oruç huzurunun tamamen biyolojik bir olay olması

her olguyu madde ile açıklamaya alışmış materyalist zihinler için gayet normal.

insanın yeryüzündeki durumunu bilim ile açıklamak ya da biyolojik anlamda insanı açıklamak biyolojinin konusu olabilir. buna ne dinin en de bilimin itirazı olmamıştır bugüne kadar. sonuçta 24 saat budist tapınakta meditasyon yapan adam da bu verileri kullanıyor.

lakin bir de insanın yeryüzündeki değil dünyadaki durumu vardır yani anlam-değer dünyası var ki bu bambaşka bir dünyadır. biyolojinin konusu falan da değildir. biyolojinin bizatihi kendisi bile böyle anlam-değer işlerine burnunu sokmazken , kraldan çok kralcı olmanın alemi yok. her bi boka da bilimi sokacaz diye yırtınmanın sıyırmış olmaktan farkı yok.

ilerisini gerisini bilmem oruç benim bünyeme huzur veriyor. sebebinin önemi var mı? öğrenince ne değişecek? belki tamamen ödev ahlakına ters bir şekilde ama bünyeye verdiği zevk başka bir boyut.

huzur değil uykudur o.
bünyeye yeni yakıt girmeyince en çok şeker yakan organlardan biri olan beyin fonksiyonlarını azaltıyor, uykunuz geliyor. siz de huzurumuz geliyor sanıyorsunuz.

oruç huzuru diye bir şey yoktur.
çalıştığım yerde oruçlu insanlar var ve hergün kavga ediyorlar.
her gün.

vücut her zaman rutinin dışına çıktığında, yani var olan düzeni değiştirildiğinde şaşırır. bu vücudun şaşırma haline " detoks" denir. bokunu çıkartmadan yaptığınız durumda faydalıdır ama dozunu kaçırırsanız, kendinize metabolik olarak hasar verirsiniz.

bu kısmı, günlük hayatta sürekli oruç sistemi ile zayıflamaya çalışan, şok diyetler uygulayan hatta sadece sıvı ile beslenerek kilo vermeye çalışan arkadaşlar içindi.

gelelim ramazan ayında oruç tutmaya; manevi huzurun kaynağıdır. insana şükretmeyi ve aç kalmamanın aslında ne kadar önemli olduğunu öğretir. insanlar genelde acıktığında değil, canı bir şeyler istediği için yemek yer. aslında her insanın ihtiyacı olan yemek oranı = bazal metabolizmasıdır. vücut bazalınızın üstündeki hiç bir orana ihtiyac duymaz, oranın üstünde beslenirseniz, kilo olarak kendisine ekler.

şimdi, insanlar acıktıkca değil, can sıkıntısından ve sürekli canları bir şeyler çektiğinden yemek yediği için; bir günde neredeyse 12-13 saat zaten sürekli vücutlarına besin alıyorlar. yani ufacık bir şey yiyor dahi olsanız, yiyorsunuz. ramazanla beraber, bu sürekli yeme hali durduğu için, vücut rahatlıyor ve kendisine geliyor. eğer açlığınıza yenilmeyip, iftar vaktinde olması gerektiği kadar beslenirseniz, 0 sıkıntı yaşarsanız ama kıtlıktan çıkmış gibi yerseniz ki genelde türk nüfusu böyle besleniyor, mide spazmına kadar yolu var.

dolayısıyla ramazan ayı vücut sisteminin rahatlaması için inanılmaz bir ay'dır. boşuna ve sürekli beslenme ihtiyacının önüne geçtiği için, vücut kendisini dinamik ve dinç tutar. diyete başlayacak insanlar için bu ay biçilmiş kaftandır. günde zaten 15-16 saat aç kaldığınız için, diyete çok kolay adapte olursunuz. sürekli ötelediğiniz diyete girme durumunuz veya diyetisyene gitme planınız varsa, ramazandan hemen sonra hayata geçirin.