senaryosunu yılmaz erdoğan'ın kaleme aldığı ve başrollerinde tolga çevik, ezgi mola, murat başroğlu gibi isimlerin yer aldığı bu 2004 yapımı sinema filmi, kendisinden mutlu sonla biten bir film yazması istenen bir senaristin kapadokya'da kaldığı otelin işletmecisinin kızına aşık olmasını takip eden komik ve romantik olayları anlatıyor.
yönetmen: kıvanç baruönü
oyuncular:
tolga çevik
ezgi mola
murat başoğlu
erkan can
ersin korkut
mustafa uzunyılmaz
oyuncular:
tolga çevik
ezgi mola
murat başoğlu
erkan can
ersin korkut
mustafa uzunyılmaz
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "miss brightside" tarafından 25.11.2020 23:47 tarihinde açılmıştır.
1.
izlediğim türk filmleri arasında ilk 10'a girebilecek film. sinan (tolga çevik) ve arif (erkan can) 'ın diyaloglarının hepsi efsanedir.
--! spoiler !--
ancak en akılda kalıcı olan sinan'ın eylül'e "lambadan çıkan cin dile benden ne dilersen dediğinde dilenecek üç şeyden üçü de sensin." demesidir.
--! spoiler !--
--! spoiler !--
ancak en akılda kalıcı olan sinan'ın eylül'e "lambadan çıkan cin dile benden ne dilersen dediğinde dilenecek üç şeyden üçü de sensin." demesidir.
--! spoiler !--
devamını gör...
2.
2014 yılında kıvanç baruönü’nün yönetmenliğinde yılmaz erdoğan'ın senaristliğinde çekilen romantik komedi filmidir.
sinan (tolga çevik) filmde şaşkın bir senaristi oynamaktadır. patronu isfendiyar onu ürgüp'e bir film yazması için gönderir. üç şartı vardır. aman öyle çok abartılacak şartlar değil canım. komik olsun, içinde aşk olsun ve mutlu sonla bitsin. ne var bunlarda sanki hıh?
sinan ürgüp'e gelir gelmesine ama yazma işini bir türlü beceremez. uğraşırda uğraşır başlangıcını bile yapamaz. ah bir başlasa zaten.
sinan küçük bir butik otele gelir. tam giriş yapacakken bir güzel girer kapıdan içeri sinan'ın aklını başından iyice alacak olan. eylül! ( sinan'ın 'lambadan çıkan cin dile benden ne dilersen dediğinde dilenecek üç şeyden üçü de sensin' dediği kadın.) sevimli, akıllı, tatlı mı tatlı...
fakat sinan'ı kötü bir sürpriz bekler. eylül (ezgi mola) nişanlıdır. hemde eski dost yeni düşman olan faruk'la (murat başoğlu). faruk'la sinan çok eskiden can arkadaşlardır. faruk sinan'ın sevgilisini alır elinden. sonra o dostluk düşmanlığa dönüşür. sinan unutmaz faruk umursamaz yıllar geçer. faruk çok çok ünlü bir aktör olur ve butik otel sahibi izzet beyin kızı eylül ile nişanlanır. ama faruk hak eder mi eylül'ü sinan'ın aklını karıştıran budur.
sinan kendi aşkını yazmaya koyulur. çokta güzel gider isfendiyar'ın dibi düşer aa bir bakar sonu yok. çabuk dön oraya ve bu filmin sonunu mutlu yaz der. peki ya sinan bunu becerebilecek mi?
film renkli karakterler barındırıyor içinde. atçı arif rolüyle erkan can sinan'a arkadaşlık yapıyor film boyu. araba tamircisiyle (mustafa uzunyılmaz) diyalogları güldürüyor. taksici lokman'la (ersin korkut) yine gülümsetiyor.
gerek oyunculuk gerek müzikler, gerek görsel güzellik çekiyor seyirciyi filme.
iyi seyirler efem...
sinan (tolga çevik) filmde şaşkın bir senaristi oynamaktadır. patronu isfendiyar onu ürgüp'e bir film yazması için gönderir. üç şartı vardır. aman öyle çok abartılacak şartlar değil canım. komik olsun, içinde aşk olsun ve mutlu sonla bitsin. ne var bunlarda sanki hıh?
sinan ürgüp'e gelir gelmesine ama yazma işini bir türlü beceremez. uğraşırda uğraşır başlangıcını bile yapamaz. ah bir başlasa zaten.
sinan küçük bir butik otele gelir. tam giriş yapacakken bir güzel girer kapıdan içeri sinan'ın aklını başından iyice alacak olan. eylül! ( sinan'ın 'lambadan çıkan cin dile benden ne dilersen dediğinde dilenecek üç şeyden üçü de sensin' dediği kadın.) sevimli, akıllı, tatlı mı tatlı...
fakat sinan'ı kötü bir sürpriz bekler. eylül (ezgi mola) nişanlıdır. hemde eski dost yeni düşman olan faruk'la (murat başoğlu). faruk'la sinan çok eskiden can arkadaşlardır. faruk sinan'ın sevgilisini alır elinden. sonra o dostluk düşmanlığa dönüşür. sinan unutmaz faruk umursamaz yıllar geçer. faruk çok çok ünlü bir aktör olur ve butik otel sahibi izzet beyin kızı eylül ile nişanlanır. ama faruk hak eder mi eylül'ü sinan'ın aklını karıştıran budur.
sinan kendi aşkını yazmaya koyulur. çokta güzel gider isfendiyar'ın dibi düşer aa bir bakar sonu yok. çabuk dön oraya ve bu filmin sonunu mutlu yaz der. peki ya sinan bunu becerebilecek mi?
film renkli karakterler barındırıyor içinde. atçı arif rolüyle erkan can sinan'a arkadaşlık yapıyor film boyu. araba tamircisiyle (mustafa uzunyılmaz) diyalogları güldürüyor. taksici lokman'la (ersin korkut) yine gülümsetiyor.
gerek oyunculuk gerek müzikler, gerek görsel güzellik çekiyor seyirciyi filme.
iyi seyirler efem...
devamını gör...
3.
bir kıvanç baruönü filmidir.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2022/06/22/b7qs9zsnppwcmyqr-t.jpg)
filmin senaryosunu yılmaz erdoğan yazmıştır. filmin başrollerinde ise benim çok beğendiğim komedyenlerden biri olan tolga çevik ve alice müzikalindeki performansına hayran kaldığım ezgi mola oynamaktadır. ikili bu filmde müthiş bir uyum içindedir. bu ikiliye eşlik eden oyuncular ise erkan can, murat başoğlu ve ersin korkut’tur ki hepsi rolünün hakkını vermiştir.
tam bir yaz romantik komedisi olan bir filmde diziler ve yazlık filmler için senaryo yazarak hayatını kazanan bir senaristin patronu tarafından senaryo yazması için kapadokya’ya gönderilmesi anlatılır. kapadokya’ya ulaşıp otele yerleştiği anda otelin sahiplerinin kızı olan ve oteli işleten eylül’e apar topar aşık olan senarist sinan hiç ummadığı bir tesadüfün, büyük bir tesadüfün kurbanı olur.
film iyi bir filmdir ancak erkan can’ın oynadığı atçı arif karakterinin biraz zorlama buldum. yani yaptığı her şeyi görmüş geçirmiş adam felsefesi biraz daha derin olabilirdi. ancak tolga çevik’in patron tiplemesi nefis olmuş. gerçekten çok başarılı bir oyunculuk.
filmin tam da patronun istediği gibi bitmesi açısından da oldukça başarılı olduğunu söyleyebilirim.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2022/06/22/b7qs9zsnppwcmyqr-t.jpg)
filmin senaryosunu yılmaz erdoğan yazmıştır. filmin başrollerinde ise benim çok beğendiğim komedyenlerden biri olan tolga çevik ve alice müzikalindeki performansına hayran kaldığım ezgi mola oynamaktadır. ikili bu filmde müthiş bir uyum içindedir. bu ikiliye eşlik eden oyuncular ise erkan can, murat başoğlu ve ersin korkut’tur ki hepsi rolünün hakkını vermiştir.
tam bir yaz romantik komedisi olan bir filmde diziler ve yazlık filmler için senaryo yazarak hayatını kazanan bir senaristin patronu tarafından senaryo yazması için kapadokya’ya gönderilmesi anlatılır. kapadokya’ya ulaşıp otele yerleştiği anda otelin sahiplerinin kızı olan ve oteli işleten eylül’e apar topar aşık olan senarist sinan hiç ummadığı bir tesadüfün, büyük bir tesadüfün kurbanı olur.
film iyi bir filmdir ancak erkan can’ın oynadığı atçı arif karakterinin biraz zorlama buldum. yani yaptığı her şeyi görmüş geçirmiş adam felsefesi biraz daha derin olabilirdi. ancak tolga çevik’in patron tiplemesi nefis olmuş. gerçekten çok başarılı bir oyunculuk.
filmin tam da patronun istediği gibi bitmesi açısından da oldukça başarılı olduğunu söyleyebilirim.
devamını gör...
4.
oyuncu listesinde tolga çevik, ezgi mola, murat başoğlu, erkan can, ersin korkut, saba tümer, hande yögen, mustafa uzunyılmaz, ayşenur yazıcı, nusret çetinel, sarp bozkurt, icmal aktuna, zeki ocak ve oguz okul gibi oyuncuların olduğu 2014 yapımı romantik/komedi türündeki bu filmin yönetmenliğini ise kıvanç baruönü yapmıştır.
bir yazar film yazmak için geldiği kapadokya da tanıştığı bir kız ile olan günlük ilişkilerini yazmaya başlar ama kızın kendisinden kaçtığı bir sevgilisi vardır. bu durum onu biraz üzse de yine de yazmaktan vazgeçmez günlük olarak kız ile olan karşılaşmalarında geçen konuşmaları yazmaya devam eder. filmi yazmak için kendisine sponsor olan adamın isteği üzere filmin mutlu bitmesi gerekiyor ama başta hiç ilham olmadığı için kendine dönmüştür yazarımız. bir gün balon ile geziye çıkarlar ama balonda hastalanan bir adam için balonu yere indirirler fakat kız balonda kalınca yazarımız balonu tutmaya çalışırken balon havalanıp gider. uzak bir yerde kalırlar ve yağmur başlayınca bir mağaraya geçerler orada yazacağı hikaye ile ilgili konuşurlar. mutlu sonlar üretirler kendi kendilerine ve herkes kendince mutlu son üretiyor. geç olup uyumaya geçerler sabah olup tek başına uyanan kızımız yazarı ararken bir yerden elinde bal kovanı ile gelen yazarımız arıları hesaba katmamıştır ve arılar gelince koşturmaca başlar. oradan kaçtıktan sonra arılardan kurtulmak için suya atlayan ikiliyi kurtarma ekibi bulunca burada her şey biter gibi olur. filmin başında kapadokya'ya gelirken bozulan arabası da tamir olunca hikayeyi de yazamamış ve zamanı da tükendiği için tekrar istanbul'a dönmeye karar verir. hikaye bitmediği için yazmaya istanbul'da devam eder. kendi hikayesinin sonunu kendi sponsoruna okuyan yazarımız sponsor sonu beğenmez ve sonu mutlu ister. bunun üzerine tekrar kapadokya'ya dönen yazar kızı kazanmak için çabalar fakat kızın evlendiğini görüp istanbul'a tekrar döneceği sırada kız bir anda gelir ve imza atacağı sırada kalemin yazmadığını görünce bunu bir işaret olarak görüp evlenmekten vazgeçtiğini söyler ve film ikilinin bir sahnede birlikte şarkı söylemesi ile biter. tabii gelecek filme de göz kırparlar.
film klasik türk filmi bir şey yapmaya çalışırken yapamamak eseri fikir güzel ama bence işleniş çok saçma. yine de iyi seyirler tabii.
bir yazar film yazmak için geldiği kapadokya da tanıştığı bir kız ile olan günlük ilişkilerini yazmaya başlar ama kızın kendisinden kaçtığı bir sevgilisi vardır. bu durum onu biraz üzse de yine de yazmaktan vazgeçmez günlük olarak kız ile olan karşılaşmalarında geçen konuşmaları yazmaya devam eder. filmi yazmak için kendisine sponsor olan adamın isteği üzere filmin mutlu bitmesi gerekiyor ama başta hiç ilham olmadığı için kendine dönmüştür yazarımız. bir gün balon ile geziye çıkarlar ama balonda hastalanan bir adam için balonu yere indirirler fakat kız balonda kalınca yazarımız balonu tutmaya çalışırken balon havalanıp gider. uzak bir yerde kalırlar ve yağmur başlayınca bir mağaraya geçerler orada yazacağı hikaye ile ilgili konuşurlar. mutlu sonlar üretirler kendi kendilerine ve herkes kendince mutlu son üretiyor. geç olup uyumaya geçerler sabah olup tek başına uyanan kızımız yazarı ararken bir yerden elinde bal kovanı ile gelen yazarımız arıları hesaba katmamıştır ve arılar gelince koşturmaca başlar. oradan kaçtıktan sonra arılardan kurtulmak için suya atlayan ikiliyi kurtarma ekibi bulunca burada her şey biter gibi olur. filmin başında kapadokya'ya gelirken bozulan arabası da tamir olunca hikayeyi de yazamamış ve zamanı da tükendiği için tekrar istanbul'a dönmeye karar verir. hikaye bitmediği için yazmaya istanbul'da devam eder. kendi hikayesinin sonunu kendi sponsoruna okuyan yazarımız sponsor sonu beğenmez ve sonu mutlu ister. bunun üzerine tekrar kapadokya'ya dönen yazar kızı kazanmak için çabalar fakat kızın evlendiğini görüp istanbul'a tekrar döneceği sırada kız bir anda gelir ve imza atacağı sırada kalemin yazmadığını görünce bunu bir işaret olarak görüp evlenmekten vazgeçtiğini söyler ve film ikilinin bir sahnede birlikte şarkı söylemesi ile biter. tabii gelecek filme de göz kırparlar.
film klasik türk filmi bir şey yapmaya çalışırken yapamamak eseri fikir güzel ama bence işleniş çok saçma. yine de iyi seyirler tabii.
devamını gör...