partili olmak vs partici olmak

partili olmak hoş görülür ama partici olmak konusuna sıcak bakılmaz. partici demek, partisinde, parti üyelerinde, parti başkanı veya liderinde hiç kusur görmeyen, yaptığı her işi ve söylediği sözü, tartışmasız doğru gören kişidir. tarafsız olamayan bu kişilerin sözlerine itibar edilemez. partici olmak iflah olmaz bir illettir, bu illete yakalanan sağlıklı ve akılcı düşünemez.

partili olmakta bir sakınca yoktur. partili, hangi görevde olsun, yeri geldiğinde yanlışa yanlış, doğruya doğru der, demekten de çekinmemelidir. ama partici kişiden bu beklenmez, çünkü bunu diyemez.

"bir demet tiyatro" da lütfiye'nin kocası fadıl fıdıllıoğlu partici olmaya örnektir. bir bölümde kendisine hangi parti olduğu sorulduğunda: bizim partimiz olmaz, biz particiyiz, gibi cümlelerle açıklamıştı bu durumu.
partili olmak ;gönül bağını, karşılıksız çalışmayı, romantizmi, inancı kapsarken
partici olmak; profesyonel ve rasyonel çalışmaktır. duygularla romantizmle işi yoktur.

ülkede takım tutar gibi partı tutan var.

en iyisi toplanıp parti yapmak arkadaşlar yeter bu siyaset

aynı bokun laciverti bunlar. hatta bunlar bok da değil.

partili insan partici olur. doğanın kanunu bu.

halen parti ve isim üzerinden siyaset yapanlara ve çözüm arayanlara tahammül edemiyorum.

şimdi cenabı hak canımı alsa ve hemen ardından kıyamet kopsa, huzuruna çıksak, ben orada isyan etsem, dese ki, "huzurumda isyan mı edersin? ne cüret?" desem ki, "mücella rabbim, beni türkiye'de yaşattın." hemen cevap verir, "haklısın, bu kulum derhal cennete koyula ve asla azap gösterilmeye..." der.

der bunu çok net.