ne 20 gibi çılgın.
ne 40 gibi olgun.
arada.
derede.
devamını gör...
20li yaşlardayım. hiç çılgın değilim. nasıl oluyor bu iş? 30a gelmeden çıldıralım içimizde kalmasın.
devamını gör...
en güzel yaşlar kanımca. ne aşırı fırlama oluyor insan ne de öyle çok ciddi. orta yaş orta yolu buluyor her zaman. ha gayret kalmadı 30 olmama, an itibariyle beklemedeyiz.
devamını gör...
ben daha 18 yaşımda olduğum için, iple çektiğim yaşlardır. ne güzel. hem paran var, hem genç sayılabilecek bir yaştasın.
devamını gör...
en boktan yaşlar. iş hayatı var, evlilik baskısı var, torun beklentisi var, en azından bi ev bi araba almalıyım stresi var. akşam 7 da başlayan derslere uyanamadığım için gitmediğim yıllara dönebilsem keşke.
devamını gör...
bugün arkadaşımla konuştum. otuz yaş sendromu yaşadığını söyledi. dediğine göre tüm etik ve ahlaki değerleri bir kenara bırakmayı başarmış ve burada detayına girsem çılgınca yargılayacağınız, ahlakçı kesileceğiniz bir cinsel ilişki yaşamış. o bunu otuz yaşla bağdaştırıyor. işin enteresan yanı şu an daha 28 olması gerek. fakat bir düşündürdü. ne kadar etik, ahlaklı bir insandım ve şimdi nasılım diye. malum bir hafta sonra otuz olacağım ben de. sahici otuz, öyle 29'dan gün almıyorum. bebeksi yüzüm hala bebeksi, vücudum allah affetsin hala taş gibi ama işte kağıt üzerinde de olsa otuz oluyorum artık. son birkaç yıl içerisinde kendimi keşfetmek konusunda ilerleme kaydettiğim doğru. arkadaşlarımın hepsi artık ''bir durulalım, bir yola girelim bir de çocuk yapalım.'' hastalığına kapıldılar. bense son birkaç yılda hayatımı kökten değiştirdim, durulmak ne eskisinden daha beter oldum.

sanıyorum bu yaş sendromları kişinin kendini nasıl gördüğüyle alakalı. ben hep marx'ın, freud'un son nefeslerine kadar çalışmış olmaları hakkında düşünmüşümdür. 80 yaşına geldik artık köşemize çekilelim dememişler, çalışmaya, üretmeye devam etmişler. kendim için hayal ettiğim gelecekte de bundan azı yok dürüst olmak gerekirse. o ''durulalım'' evresine henüz gelemedim. hala vahşi bir at gibiyim, keşfetmek istiyorum. hayat bana ne sunuyorsa dibine kadar yaşamak istiyorum. insanları dumura uğratan skandallara imza atıp bunlarla gurur duymak ise çok benlik bir olay değil sanki. ben zaten hayatımı rockstar gibi yaşayıp simenon gibi yazan bir tip oldum. fazlası kediyi boğar.

bir dönem olmuştu, artık biraz sakinleşeyim demiştim. iş hayatı derken gömlekler giyilmiş, piercingler çıkarılmıştı. giyimde resmiyet, duruşta ağırlık söz konusu olmaya başlamıştı. çok kısa sürdü bu. o süre artık nasıl bunaldıysam işi bırakır bırakmaz tam tersi yöne gittim. gerilen lastiğin kopması gibi oldu. olduğum şeyi baskılamayı o zamanlar bıraktım ben. sanıyorum bu tür bir ahlaki yırtılma yaşamak için otuz olmama gerek yok. insanlar olarak içimizde olan bir şeyi yaptığımız zaman suçlayacak bir şeylere ihtiyaç duyuyoruz sanırım. bu, bu kadar ayıp bir şey mi gerçekten? kendimizle barışsak böyle olmazdı belki de.
devamını gör...
kadınların seçenden seçilene döndüğü yaşlar.
devamını gör...
geliyor gelmekte olan.
devamını gör...
keşif yapmadığın bir yaşın önemi yok. o sene neyin farkına varmışım benim için önemli olan o. bir şeylerin ucundan da olsa farkına vardığım, kafa olarak değiştiğim yaş hangi yaşsa oraya ışınlanabilirim. geç olmasın tabii.* hayat uçup gidiyor. aklımız başa biraz erken gelsin de ekmeğini yiyelim. kendim için şunu söyleyebilirim; son bir kaç sene hem aşırı öfke patlamalarım oldu hem de biraz akıllanmaya başladım. yani gemiyi yakmadan olmuyor galiba. patlıyorsun, duruluyorsun sıyırıyorsun, akıllanıyorsun. istediğin yüzünü görmek için tam zıttını iliklerine kadar yaşıyorsun. ben zıtlıklarla yaşamayı biraz öğrendim gibi. 20 li yaşlardaki kendini kabul edemeyiş, çabuk yönlendirilme ve arayış duygusu 30 lu yaşlarda elini eteği çekiyor. eksisi ve artısı ile ben buyum diyorsun. kendini kabulleniş ve tanıyış bu yaşların ganimeti. başta dediğim gibi geç olsun güç olmasın.. bundan sonrası bence daha keyifli olabilir. çünkü düşünün kendinle ilgili daha neleri ortaya çıkaracaksın. sürpriz yumurta gibiyiz her birimiz.
devamını gör...
hayatımda fazladan insan olmasa da olur yaşları. kişisel gelişimini tamamlayamamış olan tüm insanları ayrık otu ayıklar gibi seçip çıkarma, hali hazırdaki düzeni daha iyi konuma getirme, artık eskisi gibi genç değilim fakat hep genç kalacağım düşüncesinin nirvanaya çıktığı yaşlar.
devamını gör...
hem genç hem zengin olduğun yaşlardır.
bence hayatın en güzel yılları.
devamını gör...
insanın hep öyle gidecek sandığı kesit.

40'tan sonra dramatik bir değişim başlıyor bazı insanlarda. o yüzden aklınızı başınıza erken almanız sizin için iyidir. alkoldü, hızlı hayattı, kötü beslenmeydi bilmem ne... bunlar için pişman olacağınız günler yakındır canlarım.

"hızlı yaşar, genç ölürüm" diyenler oluyor. ölmez de sürünürseniz o sıkıntı işte...
devamını gör...
bedensel anlamda en zayıf olunan yaşlar.
kızımın doğumu sonrasında yaşadığım bel fıtığı ile bunu tecrübe ettim. yazdıklarım o dönemde bana bunları anlatan bir beyin cerrahından.*

fıtık vari rahatsızlıklar yaşı. vucüt kendine bir format atıyor. bir tür yenilenme. bu yaşlarda ağır yapılan her türlü eylem sonraki yaşlarda yıpranma olarak geri dönebiliyor. insanın en çok kendine özenmesi gereken yaşlar.

bu yaşlarda kendinize ne kadar özenirseniz sonraki yaşlarda bunun o kadar ekmeğini yersiniz.

güzel yaşayın güzel kalın.
devamını gör...
yirmili yaşlar, benim gibi evlilik, iş güç, çoluk, çocuk derken çeşitli hayat gailesi içinde insanın kendini unuttuğu bir süreç olarak geçtiyse; otuzlu yaşlar, artık evliliğin rayına oturduğu, çocukların nispeten büyüdüğü, işin gücün belli bir düzene girdiği zamanlardır ki artık otuzlarda insan, tüm bunlardan sonra en son kendine de vakit ayırabileceği bir sürece girer. eğer ki kendine vakit ayırmamakta diretirse, zaten ya beden çeşitli hastalıklar yoluyla "heyy ben buradayım, benimle de ilgilen artık." der ya da ruh, depresyon gibi çeşitli bunalımlı hallerle "heyy bu gidiş nereye, kendine gel artık." der. ben, otuz beşime kadar hem bedenimin hem de ruhumun sesini duymamazlıktan geldim, onlar da beni çeşitli hastalıklarla uyandırdı. uyanmazsanız, uyandırırlar, siz sakın benim gibi bedensel ve ruhsal sinyallerinizi göz ardı etmeyin, ne kadar erken uyanırsanız, toparlanması o kadar çabuk olur, benden söylemesi...*
devamını gör...
klişe olacak ama her yaşın kendine göre güzellikleri var galiba. 41'im. 30'larım, 20'lerimden daha rahat geçti ama 20'lerim de çok maceralıydı. bana göre sağlıklı olunduğu sürece her yaşın bir güzelliği vardır.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"otuzlu yaşlar" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim