kişilerin belirli kurallara bağlı kalarak kendi hayat hikayesini anlatmasıdır.
devamını gör...
asla objektif olamayacağı için okunma değeri görmediğim yazın türü. kişi etrafı ile tanınır. insan sosyal şekliyle bizim karşımızda.
devamını gör...
cv'nin hayli gelişmişi.
devamını gör...
cem yılmaz'ın karikatür kitabının şakası.
devamını gör...
kişinin özyaşamını kendisinin anlatması.
devamını gör...
maksim gorki üçlemesini kesinlikle okumanız gerektiğini tavsiye ettiğim edebi türdür.
devamını gör...
otobiyografi yazmak için "önemli kişi" olmanıza gerek yoktur. yalnızca bir "kişi" olmanız ve okuma yazma bilmeniz yeterlidir. bunu "önemli kişi" şeysi zannetmemiz çarpık tarih anlayışımızdan kaynaklanıyor. edhem eldem okullarda keşke tarih öğretilmese derken aslında bu çarpıklığı kastediyor. o tarihin içinde bizler de varız. bizler de birer eyleyiciyiz.
(bkz: mikro tarih)
(bkz: rehberli otobiyografi).
devamını gör...
okumayı da sevdiğimden bir gün yazarsam hiçbir şeyi saklamamaya yeminim olan türdür. insanın hayatını okuyorsun, çoğu yerde neden diye soruyorsun, cevabı yok. neyi saklamış olabilirsin sayın yazar? okumam gerekeni mi? yazıktır.
devamını gör...
öğrenciyi tanıma tekniklerinden biri.çocuklara hayatınızı yazarak anlatın denir ve yazdıkları değerlendirilir ya da ev,aile,okul hayatı gibi başlıklar verilerek yapılandırılır.ne şekilde yapılırsa yapılsın amaç aynıdır çocuğun hayatını ondan dinleyip onun bakış açısıyla anlamaya çalışmak.okullarımızda bu ve benzeri teknikler tam anlamıyla uygulanmadığı için bu otobiyografiler süs olarak dosya işgal edebiliyor,idari odalarda müsvedde olabiliyor yada sobayı tutuşturmak için kullanılabiliyor.
devamını gör...
öz yaşam öyküsü. yazar kendi hayatını kendi gördüğü haliyle anlatır. bir insanın kendi hatalarını doğrularını objektif görebilmesi zordur bu nedenle otobiyografi yazılabilecek en zor edebiyat şeklidir bence. kendi hayatından davranışlarından bahsederken çevresindeki insanlardan detaylı bilgiler ve görüşler alarak bunu toparlayıp yazabilmek maharet işidir.

otobiyografiye en güzel örneklerden biri olduğunu düşündüğüm portia nelson'un 'beş kısa fasılda otobiyografi' sidir.
hepimizin hem basit hem derin bir özeti gibi, hepimizin kendine bile itiraf edemediği hatalarını ,hikayesini, yaşamında bilerek yada bilmeyerek yaptıklarını anlatmış. bazen başka yol bilmediğimizden tekrar tekrar yürüdüğümüz yollar, önceden farkına varmadan yaptığımız sonraları ise yaptıktan sonra fark edip ''yine nasıl aynı şeyleri aynı şekilde yaptım'' diyerek kendimize kızdığımız alışkanlıklar ,olayların akışına otomatik olarak verdiğimiz tepkiler var.
bazen alışkanlıktan, bazen yolu bulamadığımızdan, bazen kolayı seçmemizden, bazen yorulmaktan gireriz çukurlara. ancak bunlar aslında bizim tercihlerimizle gerçekleşen şeyler olmasına rağmen bu benim suçum değil benimle ilgili değil diyoruz ve o çukurları kazanı suçlamaya başlıyoruz istemsiz. garip olansa öğrenene kadar tekrar tekrar aynı hatayı yapmak. belki de bir destek bekliyoruz elini uzatacak birini istiyoruz .insan hatalarıyla var önemli olan bilinçli farkındalık ve öz şefkat becerilerimizi geliştirebilmek. hataları fark edip kabullenebilmek, alışkanlıkları değiştirmek, başka yolları bulmak kolay değil elbette zaman alır her değişim de dönüşüm de. fakat bu şekilde yavaş yavaş kendimizi güvende hissederek kendimizi tanıyarak ne yaptığımızın farkında olarak yeni alışkanlıklar edebiliriz.

ara sıra yayınlanma da kendimiz için bir otobiyografi yazmak ya da en azından yazmaya çalışmak gerek.


ı.
sokakta yürüyorum.
kaldırımda derin bir çukur.
düşüyorum içine. kayboluyorum. çaresizim.
benim suçum değil.
içinden çıkmam epey zaman alıyor.
ıı.
aynı sokakta yürüyorum.
kaldırımda derin bir çukur.
yine görmüyorum. yine içine düşüyorum.
aynı yerde olduğuma inanamıyorum.
benim suçum değil.
içinden çıkmam yine zaman alıyor.
ııı.
aynı sokakta yürüyorum.
kaldırımda derin bir çukur.
orada olduğunu görüyorum, yine de içine düşüyorum.
bir alışkanlık. benim suçum. nerede olduğumu biliyorum.
hızla çıkıyorum.
ıv.
aynı sokakta yürüyorum.
kaldırımda derin bir çukur.
çukurun etrafını dolanıyorum.
v.
başka bir sokaktan yürüyorum.
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
autobiographie
öz yaşam öyküsü.

her zaman yarım kalır çünkü hiç kimse nasıl öldüğünü yazamaz.


yazık ki nasıl öldüğümü yazamayacağım. ençok işte buna üzülüyorum. bir yazar bütün yaşadıklarını yazsa bile ölümünü yazamaz. oysa ölüm, yaşamın en önemli olayıdır.
yaşamımın en önemli olayını yazamadan ölüyorum.

aziz nesin
devamını gör...
ilk arabam fiat 131 idi
sonra pejo 206
sonra honda cıvıc
sonra honda city
şimdi reno kadjar
devamını gör...
tam nazım hikmetlik bir şiir. sevelim sevdirelim :)
1902’de doğdum
doğduğum şehre dönmedim bir daha
geriye dönmeyi sevmem.
üç yaşımda halep’te paşa torunluğu ettim
on dokuzumda moskova’da komünist üniversite öğrenciliği
kırk dokuzumda yine moskova’da tseka-parti konukluğu ve
on dördümden beri şairlik ederim.

kimi insan otların kimi insan balıkların çeşidini bilir
ben ayrılıkların
kimi insan ezbere sayar yıldızların adını
ben hasretlerin
hapislerde de yattım büyük otellerde de
açlık çektim açlık grevi de içinde ve tatmadığım yemek yok gibidir

otuzumda asılmamı istediler,
kırk sekizimde barış madalyasının bana verilmesini
verdiler de
otuz altımda yarım yılda geçtim dört metrekare betonu
elli dokuzumda on sekiz saatte uçtum prağ’dan havana’ya.

lenin’i görmedim nöbet tuttum tabutunun başında 924’te
961’de ziyaret ettiğim anıtkabri kitaplarıdır
partimden koparmağa yeltendiler beni
sökmedi
yıkılan putların altında ezilmedim

951’de bir denizde genç bir arkadaşla yürüdüm üstüne ölümün
52’de çatlak bir yürekle dört ay sırt üstü bekledim ölümü

sevdiğim kadınları deli gibi kıskandım
şu kadarcık haset etmedim şarlo’ya bile
aldattım kadınlarımı
konuşmadım arkasından dostlarımıniçtim ama akşamcı olmadım

hep alnımın teriyle çıkardım ekmek paramı, ne mutlu bana
başkasının hesabına utandım yalan söyledim
yalan söyledim başkasını üzmemek için
ama durup dururken de yalan söyledim
bindim tirene, uçağa, otomobile,
çoğunluk binemiyor.
operaya gittim,
çoğunluk gidemiyor adını bile duymamış operanın
çoğunluğun gittiği kimi yerlere ben de gitmedim 21’den beri
camiye kiliseye tapınağa havraya büyücüye,
ama kahve falına baktırdığım oldu
yazılarım otuz kırk dilde basılır
türkiyem’de türkçemle yasak

kansere yakalanmadım daha
yakalanmam da şart değil
başbakan filân olacağım yok
meraklısı da değilim bu işin

bir de harbe girmedim
sığınaklara da inmedim gece yarıları
yollara da düşmedim pike yapan uçakların altında
ama sevdalandım altmışıma yakın
sözün kısası yoldaşlar
bugün berlin’de kederden gebermekte olsam da
insanca yaşadım diyebilirim
ve daha ne kadar yaşarım,
başımdan neler geçer daha
kim bilir.

11 eylül 1961, doğu berlin
devamını gör...
aziz nesin'in sizin memlekette eşek yok mu? kitabından bir örnek vererek üzerine düşünülebilecek edebiyat türü;

bir yazarın kendi hayat hikâyesini kendisinin anlattığı edebiyat türü olarak tanımlanır.
belirli özellikleri vardır ve bu kurallara dikkat edilmesi gerekir.

bütün otobiyografiler aslında yarım ve eksiktir çünkü kimse kendi ölümünü yazamaz.

aziz nesin'in buna benzer bir sözü ise şöyledir;

yazık ki nasıl öldüğümü yazamayacağım.
en çok işte buna üzülüyorum.

bir yazar bütün yaşadıklarını yazsa bile ölümünü yazamaz.
oysa ölüm yaşamın en önemli olayıdır. yaşamımın en önemli olayını yazamadan gidiyorum.


kaynak;

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"otobiyografi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim