temel çıkış noktası varlık olan felsefe. kısaca varlık felsefesi. varlık nedir? var oluş nedir? varlık var mıdır, yok mudur? bir şeyin var olduğu söylenebilir mi?

en baba isimleri; (elbette) aristotales, descartes, spinoza, bertrand russell, hegel, heidegger ve ludwig wittgenstein'dır.

içine giriş ve çıkamayış şahanedir. zaten ontoloji öldürmez sakat bırakır.
devamını gör...
varlık felsefesidir. en ilginç fikirlerden birisine bir sofist olan gorgias ortaya koymuştur: varlık, yoktur. olsa da bilinemez. bilinse de, başka kimseye aktarılamaz.
bunun antitezi de madem yoksun nasıl konuşuyorsun? madem hiçbir şey bilinemez hiçbir şeyin bilinemeyeceğini nereden biliyorsun? madem hiçbir şey kimseye aktarılamaz sen bize nasıl aktarıyorsun? şeklindedir. bunun yanında ontolojiyle alakalı çok değişik yaklaşımlar mevcuttur.
herakleitosa göre varlık bir oluştur. herakleitos bunu şu örnekle açıklar: bir insan aynı nehirde iki kez yıkanamaz zira o nehirden çıkınca ne o nehir eski nehirdir ne de o adam eski adamdır. her ikisi de değişmiştir.
platon’a göre gerçek varlıklar idealardır. duyusal dünyadaki varlıklar idealardan pay almak suretiyle var olurlar ve bunlar ideaların, yalnızca görünüşleridir.

hegel'e göre asıl ve gerçek varlık, insan zihninden bağımsız olarak var olan mutlak akıl (geist)dır. bu mutlak akıl, evrensel ve manevi bir varlıktır. bu görüşün idealist olarak değerlendirilmesinin nedeni, hegel’in varlığı temelde tinsel bir töz olarak belirlemesidir.

demokritos' a göre var olan her şeyi sonsuz sayıda atoma ayırmıştır. her şey atomların birbirlerine çarpması sonucunda, mekanik bir zorunlulukla oluşur. atomlar belli bir sıra ile birleşerek veya ayrılarak varlıkları oluşturur.

hobbes'a göre gerçekte var olanın, cisim veya madde olduğuna inanır. ona göre dünya mekanik hareket kanunları tarafından yönetilen cisimlerin bütünüdür. bütün gerçeklikler yalnızca maddi olarak düşünülebilir.

marks'a göre evrendeki hareket ve değişme maddeden başka bir şey değildir. ona göre madde biçim değiştirir. tüm değişmelerin temelinde karşıtlık ve çatışma vardır. düşünce, maddeden sonra gelen ve ona bağlı olan varlıktır.

descartes'a göre varlıkta iki töz vardır: biri “ruh”, öteki de “madde”. ruh, düşünen, madde ise yer kaplayan bir tözdür. bunlar arasında hiçbir birleşme noktası yoktur; yalnızca insanda bir araya gelirler.

husserl'a göre var olanın yalnızca fenomenler olduğunu söyler. bu fenomenin insan bilinci tarafından bilinebileceğini savunur. insan onların özünün bilgisini edinebilir. ona göre varlığın bilinçten bağımsız bir var olma durumu yoktur; varlıklar bilincimizin bilgi nesneleri olarak vardırlar. yani bizim zihnimizin olanakları çerçevesinde var olurlar
devamını gör...
"ontoloji" kelimesine ilk kez onyedinci yüzyılın başlarında gocklenius nâm bir yazarın o dönemin felsefî leksikonunu tesis etmek amacıyla yazdığı bir eserde rastlanmıştır.* kavramın tarihi ise hiç değilse aristoteles'e kadar geri götürülebilir. zira kelimenin kendisi de grekçe on (var olan) ve logos (dil, bilim ve s.) sözcüklerinden oluşmuştur. aristoteles'in bizzat ilk felsefe (prote philosophia) adlandırdığı bilim kolu, var olanı sadece var olan olarak (to on he on), yâni sadece var olduğu ölçüde, incelemeyi amaç edinmiş, böylece de sonradan ontoloji diye adlandırılmış felsefî alanın temellerini kavramsal olarak atmıştır. ortaçağ skolastik felsefesinde de ontolojik araştırmalar bu sâde tanımın ışığında yapılmış, keza erken modern çağda gelişen alman skolastik felsefesi de bu tanımı esas almaya devam etmiştir. bu nâm-ı diğer alman mektep felsefesinin biraz da isyankâr bir meyvesi olan kant bile, metodolojide önemli yenilikler getirmiş olmasına rağmen, ontolojinin mezkur tanımına sadık kalmıştır. hegel de kendi mantık bilimi'nin eski ontolojiyi ikame ettiğini söylemiştir. öte yandan yirminci yüzyılın başlarında heidegger ve hartmann ontolojiyi kendilerince yeni bir çerçevede ele almayı denemişlerdir. hasılı, bir araştırma alanı olarak ontolojinin, felsefe tarihi boyunca sürekli alt üst edilmiş ve yeniden yapılandırılmış olmasına rağmen 2500 senedir berdevam olduğu söylenebilir.
devamını gör...
tanrının varlığını kanıtlamak için kullanılan ontolojik argümanın temelidir.
devamını gör...
varlığın, evrenin ilk nedenlerini, özünü araştıran felsefe disiplinidir. görünenin ardındaki gerçekliği belirleme girişimidir.
devamını gör...
rapin ontolojisi için (bkz: doğu akdeniz)
devamını gör...
içgüdü. zamana verilen tepki.anlam arayışı.

anlam öyle parçalanmış ki, tükettiğimiz suretlerinde kafa karıştırmaktan başka bir işlevi de yok.

bazen güdüsel bir arayış, avını arayan o yabani hayvan gibi. dünyanın bize en büyük kazığı kendimizi özel sanmamız ve mutlu olmak istememiz.

bir de diğer insanlar. onlar da diğer sonuçsuz kesik parçalar.
devamını gör...
en bilinen mottosu
descartes'in "düşünüyorum o halde demek ki türkiyede yaşamıyorum"..şaka şaka..
en bilinen mottosu "düşünüyorum o halde varım"* olan varlığı sorgulayan felsefe. insanlığın düşünsel olarak ilerlemesinde katkısı büyüktür.
teoloji ontolojiyle birleşince dadından yinmez.. azıcık da mevlana serpiştiriverdin miydi ooooohhhhh.. ne fikirler ne fikirler.. gel beri..
devamını gör...
devamlı olarak onkoloji olarak okuduğum kelime.

o yüzden de pek ısınamıyorum, gerçi ısınsam da n'olacak, pek anlamıyorum.*
devamını gör...
başlamış yine hıncal uluç şakaları
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
epistemolojinin tamlananı.
devamını gör...
felsefenin, 20. yy. nin başında büyük türk felsefecisi takiyettin mengüşoğlu'nun da hocalığını yapmış nicolai hartmann tarafından ''yeni ontoloji'' adıyla yeni bir tanım ve form kazanmış bir dalıdır.

hartmann özellikle mantıkçı pozitivistlerin felsefenin en büyük sorunu olarak gördükleri metafizik konuların mantık önermeleriyle açıklanama ve gerçekle örtüşememe sorununa dikkat çeker. bilginin, hakikatin ve nesnenin bilgisine ulaşabilmekher zaman mantıksal önermelerle mümkün olmayabilir. bilgi nesnesi bilgi oluşmadan önce de vardır.( yani bir bilen ile tanışmadan önce) bu yüzden bilgiye ulaşmada ontoloji bilgi kuramına değil, bilgi kuramı ontolojiye ihtiyaç duyar.

bilgi ilişkisi bir varlık ilişkisi der hartmann. bilenle bilinen, özneyle nesne arasında kurulan, kurulmakta olan varlığa gelen bir ilişkidir. çünkü sadece bilinç bilgiye sahip olabilir, bir şeyi bilebilir. bilenle bilinenin karşılıklı var olması ne sadece bilginin, ne öznenin nesneyi yaratması ne de nesnenin öznenin ürünü olmasıdır. ''nesne nesneleştirilmesine kayıtsızdır.'' yani varlık; soyut ya da somut, madde ya da ruh özneden bağımsız bir bütün oluşturur, arkasında başka bir öz aramamak gerekir. bir var olanın bir bilme edimine konu olması ilk kez bilme nesnesi olması ilk kez var olduğu anlamına gelmez.

hartmann bu ilişkiyi ortaya koyduktan sonra, varlığı 4 katmanlı birbiri ile kategorik ilişkileri olan bir realite olarak ele alır. alttan yukarı:

''inorganik katman: cansız varlıklar ve madde. algı etkin olarak kullanılır. bu katmandaki varlıkların yer kaplama, ısınma ve düşme özellikleri bulunur. bu katmanla fizik ilgilenir.

organik katman: canlı varlıklar, tek hücreli canlılar, bitkiler, hayvanlar ve insanlar. sezgi, etkin olarak kullanılır. bu katman, inorganik katmandan kaynak sağlar. bu katmanla biyoloji bilimi ilgilenir.

ruhsal katman: insanlar ve hayvanlar bulunur. tümden bilinçli olmasa da bilinçli ve ruhsal yaşantılardır. bu katman, tinsel katmana kaynaklık sağlar. bu katmanla psikoloji bilimi ilgilenir.

tinsel katman: insan, düşünce, özgürlük, kültür, din, ahlak ve sanatlar. tin veya akıl etkin olarak kullanılır. ruhsal yaşantılar, ürüne dönüşerek evrenselleşir. bu katmana doğru özgürlük artar, güçlülük azalır. bu katmanla felsefe ilgilenir.

bu katmanlar, varlıkların nitelik bakımından birbirlerinden ayrışması sonucunda oluşmuştur. hartmann’a göre bu kategorik bir ayrışmadır ve birbirlerinden tamamen ayrı oldukları anlamına gelmez.''
devamını gör...
ontoloji benim, tek emin olduğum şeyim.
devamını gör...
varlık felsefesi.
devamını gör...
ontoloji ile ilgili özetimi link olarak bırakıyorum
buyrunuz
devamını gör...
varlık bilimidir. felsefenin varlıları inceleyen bir koludur. cennet-cehennem-tanrı konuları ontolojinin alanındadır.
devamını gör...
aynen epistemoloji’de olduğu gibi söylenince hava bi milyon laflarındandır. telaffuzu gerçekten kulağa hoş gelmektedir.

ontoloji varsa ontolog da vardır zaar diye düşündürür.
devamını gör...
varlık felsefesi olarak bilinir.
varlığı ele alır.


ontolojinin sorduğu bazı sorular;


varlık nedir?

varoluş nedir?

fiziksel nesneler nelerdir?

bir fiziksel nesnenin var olduğu
söylemini kanıtlamak mümkün müdür?

bir nesnenin özellikleri veya ilişkileri nedir ve bunlar nesneyle nasıl ilişkilidir?

var oluş bir özellik midir?

bir nesne ne zaman yok olur, ne zaman değişir?

doğru nedir?

varlığı gerçek ve edimsel yapan nedir
devamını gör...
epistemoloji'den sonra incelenmesi gereken konu. zira; epistemoloji, her zaman ontoloji'den önce gelir. çünkü ontoloji'nin lojisi (logosu, bilimi) episteme (bilgi) ile ilgilidir. neyin bilimi olursa olsun, bilim yapabilmek için bilginin ne olduğunu bilmek gerekir.
devamını gör...
varlık felsefesi olarak bilinen felsefik terim.
varlık nedir gibi sorulara cevap arar.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim