otel sahipleri 12. kattan nasıl kurtuldu sorusu

daha neler çıkacak ortaya bakalım.

buradan

kader, kısmet, mukadderat, az birazcık da kapitalizm ve siyasal islam.. ya da fıtrat efenim fıtrat.. alın yazısı, vade, ecel işte.. otelin sahipleriyseniz kurtuluyorsunuz, müşteriyseniz yanıyorsunuz demek ki ..
demek ki azraile verilen emir öyleymiş. tanrı demiş ki, otelin sahipleri kalsın, geri kalanları al gel.. başka izahı var mı..
( nası.. var mıymış... ne sorumlusu , ne denetimi, bakanlıkla ilgisi ne.. ohoo.. ama siz siyaset yapıyorsunuz. yoksa siz dine inanmıyor musunuz..?)

bütün otel sakinleri eşittir ama otel sahipleri daha eşittir.

muhtemelen "patron otel yanıyor" diye ilk onlara koştular. kimin önce kurtulduğunun bir önemi yok. panik halinde her şey olur. asıl sorun bu kişiler ceza aldı mı?

maalesef türkiye'de müthiş bir vurdumduymazlık var. deprem, yangın, elektrik gibi konularda pakistan gibiyiz zihniyet olarak. bugün otel sahiplerini suçluyoruz. kendimiz ne kadar önlem alıyoruz güvenlikle ilgili konularda?

bu soruyu sormanın cok saçma olduğu kanaatindeyim. neden diyecek olursanız, bir kurum'da, herhangi bir kötü durum gelişmesi halinde, ilk kime haber verilir? - tabi ki sahiplerine. belli ki yangın çıktığı an , otelin sahiplerine haber uçurulmuş. yangın şiddetli hale gelene kadar binadan çıkabilmişler. binadan çıkarken neden kimseyi uyarmamışlar ya da olabildiğince cok kişiyi uyandırmaya çalışmamışlar bilmiyorum. belki de yaptılar, yeterli olmadı. bu hususların tamamı gizemini koruyor.

yinede her otelde ciddi bir ses sistemi olmalı diye düşünüyorum. genel afetlerde basit bir mikrofon dahilinde tüm işletmeye sesli - sayısız anons yapılabilmeli. hadi yangın sistemine para yatırmadınız, insan otelin ses sistemini düzgün yapar bari. insanların hayatını kurtarmak aslında o kadar kolay ki.. basit bir ses sistemi yahu.. alt tarafı otelin her tarafında, anonsların eş zamanlı duyulması sağlayacak bir teknolojik sistem. kurulumu güncel bir iphone'nun satış fiyatı etmez.

işin öbür tarafından bakmak gerekirse, size verilen ömür süresi sonlandığında, dünyada mutlaka bir şey ölümünüze sebep olur. ömürleri bu kadarmış diyorum. bu sebep olmasaydı, başka bir şey olacaktı ama günün sonunda olacaktı. yine de cok üzüldük ve ihmalkarlığa kırıldık. bunca parayı insanlardan alıp, böyle kötü bir sistemin içerisinde konaklatmak akıl karı iş değil. olay hep vicdan işte.. vicdan ve ahlakta bitiyor.

sorulması gereken bir sorudur.
12. katta kral dairesi gibi bir odada kalıyorlar muhtemelen.

yangın ilk çıktığında da 'kimseye söylemeyin, biz bunu hallederiz kendi başımıza' tarzı yorumlar yaptıklarına dair iddialar vardı. demek ki kendilerini kurtardılar.

yazıklar olsun gerçekten diyecek bir şey bulamıyorum.
böyle büyük ihmallerin olduğu yerlerde bile halen suçu bolu belediyesine yıkmaya çalışıyorlar.
bilirkişi değiştiriliyor zart zurt.

bizim medeniyet durağına varmamıza daha çooook var arkadaşlar.

personele demişletdir " acil bir şey oldu mu ilk bize haber verin"

bu soruyu sormak hiç de saçma değildir. ayrıca karısını, çocuğunu kaybetmiş biri istediğini sorar; hele ki ücreti karşılığında bir yerden hizmet alıyorsa.

bir olay olduğunda elbette yöneticiye haber verilebilir ama bu duruma göre değişir. işçilerden biri bayıldı ya da cenazesi varmış izin istiyor gidecekmiş gibi durumlarda yöneticiye haber verirsin. bir bina yanıyorsa bilmek içindeki herkesin hakkı. yöneticinin karar vereceği bir konu değil. çığ düşüyor olsa, deprem olsa, tsunami gelse orada bulunan insanlara haber verilmeyecek mı.

ben 4.-5. katta ailemi kaybedersem, biri 12. kattan sağ çıkarsa, üstelik bu otelin sahibi olursa bunun tesadüf olduğunu düşünmem. geçelim bu kadar naif olmayı.

müslümanlar yanarak ölenin şehit olduğuna inanır. biliyorsunuz şehadet mertebesi de tesadüfen hep garibanlara nasip olur. öyle kurtulmuştur otel sahibi.

maden ocaklarında,tren kazalarında,sel felaketlerinde,depremlerde öldük.tırnaklarımızla toprağı kazıyarak yakınlarımızı aradık. bebeklerimiz can verdi hastanelerde,üç beş kuruş için..
soma faciasında 301 kişinin ölümünden sorumlu can gürkan.sadece 4 yıl 8 ay ceza aldı.hayatını kaybeden her madeci için sadece 5 gün hapis yatmış oldu..
bu kadardı insana verilen değer bu ülkede..
olan yine bize oldu.
hakkını arayan medenci yakınlarını tekmeleyen ise ateşe yapıldı iyi mi ..
ihmaller zincirinin ardı arkası kesilmediği gibi, sorumluları değil,bunu haber yapan gazetecileri aldılar içeri..
ölen hep bizden oldu...
onlar sadece
"yüreklerimiz yandı"
"sabırlar diliyorum "demekle yetindiler.
kayıkçı kavgası yapmakla geçiştirdiler olayları. adliye koridorlarında bekleyenler yine biz olduk..
kıçlarının altındaki deri koltuk insan canından daha önemliydi çünkü..
şimdiye kadar oturmaya devam ettiler ve edeceklerde...
iki seçenek var. ya bizi öldürenlerin tarafında olacaksın ya da tırnaklarıyla sevdiklerini arayanların..

muhtemelen ilgili otelin on ikinci katında kral dairesi vardı ve otel sahipleri, gizli yangın merdivenleri gibi yöntemlerle bir şekilde kendilerini kurtardı. bu olayda yine devreye sınıf çatışması giriyor.