paris sendromu

genel olarak büyük beklenti içine girilen bir eylemin, şehirin, kişinin (örnekler çoğaltılabilinir) beklenildiği gibi çıkmamasıdır.
çoğu insanın hayali olan paris'e gidenlerin bir kısmı beklediği gibi bulamadığı için adını bu şehirden almıştır.

paris sendromu, paris'i ilk kez ziyaret eden turistlerin, şehrin hayal ettikleri gibi bir şehir olmadığını fark ettiklerinde deneyimledikleri fiziksel ve psikolojik semptomlara verilen bir isimdir.

ben de onun kahire sendromu versiyonu olmuştu. bir de piramitlerin içini gezdiğimde iyice hayal kırıklığı.

paris bunu umursarmı i ayrı bir konudur. gidilip para ödendi ise paris'in karnı doymuştur zaten . gidilmeden mi arastırıldaydı acaba.

reklam sizde beklenti ve algı oluşturur.
asla reklamda ki gibi olmaz.
buda hayal kırıklığına yok açar.
batı bunu çok yaptı.
paris için neler yazılmadı, çizilmedi ve oynanmadı. oysa ki demirden bir kule. bizim kız kulesi ondan daha iyi.

fazla beklentiye girmeyin.

1980'li yıllarda japon psikiyatrist hiroaki ota tarafından tanısı konan ve 90'larda dünyaya duyurulan duygu durumu, semptomlar bütünü. halüsünasyonlar, depresif ataklar, kaygı, psikoz gibi belirtileri bulunur.

resmi olarak bir hastalık olmasa da kendisinden etkilenen turistler/vakalar görülmektedir. düzgün bir tanım ile, paris şehrini ziyaret eden ve beklentileri karşılanmayan kişilerin hissettiği bir hayal kırıklığıdır aslında bu. fiziksel ve psikolojik semptomlar bütünüdür. medyalarındaki paris algısı sebebi ile genellikle asya -özellikle japonya- taaraflarından gelen turistlerde görüldüğü düşünülür.

genellikle japon turistlerin yaşadığı bir durumdur. kalp çarpıntısı ile başlar ve mide bulantısı ile devam eder.

sendrom değil ama bakü'ye gittiğimde hayal kırıklığı yaşamıştım. istanbul'dan hiçbir farkı yoktu.

japonların bu rahatsızlıkla mücadele amaçlı telefon hattı kurdukları doğrudur. japon turistler amelie filmindeki gibi bir ortam beklerkenla haine filmindeki bir ortamla karşılaşıyorlar ve haliyle kültür şoku ve hayal kırıklığı kaçınılmaz oluyor.