#ödüllü filmler
türkçe adı: kötü ruh
hikayesini dev isim steven spielberg'ün yazdığı ve aynı ismin senaryosuna ve prodüksiyonuna da katkıda bulunduğu, tobe hooper yönetmenliğindeki, 1982 çıkışlı amerikan korku filmidir. 3 oscar adaylığı alan bu klasik eserin konusunda steve freeling ve ailesinin yaşadığı doğaüstü dehşetlere tanık olur seyirciler. küçük kızları carol anne ortadan kaybolunca aile artık tabiatüstü ve kötücül güçlere karşı büyük bir savaş vermek zorunda olduğunu anlar. yardım istedikleri parapsikolog martha lesh ve ekibi de gelince büyük mücadele başlar. aile bu kabustan sağ salim kurtulabilecek midir?
hikayesini dev isim steven spielberg'ün yazdığı ve aynı ismin senaryosuna ve prodüksiyonuna da katkıda bulunduğu, tobe hooper yönetmenliğindeki, 1982 çıkışlı amerikan korku filmidir. 3 oscar adaylığı alan bu klasik eserin konusunda steve freeling ve ailesinin yaşadığı doğaüstü dehşetlere tanık olur seyirciler. küçük kızları carol anne ortadan kaybolunca aile artık tabiatüstü ve kötücül güçlere karşı büyük bir savaş vermek zorunda olduğunu anlar. yardım istedikleri parapsikolog martha lesh ve ekibi de gelince büyük mücadele başlar. aile bu kabustan sağ salim kurtulabilecek midir?
*bilim kurgu, fantezi ve korku filmleri akademisi ödülleri (1983) - en iyi korku filmi satürn ödülü / en iyi yardımcı kadın oyuncu satürn ödülü [zelda rubinstein] / en iyi makyaj satürn ödülü [dorothy j. pearl]
*bafta ödülleri (1983) - en iyi görsel efektler [richard edlund]
*bafta ödülleri (1983) - en iyi görsel efektler [richard edlund]
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "dahlvier" tarafından 19.09.2023 19:07 tarihinde açılmıştır.
1.
sinema dünyasının belki de en tanınmış yönetmeni steven spielberg ve kanımca gelmiş geçmiş en dehşet verici korku filmini (bkz: the texas chain saw massacre) yönetmiş kişi olan tobe hooper'ın ellerinden çıkmış, sonrasında gelen birçok absürt ögeler barındıran korku filmine büyük ilham olmuş olan 1982 çıkışlı yapım. spielberg, e.t. the extra-terrestrial filmini yönetirken kontratı gereği başka bir filmde yönetmenlik yapamadığı için hooper'a teklif götürmüştür. texas elektrikli testere katliamı ile birlikte the funhouse ile de spielberg'ün radarına giren hooper burada da harika bir iş çıkartmış ancak spielberg aslında close encounters of the third kind filminin devamı olarak planladığı night skies* için düşünmüş öncelikle hooper'ı. tobe ise, bilim kurgusal elementler içeren bir iş yapmak istememiş ve onun yerine bir hayalet hikayesi çekelim demiş ve karşımıza da poltergeist gelmiş, bunun neticesinde. spielberg'ün filme (senaryo ve yapımcılık dışında) ne kadar dahil olduğu konusunda çeşitli şeyler konuşuluyormuş ama sete sık sık gidip yaratıcı bir kontrol sağladığı kesinmiş. kimisi, kendisine "co-director" hatta ana yönetmen denmesi gerektiği kadar dahli olduğunu söylese de, spielberg de hooper da bunu tartışmalı bulmuştur. *
filmi hem eleştirmenler çok başarılı bulmuş hem de ticari olarak büyük başarı kazanmış poltergeist. imdb'de an itibarıyla 173.000 kişi tarafından oylanmış zaten yapım ve 7.3/10 rating ortalaması var. bu rakamlar bir 80'ler korku filmi için inanılmaz yüksek, bu arada. 3 oscar adaylığı alması da cabası, filmin. sonrasında da poltergeist ii: the other side ve poltergeist iii adlarındaki devam filmleri gelmiş yine 80'lerde ve 2015'te de bir remake'i yapılmış fakat bu bayağı ağır eleştirilmiş. bana göre, bu tür "çılgın" ve eğlenceli korku filmlerine önayak olması açısından çok önemli bir yapım, poltergeist. spielberg'ün müthiş hayal gücünün payı olsa da burada, hooper'ın da hakkını vermeliyiz zira her ne kadar absürt ve grotesk sahneler filmi domine etse de, hooper'ın dokunuşlarıyla bunlar normalden daha dramatik bir etkide ve bir iki tane de ciddi korkunç sahnesi var filmin.
the texas chain saw massacre ve poltergeist, adeta tobe hooper'ın gece ve gündüzü gibi diyebilirim. ilki, belki o dedeyi biraz hariç tutabilsek de, çok inandırıcı bir korku filmiydi ki abd'de sayısız insan onun esasen bir film değil, gerçek olayların kameraya alınması sanmış. abd'li, yaşı yeten bir tanıdığım, abd'de bu filmin senelerce sinemalarda gösterildiğini ve hafta sonu bir işleri yoksa her hafta gittiklerini söylemişti, gençliklerinde. poltergeist'a geldiğimizde ise, bence hiç de inandırıcı olmayan şeylerle karşılaşıyoruz. siz öyle hayaletlere, paranormal olaylara falan inanıyorsanız farklı düşünebilirsiniz tabii ki bu konuda. doğaüstü olaylar filmi domine ediyor ve gerçekten bunu bir şölen gibi seyirciye aktarıyor film.
görsel efektler dönemine göre gerçekten inanılmaz ama burada büyük bir tutku ve emek olduğunu da seziyorsunuz/görüyorsunuz. sadece teknolojiye dayamamışlar yani her şeyi, filmde. her sahneye tek tek özenildiği ve büyük kreatif efor harcandığı gün gibi açık bence. plastik makyajlar ve pratik efektler zaten çok iyi ki bu bakımdan da filmin, sonrasında gelecek birçok yapım için örnek teşkil ettiğini düşünüyorum.
poltergeist'ın bana göre alametifarikası, sekansların farklılıkları ama uyumla art arda dizilmeleri oldu. bunu lineer bir şekilde kotarmışlar lakin gerçekten de ayrı ayrı temaların ve sahnelerin art arda gelişi çok sürükleyici bir biçimde kotarılmış. tangina barrons isimli medyum mesela filmin tüm odağını değiştiriyor ve konu uzun süre onun üzerinden işleniyor. böyle bir şeyi filmin başlarında tahmin etmek zor olsa gerek. zaten bu karakter, biraz da 70'lerin ürpertici psişik/medyum karakterlerini andırıyor ki bu karakterin yaratılmasında olmasa bile geliştirilmesi ve tamamlanmasında hooper'ın aslan payına sahip olduğunu düşünüyorum. bu da tamamen spielberg'ün işiyse de kendisine teessüf ediyorum zira bu konuda bari çok yetkin olama be adam. haha.
bu filmin bizim tv'lerimizde yayımlanıp yayımlanmadığını bilmiyorum/hatırlamıyorum açıkçası. belki ben denk gelmemişimdir, gösterildiyse de bizde. yani demem o ki, ben poltergeist'ı eşşek kadar adamken izledim.
çok mu hayranı oldum? pek sayılmaz. benim standartlarımda 8/10 alır bu yapım ama ilk paragrafta dediğim gibi, hayranı olduğum birçok filmin çıkması adına büyük bir ilham kaynağı olmuştur poltergeist. hellraiser filmlerinde bile bu yapımdan birçok şey görebilirsiniz örneğin. *
bu sebepten de 9/10 veriyorum.
yaşasın korku filmleri!
filmi hem eleştirmenler çok başarılı bulmuş hem de ticari olarak büyük başarı kazanmış poltergeist. imdb'de an itibarıyla 173.000 kişi tarafından oylanmış zaten yapım ve 7.3/10 rating ortalaması var. bu rakamlar bir 80'ler korku filmi için inanılmaz yüksek, bu arada. 3 oscar adaylığı alması da cabası, filmin. sonrasında da poltergeist ii: the other side ve poltergeist iii adlarındaki devam filmleri gelmiş yine 80'lerde ve 2015'te de bir remake'i yapılmış fakat bu bayağı ağır eleştirilmiş. bana göre, bu tür "çılgın" ve eğlenceli korku filmlerine önayak olması açısından çok önemli bir yapım, poltergeist. spielberg'ün müthiş hayal gücünün payı olsa da burada, hooper'ın da hakkını vermeliyiz zira her ne kadar absürt ve grotesk sahneler filmi domine etse de, hooper'ın dokunuşlarıyla bunlar normalden daha dramatik bir etkide ve bir iki tane de ciddi korkunç sahnesi var filmin.
the texas chain saw massacre ve poltergeist, adeta tobe hooper'ın gece ve gündüzü gibi diyebilirim. ilki, belki o dedeyi biraz hariç tutabilsek de, çok inandırıcı bir korku filmiydi ki abd'de sayısız insan onun esasen bir film değil, gerçek olayların kameraya alınması sanmış. abd'li, yaşı yeten bir tanıdığım, abd'de bu filmin senelerce sinemalarda gösterildiğini ve hafta sonu bir işleri yoksa her hafta gittiklerini söylemişti, gençliklerinde. poltergeist'a geldiğimizde ise, bence hiç de inandırıcı olmayan şeylerle karşılaşıyoruz. siz öyle hayaletlere, paranormal olaylara falan inanıyorsanız farklı düşünebilirsiniz tabii ki bu konuda. doğaüstü olaylar filmi domine ediyor ve gerçekten bunu bir şölen gibi seyirciye aktarıyor film.
görsel efektler dönemine göre gerçekten inanılmaz ama burada büyük bir tutku ve emek olduğunu da seziyorsunuz/görüyorsunuz. sadece teknolojiye dayamamışlar yani her şeyi, filmde. her sahneye tek tek özenildiği ve büyük kreatif efor harcandığı gün gibi açık bence. plastik makyajlar ve pratik efektler zaten çok iyi ki bu bakımdan da filmin, sonrasında gelecek birçok yapım için örnek teşkil ettiğini düşünüyorum.
poltergeist'ın bana göre alametifarikası, sekansların farklılıkları ama uyumla art arda dizilmeleri oldu. bunu lineer bir şekilde kotarmışlar lakin gerçekten de ayrı ayrı temaların ve sahnelerin art arda gelişi çok sürükleyici bir biçimde kotarılmış. tangina barrons isimli medyum mesela filmin tüm odağını değiştiriyor ve konu uzun süre onun üzerinden işleniyor. böyle bir şeyi filmin başlarında tahmin etmek zor olsa gerek. zaten bu karakter, biraz da 70'lerin ürpertici psişik/medyum karakterlerini andırıyor ki bu karakterin yaratılmasında olmasa bile geliştirilmesi ve tamamlanmasında hooper'ın aslan payına sahip olduğunu düşünüyorum. bu da tamamen spielberg'ün işiyse de kendisine teessüf ediyorum zira bu konuda bari çok yetkin olama be adam. haha.
bu filmin bizim tv'lerimizde yayımlanıp yayımlanmadığını bilmiyorum/hatırlamıyorum açıkçası. belki ben denk gelmemişimdir, gösterildiyse de bizde. yani demem o ki, ben poltergeist'ı eşşek kadar adamken izledim.
çok mu hayranı oldum? pek sayılmaz. benim standartlarımda 8/10 alır bu yapım ama ilk paragrafta dediğim gibi, hayranı olduğum birçok filmin çıkması adına büyük bir ilham kaynağı olmuştur poltergeist. hellraiser filmlerinde bile bu yapımdan birçok şey görebilirsiniz örneğin. *
bu sebepten de 9/10 veriyorum.
yaşasın korku filmleri!
devamını gör...
"poltergeist (film)" ile benzer başlıklar
film önerileri
758