim hayal ettiğim kadar güzeldin; gözlerin, yüzün... ama artık hayalimde güzel olan bir sen yok. bugün dönüp kalbime bir baktım da eskisi gibi değilmişsin bende... artık kalbim "yeter" demiş. hiç hak etmeyen birine bu kadar değer fazla, kendine gel... bırak kalsın öylece, vazgeç ve kalbini serbest bırak. vazgeçtim artık... aşık veysel'in de dediği gibi "güzelliğin on par'etmez bu bendeki aşk olmasa".
devamını gör...
2.
bilmem ne köyüne gitmiştim. bi köpeği penceresi olmayan garaj gibi bir yere kilitlemisler. ara ara dövüyorlar, çiğ et ile besliyorlar ve söylediklerine göre asla sevmiyorlar. bunu yapma sebepleri de köpek yaban domuzunu daha istekli parçalasın. bu. o zamandan bu zamana çok uzun seneler geçti, hâlâ o köpeği düşünüp duruyorum. ne hissettiğini çok merak ediyorum. özgür kalma fırsatı olduysa hiç kaçmaya çalıştı mı yoksa tutsak olduğunun bile farkında değil miydi?
aşık olunca kendimi o köpek gibi hissediyorum. hakkatan öyle hissediyorum. kendimi kapana kısılmış gibi hissediyorum ama sanki en baştan beri hiç özgür olamamışım gibi özgür olmak için mükemmel bir çaba vermiyorum.. elbette mecaz anlamda söylüyorum bunu, yiyorum dayağı, vahşiyim, karanlıkta bırakıyor beni döven kişi, benden iki kat büyük hayvanlara bile gücüm yetebilir ama beni döveni ısırmıyorum. o daracık alanda beni boynuma tasma geçirip hiç hareket etmeyecek hale sokan o insanın kafamı okşamasını bekliyorum.
aşk elbette çoğu yönüyle cok güzel ama o tutsaklık hissi beni boğuyor. düşünecek binlerce farklı şey varken bir insanın günün büyük bölümünde aklında olması, onu merak etmek, özlemek, istemek, ayaklarının sürekli ona koşması falan sahiden yorucu gelmeye başladı bana. en önemlisi sevsin beklentisi daha yorucu. beni sevsin, beni istesin düşüncesi, onun o hırsı, o beklentiler insanı yaşlandırıyor.
bu nedenle ben zincirim varmış, onu kırmış ve koşuyor gibi hissediyorum. özgürlüğe koşan mutlu biri gibi hissediyorum. özgürlük cennettir çünkü. bana sorarsanız vazgeçmek yine çok acıklı bir mesele değil. o da güzel aslında çoğu yönüyle. tabii. böyle de duygusal bir insanım.
aşık olunca kendimi o köpek gibi hissediyorum. hakkatan öyle hissediyorum. kendimi kapana kısılmış gibi hissediyorum ama sanki en baştan beri hiç özgür olamamışım gibi özgür olmak için mükemmel bir çaba vermiyorum.. elbette mecaz anlamda söylüyorum bunu, yiyorum dayağı, vahşiyim, karanlıkta bırakıyor beni döven kişi, benden iki kat büyük hayvanlara bile gücüm yetebilir ama beni döveni ısırmıyorum. o daracık alanda beni boynuma tasma geçirip hiç hareket etmeyecek hale sokan o insanın kafamı okşamasını bekliyorum.
aşk elbette çoğu yönüyle cok güzel ama o tutsaklık hissi beni boğuyor. düşünecek binlerce farklı şey varken bir insanın günün büyük bölümünde aklında olması, onu merak etmek, özlemek, istemek, ayaklarının sürekli ona koşması falan sahiden yorucu gelmeye başladı bana. en önemlisi sevsin beklentisi daha yorucu. beni sevsin, beni istesin düşüncesi, onun o hırsı, o beklentiler insanı yaşlandırıyor.
bu nedenle ben zincirim varmış, onu kırmış ve koşuyor gibi hissediyorum. özgürlüğe koşan mutlu biri gibi hissediyorum. özgürlük cennettir çünkü. bana sorarsanız vazgeçmek yine çok acıklı bir mesele değil. o da güzel aslında çoğu yönüyle. tabii. böyle de duygusal bir insanım.
devamını gör...
3.
tanıştığımız ilk günün sabahında kendime demiştim ki '' bunca zamandır hayatımda eksik olan şeyi sonunda buldum''.
evet, o hayatımdayken ilk defa kendimi tamamlanmış hissetmiştim. şimdi her zamankinden daha eksik hissediyorum. ve o artık yanımda değilken ona hissettiğim bütün bu sevgiyle ne yapacağımı, nereye koyacağımı bilmiyorum.
her gün onun hakkında düşünmekten, ondan vazgeçmemek için kendimle mücadele etmekten yoruldum. çünkü o artık yok. onun yokluğunda onu hala bu kadar çok sevmek beni tüketiyor.
biliyorum en zor kısım burası. onu unutmak ya da onu artık sevmemek değil. ondan vazgeçmek. ona dair en ufak bir umut bile taşımamak en zor olanı.
elbette hayatımda ondan daha çok sevdiğim, önemsediğim insanlar oldu. ama sorun şu ki kimseyi onu sevdiğim gibi sevmedim. sevebileceğimi de sanmıyorum. ona hissettiklerimi, onunlayken hissettiklerimi bir daha bulamayacağımdan korkuyorum. bazen onu hiç tanımasaydım, onunla olmasaydım, böyle şeyler hissetmeseydim her şey daha kolay olurdu diye düşünüyorum. sonuçta varlığını bilmediğiniz bir şeyi özlemezsiniz. şimdi korkuyorum. bir daha böylesine hissedememekten ve ömrüm boyunca onda takılı kalmaktan korkuyorum. ama yine de kendimi şunu demekten alıkoyamıyorum. '' her şeye rağmen değerdi ''.
korkuyorum. aslında beni ondan vazgeçmekten alıkoyan en büyük şey şu. ya o benim gerçekten ruh eşimse ve ben onu çoktan arkamda bırakıyorsam? sonra yeniden fark ediyorum. birbirini tamamlamak, ruh eşi olmak... bunlar o kadar realist şeyler değil. asıl önemli olan o insan için verdiğin çaba, ona nasıl tutunduğun.
ondan vazgeçmemek yorucu ama aslında daha kolay. çünkü vazgeçmemek, içimde ona dair umutların hep olması aslında bir kaçış yolu. ama hayatıma devam etmek zorundayım. o beni hala birbirimizi sevdiğimiz o noktada tek başıma bıraktı. çok kolay bir şekilde hayatına devam etti, hayatına devam ediyor. onun bana karşı olan hislerinden hiçbir zaman şüphe etmedim aslında hala da etmiyorum. beni gerçekten sevdi. hala bir noktada bana değer verdiğini ve önemsediğini biliyorum. ama pek hoş olmasa da sonunda anladım. ben sadece onun için düşündüğüm kadar özel bir insan değildim. onun için vazgeçilmez değildim. bu yüzden yokluğum onun için pekte zor olmadı. o beni hiçbir zaman benim onu sevdiğim kadar sevmedi.
hiçbir fikri yok onu hala ne kadar çok sevdiğimden. o benim savunmasız kaldığım ilk insan, tek insan.
bunu yazarken bile kendime bir yandan hala şunu diyorum. ondan vazgeçmek zorunda değilsin. ''artık sadece arkadaşsınız. aslında önemli olan şey de bu. birbirinizi hayatınızda tutmak önemli olan tek şey. birbirinizin hayatında nasıl kaldığınız önemli değil.'' evet bu dediklerimin bir noktada haklılık payı var ama ben hala ona aşıkken ve kendime kabul ettiremesem de içten içe hala ondan bir şeyler beklerken bu olmaz. arkadaş kalmak için çok erken. onu tamamen kaybetmekten korktuğum için sadece arkadaşım olarak kalsın diye çok büyük bir çaba sarf ediyorum ama bu beni tüketiyor. zamana ihtiyacım var tamamen arkadaş kalabilmemiz için. şu an ondan uzaklaşmam gerekiyor. ama biliyorum ki zaman kimse için beklemez. belki ben onunla tamamen arkadaş kalabileceğim zaman onu kaybetmişim olurum.
ya onu tamamen kaybetmek uğruna dahi olsa kendimi seçip iyileşeceğim ya da ona hala aşıkken sırf onu kaybetmemek için arkadaş kalacağım ve bu beni her geçen gün biraz daha tüketecek.
ve gerçekten değer mi? isterse gerçekten ruh eşim olsun, ondan sonra kimse bana onun hissettirdiği gibi hissettirmesin. kendime bunu yapmam doğru mu? o hayatına başka biriyle devam ederken benim kendimi tüketmem doğru mu ? bazen onu hala sevmek o kadar acıtıyor ki bunu tarif edemem. o gitmişken bile ondan vazgeçmeye içim el vermiyor.
sanırım bitiriyorum. bu zamana kadar ondan vazgeçmeye çalışmadım bile hiç. ondan vazgeçmek benim için ürkütücü bir düşünceydi hep. ama vazgeçiyorum ondan. belki asla aynı şeyleri hissedemeyeceğim hiç kimseye, hiçbir şeye karşı. belki kimse beni tamamlayacak. belki ondan vazgeçmek beni hayattan bir adım daha uzaklaştıracak. ama vazgeçiyorum.
evet en başından beri haklı olduğum tek şey vardı. sonu nasıl biterse bitsin onu sevmek her şeye değerdi. onun tarafından sevilmek her şeye değerdi.
seni gerçekten çok sevdim. sadece sen hiçbir zaman seni ne kadar çok sevdiğime inanmadın belki de buna inanmak istemedin. seni hala çok seviyorum. ve biliyorum ki tüm bunları atlattığımda, içim tamamen soğuduğunda da seni hala seviyor olacağım.
sana dair tutunduğum her şeyi bırakıyorum. hayatıma kattığın tüm güzellikler için teşekkürler. zaman zaman dalıp gittiğin anlar oluyordu. kendini sebepsizce üzgün hissettiğini ama hiçbir zaman uzun sürmediğini söylüyordun. o anlarda sana hiçbir şeyin, hiç kimsenin iyi hissettirmediğini biliyorum. aslında kendimi en çok o zamanlar çaresiz hissediyordum. o anlarda seni üzen ne varsa çözmenin, sana artık zarar vermemesin yolunu bulursun umarım.
seni seviyorum. kendine güzel bak. mutlu kal.
evet, o hayatımdayken ilk defa kendimi tamamlanmış hissetmiştim. şimdi her zamankinden daha eksik hissediyorum. ve o artık yanımda değilken ona hissettiğim bütün bu sevgiyle ne yapacağımı, nereye koyacağımı bilmiyorum.
her gün onun hakkında düşünmekten, ondan vazgeçmemek için kendimle mücadele etmekten yoruldum. çünkü o artık yok. onun yokluğunda onu hala bu kadar çok sevmek beni tüketiyor.
biliyorum en zor kısım burası. onu unutmak ya da onu artık sevmemek değil. ondan vazgeçmek. ona dair en ufak bir umut bile taşımamak en zor olanı.
elbette hayatımda ondan daha çok sevdiğim, önemsediğim insanlar oldu. ama sorun şu ki kimseyi onu sevdiğim gibi sevmedim. sevebileceğimi de sanmıyorum. ona hissettiklerimi, onunlayken hissettiklerimi bir daha bulamayacağımdan korkuyorum. bazen onu hiç tanımasaydım, onunla olmasaydım, böyle şeyler hissetmeseydim her şey daha kolay olurdu diye düşünüyorum. sonuçta varlığını bilmediğiniz bir şeyi özlemezsiniz. şimdi korkuyorum. bir daha böylesine hissedememekten ve ömrüm boyunca onda takılı kalmaktan korkuyorum. ama yine de kendimi şunu demekten alıkoyamıyorum. '' her şeye rağmen değerdi ''.
korkuyorum. aslında beni ondan vazgeçmekten alıkoyan en büyük şey şu. ya o benim gerçekten ruh eşimse ve ben onu çoktan arkamda bırakıyorsam? sonra yeniden fark ediyorum. birbirini tamamlamak, ruh eşi olmak... bunlar o kadar realist şeyler değil. asıl önemli olan o insan için verdiğin çaba, ona nasıl tutunduğun.
ondan vazgeçmemek yorucu ama aslında daha kolay. çünkü vazgeçmemek, içimde ona dair umutların hep olması aslında bir kaçış yolu. ama hayatıma devam etmek zorundayım. o beni hala birbirimizi sevdiğimiz o noktada tek başıma bıraktı. çok kolay bir şekilde hayatına devam etti, hayatına devam ediyor. onun bana karşı olan hislerinden hiçbir zaman şüphe etmedim aslında hala da etmiyorum. beni gerçekten sevdi. hala bir noktada bana değer verdiğini ve önemsediğini biliyorum. ama pek hoş olmasa da sonunda anladım. ben sadece onun için düşündüğüm kadar özel bir insan değildim. onun için vazgeçilmez değildim. bu yüzden yokluğum onun için pekte zor olmadı. o beni hiçbir zaman benim onu sevdiğim kadar sevmedi.
hiçbir fikri yok onu hala ne kadar çok sevdiğimden. o benim savunmasız kaldığım ilk insan, tek insan.
bunu yazarken bile kendime bir yandan hala şunu diyorum. ondan vazgeçmek zorunda değilsin. ''artık sadece arkadaşsınız. aslında önemli olan şey de bu. birbirinizi hayatınızda tutmak önemli olan tek şey. birbirinizin hayatında nasıl kaldığınız önemli değil.'' evet bu dediklerimin bir noktada haklılık payı var ama ben hala ona aşıkken ve kendime kabul ettiremesem de içten içe hala ondan bir şeyler beklerken bu olmaz. arkadaş kalmak için çok erken. onu tamamen kaybetmekten korktuğum için sadece arkadaşım olarak kalsın diye çok büyük bir çaba sarf ediyorum ama bu beni tüketiyor. zamana ihtiyacım var tamamen arkadaş kalabilmemiz için. şu an ondan uzaklaşmam gerekiyor. ama biliyorum ki zaman kimse için beklemez. belki ben onunla tamamen arkadaş kalabileceğim zaman onu kaybetmişim olurum.
ya onu tamamen kaybetmek uğruna dahi olsa kendimi seçip iyileşeceğim ya da ona hala aşıkken sırf onu kaybetmemek için arkadaş kalacağım ve bu beni her geçen gün biraz daha tüketecek.
ve gerçekten değer mi? isterse gerçekten ruh eşim olsun, ondan sonra kimse bana onun hissettirdiği gibi hissettirmesin. kendime bunu yapmam doğru mu? o hayatına başka biriyle devam ederken benim kendimi tüketmem doğru mu ? bazen onu hala sevmek o kadar acıtıyor ki bunu tarif edemem. o gitmişken bile ondan vazgeçmeye içim el vermiyor.
sanırım bitiriyorum. bu zamana kadar ondan vazgeçmeye çalışmadım bile hiç. ondan vazgeçmek benim için ürkütücü bir düşünceydi hep. ama vazgeçiyorum ondan. belki asla aynı şeyleri hissedemeyeceğim hiç kimseye, hiçbir şeye karşı. belki kimse beni tamamlayacak. belki ondan vazgeçmek beni hayattan bir adım daha uzaklaştıracak. ama vazgeçiyorum.
evet en başından beri haklı olduğum tek şey vardı. sonu nasıl biterse bitsin onu sevmek her şeye değerdi. onun tarafından sevilmek her şeye değerdi.
seni gerçekten çok sevdim. sadece sen hiçbir zaman seni ne kadar çok sevdiğime inanmadın belki de buna inanmak istemedin. seni hala çok seviyorum. ve biliyorum ki tüm bunları atlattığımda, içim tamamen soğuduğunda da seni hala seviyor olacağım.
sana dair tutunduğum her şeyi bırakıyorum. hayatıma kattığın tüm güzellikler için teşekkürler. zaman zaman dalıp gittiğin anlar oluyordu. kendini sebepsizce üzgün hissettiğini ama hiçbir zaman uzun sürmediğini söylüyordun. o anlarda sana hiçbir şeyin, hiç kimsenin iyi hissettirmediğini biliyorum. aslında kendimi en çok o zamanlar çaresiz hissediyordum. o anlarda seni üzen ne varsa çözmenin, sana artık zarar vermemesin yolunu bulursun umarım.
seni seviyorum. kendine güzel bak. mutlu kal.
devamını gör...
4.
simiti yedikten sonra ortasındaki boşluğun yok olması gibi önemini yitirir.
devamını gör...
5.
vazgeçişim sevgimin azlığından değil çaresizliğimin çokluğundandır.
devamını gör...
6.
ne zaman ki vazgeçtim, o zaman geldi. gelmesi de pek bir şey ifade etmedi. o zaman "neden onca yıl değil de şimdi, tam vazgeçtiğim zaman" diye sormuştum kendime. ama o an anladım ki ona karşı beslediğim her neyse beni esir almış. onca yıl beni bir kalbe mahkum etmiş. ne zaman vazgeçtim o zaman özgür olduğumu hissettim, kendime kavuştum. zira o bendeyken ben oymuşum. yazık oldu. olmamalıydı ama oldu.
devamını gör...
7.
hatırlamıyorum. çok zaman geçti. seneler, hatta bir kaç sene sonra ''onlarca sene'' diyebileceğim kadar çok sene olacak.
vaz geçtiğim günü hatırlamıyorum, o günden bu güne neden hiç aklıma gelmediğimi bilmiyorum. bugün niye beni bu hale soktu onu da bilmiyorum. o gün ileride ne olacağını bilmediğim için vaz geçtim belki de ama bugün bakınca ne arada geçen yılları biliyorum ne de bundan sonra olacakları.
vaz geçtiğim günü hatırlamıyorum, o günden bu güne neden hiç aklıma gelmediğimi bilmiyorum. bugün niye beni bu hale soktu onu da bilmiyorum. o gün ileride ne olacağını bilmediğim için vaz geçtim belki de ama bugün bakınca ne arada geçen yılları biliyorum ne de bundan sonra olacakları.
devamını gör...
8.
ya başarısız olursan ?
başarısız olmam çünkü buna gidecek yollar açık ve buna çabaladım. bu yol illa ki olacak. en çok istediğim mi yoksa eh bu da olsa olur mu denilene mi düşmüş yolum orası ayrı. orasına da razı olduktan sonra başarısız sayılmam.
ama sen ne yapsan garanti başarısız olacaksın. tek çarendim.
vazgeçmek çok aşamalıydı ve kolay olmadı. sen ömrün boyunca aklında benle yaşarken ben birkaç aya aşmış olacağım.
ve aynen sen bu hayata çile çekmek için gelmişsin, yazık. çilekeş seni! sarıl annene ağla şimdi.
başarısız olmam çünkü buna gidecek yollar açık ve buna çabaladım. bu yol illa ki olacak. en çok istediğim mi yoksa eh bu da olsa olur mu denilene mi düşmüş yolum orası ayrı. orasına da razı olduktan sonra başarısız sayılmam.
ama sen ne yapsan garanti başarısız olacaksın. tek çarendim.
vazgeçmek çok aşamalıydı ve kolay olmadı. sen ömrün boyunca aklında benle yaşarken ben birkaç aya aşmış olacağım.
ve aynen sen bu hayata çile çekmek için gelmişsin, yazık. çilekeş seni! sarıl annene ağla şimdi.
devamını gör...
9.
insan hep en son yaptığı davranışı ile hatırlanıyor. tüm iyilikleri güzellikleri bir anda unutuyorsun solunu yakan tek bir davranışı bitiriyor. kimse anlamayacağı için kimseyle konuşamıyorsun. hayat devam ediyor böğründe oturmuş koca bir öküz ile. ağlamak mı akşam eve dönerken kimse görmez yerinde.... sonra dimdik güçlü bir duruş. dişlerinden biri eksik gibi hissedersin ya işte öyle bir boşluk.
devamını gör...