osmanlı'nın şahlanış döneminde bile halkın sefil olduğu gerçeği

öyle bir ülke düşünün ki sorgusuz sualsiz esiniz cocugunuz elinizden alinip padisahin haremine dahil edilebiliyor.itiraz hakkiniz elbette ki yok.kellenizin gitmesini istiyorsaniz o ayri.

balkanlardaki türk ďüşmanliginin sebeplerinden biri de budur. hatta bu konuyla ilgili bir deyim bile var "derebeyinin (valinin) ilk gece hakki" ..benzer bir durum ingilterede de iskoclara yönelik bir politika olarak yurutulmus.gise rekortmeni "brave heart"ta da buna atiflar vardi hatta.isin özü su evleniyorsunuz ve sizden önce esinizle vali birlikte oluyor.insan bunu yazarken bile yüzü kizariyor insanligindan utaniyor.böyle bir ülkede haktan hukuktan bahsedilebilir mi?

basligi acana katilmadigim tek bir yön var o da yavuz zamaninda da kasa dolmadi dolduysa da bu üretimle olmadi.misir zengin bir ülke oldugundan memlüklerle yapilan savasin kazanilmasiyla önemli miktarda zenginlik osmanliya gecti.misirin stratejik bir bölge olmasindan ise bahsetmiyorum bile.

not: bn de yurtsever bir insanim ama bnim icin türk tarihi cumhuriyetle basladi ve öyle devam ediyor.

dinin hükmettiği toplumların %99’u için geçerli olan durum.

belki bir istisna çıkar diye %1 pay bıraktım.

din sömürüdür.
sömürü için araçtır.

her padişah yiyip içip meşk ederken o dönemde insanlar inek dışkısının içinden arpa ayıklayacak kadar sefildirler.

osmanlı'nın şahlanma dönemi olarak tarihsel anlatı bilindiği üzere fatih ile ikinci selim arası dönemdir. bu dönem itibari ile osmanlı avrupa ülkelerinin 4-5 katı ücretli sınıfa maaş veriyordu. bu noktada halk tanımını açmak gerekiyor, istanbul merkezi ve diğer büyük vilayetler merkezi ücretli sınıf ve esnaf bu dönemde zaman zaman kötü dönemler yaşamakla birlikte özelikle ücretli sınıfın durumu çok kötü değil. lakin fatih döneminde ağır vergilerin, halkı ve esnaf takımını bezdirdigini de biliyoruz bunun neden sürekli savaşların devam etmesi ve bu savaşların ciddi bir ekonomiye dayanması. kırsal nüfusun ise, dünyada her yerde olduğu gibi bizde de durumu pek iç açıcı değil. özelikle mülkiyet hakkı tanınmaması, köylü nüfusu ilerideki süreçte çok zor durumda bırakacaktır. herr holz nickiyle yazan arkadaşın aksine bunun islam ile ilgisi yoktur, hatta islamiyete karşı bir şey bile denilebilir. islam hukukun temel dinamiklerinden biri mülkiyet hakkıdır, osmanlı bunu uygulamamıstır.

#2101282 şurada yazılan şeylere de cevap vermek isterim işin aslı. balkanlarda derebeylerinin - ya da bizdeki karşılığı olan ayanların-* böyle bir uygulamada bulunup bulunmadığını bilmiyorum. merkezin çıkardığı kanunlarda böyle bir şeyin olduğuna ihtimal dahi vermem. yani hukuk zemini üzerinde böyle bir şey olması mümkün değil, lakin ayanlar çoğu zaman devlete ciddi ciddi kafa tutan çok güçlü yerel kuvvetler, tarihin belirli dönemlerinde özelikle merkezin ciddi olarak zayıfladığı dönemde böyle bir şey olmuş olsa bile merkezin müdahale şansı çok az, çünkü bu dönemlerde ayanlardan vergi dahi alamıyorlar.

padişahın "istediği kadınla evlenmesi" ise, yine hukuksal zeminde mümkün değil. osmanlı sarayı cariye usulü ile evlendirdi, yani saraya giren kadınlar gayrimüslim kökenli olurdu, köle sınıfından. bunun nedeni, sarayın evlilikler yolluyla gücünü paylasmak istememesi. bunu ikinci osman seyhulislamın kızıyla evlenerek yaptı ve feci bir şekilde öldürüldü, tek nedeni bu değildi elbette lakin etkiliydi. deli ibrahim ise davet edildiği bir hristiyan düğününde kızı beğenip eşi yaptı, lakin o da bogduruldu. tek nedeni elbette bu değildi fakat dediğim gibi böyle şeyler hoş karşılanmaz. çok insancıl olduklarından değil, toplumsal dengeler çok hassas mekanizmalar üzerine kurulu, saray bunu gözetmek zorunda. lakin hayal gücünüzü sevdim.

edit:
#2101501 sevgili yazar dostum bana cevap vermişsin fakat, flood yapmak formata aykırı istersen edit yapıp, bana yönelik itirazını ekleyebilirsin.

"hukuk" sadece eşit yurttaşlık hukuku değildir, bunun en ideal olmasi, alanında onu tek yapmaz. islam hukuku diye bir gerçek var. ve islam hukukuna göre nikahlı bir kadını kendine eş olarak alamazsın. ya da ilk gece hakkı diye bir şey. ancak hem islam hukukunda, özelikle hristiyan toplumunda bu çok büyük günah olmasına rağmen örnekleri var mıdır bilmiyorum varsa bile, bunun temelinde dönemin etik, ahlak, din anlayışı değil gücün etkin olduğunu vurgular.

evet.
sadece şu ilave edilebilir:
anadolu toprakları işgal edilme korkusu yaşamadan bin yıla yakın süre anadolu halkı köyünde kentinde çiftiyle tarlasıyla meşgul olabilmiş, sefer zamanı evlatlarını askere göndererek en azından sağ kalan çocuklarıyla hayatını idame ettirebilmiş ve inanç, kader, şükür ve gelenek ekseninde bu durumu kabullenmiştir.

bu toprakların kaderi galiba.halk ağır vergiler altında eziliyordu.

#2101468 hukuk temelinden bahsetmissiniz de hangi hukuk? padişah , yapacagi herhangi bir faaliyete uygunluk fetvasi vermeyen şeyhulislami boğduruyor bu mudur hukuk? osmanlida yurttaslik hukuku mu vardi? osmanli tebaasi altindakilere ne zaman yurttaş gözü ile bakti?

edit

islam hukukunda bahsetmissiniz ancak osmanlida herseyin islam hukukuna göre yapilmadigina bir sürü örnek var. faizin son dönemlerde serbest birakilmasi,faizle ic ve dis borc alinmasi vb.

tek bir tane doğru tanım yok ya. ve bu olayı bile dinlere, inanışlara bağlayanlar var. ne anlatacaksın bu adama şimdi?:d sefillikten ötürü kaç tane isyan çıkmış acaba? çok merak ettim şimdi.

atasına bu kadar düşman başka bir millet daha var mıdır bilmiyorum. sanırsın ki ataları ırkları soykırımdan geçirmişler, sanırsın ki sömürü kolonileri kurmuşlar.

olm bi istanbula bakın bi konyaya kayseriye bakın. 2 coğrafyada yüzyıllar boyu osmanlı kontrolündeydi. istanbul nere konya neree.

vergiler nedeniyledir efenim... iltizam denilen soygun düzenini 2 makale okuyarak anlayabilirsiniz. vergi toplama işinin taşeronlaşması mültezimlerin(vergi soyguncusu) iltizamları(vergileri) 2. 3. hatta 4. şahısa satmaları. her bir mültezimin verdiği parayı çıkarmak için vergileri 3-4 kata çıkarması.(tebaa ya üründen, ya hayvanından 3-4 kat fazla vergi verecek. )

biraz halil inalcık okuyun veya saray tarihçilerine bakın... katip çelebiye bakın, koçibey'e bakın... vergileri nasıl bulmuşlar?
klasik laf: "halk ağır vergiler altında eziliyordu"