proleterya necmi'nin sovyetlerden ihracı
başlık "fıstıklıbörek" tarafından 08.07.2021 10:30 tarihinde açılmıştır.
1.
aslen kayserili olan necmi çıngırak, ikinci dünya harbi neticesinde sovyetlere çalışmak için gitti. kendisi kayseri'nin karaburçak köyünde "proleter karaburçaklılar derneği"ni kurmuş, daha sonra derneği bir kooperatife çevirmişti. ancak arkadaşı kırık hüsnü -çocukken geçirdiği havale onda kalıcı hasar bıraktığı için ona bu lakabı vermişlerdi- naylon fatura düzenleyince ve bu durum yetkillerce fark edilince soluğu sovyetlerde aldı.
burada bir metal fabrikasında çalışmaya başlayan proleterya necmi, daha sonra -bütün anadolulular gibi- tanıdıklarını, köylülerini fabrikaya doldurmaya başladı. öyle ki fabrikanın yönetim kurulunda bile artık bir kayserili vardı. zamanla yönetim kurulundaki kayserili sayısı artınca fabrika müdürü ivan bovlowski'nin yönetimden el çekmesi sağlandı. artık fabrikanın en yetkili ismi proleterya necmi'ydi.
necmi bununla da yetinmedi; vergi dairesindeki memurlara, hakimlere rüşvet yedirdi. nihayetinde allem edip kullem edip müdürlüğünü yaptığı fabrikanın sahibi oldu. fabrikanın gerçek sahibi petrov dimitri ne yaptıysa fabrikasını bir türlü geri alamadı ve sonunda pes edip st. petersburg'da bir fırın açtı. necmi sonradan bu fırına da çökecekti.
proleterya necmi, etki alanını genişletmeye devam etti. önce yüksek bürokratlardan -tabii ki para yardımıyla- dostlar edindi. sonra onları zor durumda bırakacak kumpaslar kurarak onlara şantajla dediklerini bir bir yaptırdı. artık bir azılı muhalif durumundaydı. ucuza işçi çalıştırıyor, işçilerine sosyal haklar tanımıyor fakat bütün bunlardan hükûmet politiklarını sorumlu tutuyordu. işçilerine "yüksek maaş, adil çalışma, refah yaşam" şeklinde sloganlarla sesleniyor, onları haklı mücadelesine destek vermeye davet ediyordu. işçiler başlarındaki bu "kurtarıcı"yı hararetle alkışlıyorlardı. onun sözü olan "yüksek maaş, adil çalışma, refah yaşam" sloganını dilden dile yayılıyor; moskova'nın, petersburg'un ve daha sayamayacağımız nice büyük şehrin sokaklarını ve duvarlarını süslüyordu. gazetelerin de etkisiyle "yoldaş necmi" artık gerçek bir halk kahramanına dönüşmüştü.
nihayet toplum patlama noktasına geldi. halk necmi'nin sözlerinin etkisiyle galeyana gelmiş, her yeri yakıp yıkıyor ve yağmalıyordu.
yaşanan son olay bardağı taşırdı. necmi, stalin'e anlaşmalı olarak ülke yönetimini kendine devretmesi gerektiğini bildiren bir mektup gönderdi. anlaşmaya göre stalin kızı svetlana'yı necmi'ye verecek ve necmi kayınpederi olan stalin'den görevi devralacaktı.
mektubu sinirden titreyen elleriyle okuyan stalin derhal necmi ve avanesinin yakalanarak çalışma kapmlarına gönderilmesi emrini verdi. nitekim öyle de oldu. fabrika sovyetlerin eline geçmiş, necmi ve avanesi çalışma kampına gönderilmişti.
ancak bir sorun vardı: necmi çalışma kampındaki mahkumları da örgütlüyordu. şimdiden iş bırakma eylemi yapmış, başlarındaki çavuş aleksandır krikov'u kürekle yaralamışlardı.
bu sorunla baş edemeyeceğini anlayan joseph stalin 1952'de türkiye'deki yetkililerle yapılan uzun görüşmeler neticesinde proleterya necmi'yi ülkesinden ihraç etti.
stalin, proleterya necmi'nin kendi bünyesinde ve sinirlerinde yarattığı tahribat nedeniyle bu olaylardan bir yıl sonra yani 5 mart 1953'te geçirdiği felç neticesinde hayatını kaybetti.
proleterya necmi'ye ne mi oldu, onu sizin engin hayal gücünüze bırakıyorum efendim.
burada bir metal fabrikasında çalışmaya başlayan proleterya necmi, daha sonra -bütün anadolulular gibi- tanıdıklarını, köylülerini fabrikaya doldurmaya başladı. öyle ki fabrikanın yönetim kurulunda bile artık bir kayserili vardı. zamanla yönetim kurulundaki kayserili sayısı artınca fabrika müdürü ivan bovlowski'nin yönetimden el çekmesi sağlandı. artık fabrikanın en yetkili ismi proleterya necmi'ydi.
necmi bununla da yetinmedi; vergi dairesindeki memurlara, hakimlere rüşvet yedirdi. nihayetinde allem edip kullem edip müdürlüğünü yaptığı fabrikanın sahibi oldu. fabrikanın gerçek sahibi petrov dimitri ne yaptıysa fabrikasını bir türlü geri alamadı ve sonunda pes edip st. petersburg'da bir fırın açtı. necmi sonradan bu fırına da çökecekti.
proleterya necmi, etki alanını genişletmeye devam etti. önce yüksek bürokratlardan -tabii ki para yardımıyla- dostlar edindi. sonra onları zor durumda bırakacak kumpaslar kurarak onlara şantajla dediklerini bir bir yaptırdı. artık bir azılı muhalif durumundaydı. ucuza işçi çalıştırıyor, işçilerine sosyal haklar tanımıyor fakat bütün bunlardan hükûmet politiklarını sorumlu tutuyordu. işçilerine "yüksek maaş, adil çalışma, refah yaşam" şeklinde sloganlarla sesleniyor, onları haklı mücadelesine destek vermeye davet ediyordu. işçiler başlarındaki bu "kurtarıcı"yı hararetle alkışlıyorlardı. onun sözü olan "yüksek maaş, adil çalışma, refah yaşam" sloganını dilden dile yayılıyor; moskova'nın, petersburg'un ve daha sayamayacağımız nice büyük şehrin sokaklarını ve duvarlarını süslüyordu. gazetelerin de etkisiyle "yoldaş necmi" artık gerçek bir halk kahramanına dönüşmüştü.
nihayet toplum patlama noktasına geldi. halk necmi'nin sözlerinin etkisiyle galeyana gelmiş, her yeri yakıp yıkıyor ve yağmalıyordu.
yaşanan son olay bardağı taşırdı. necmi, stalin'e anlaşmalı olarak ülke yönetimini kendine devretmesi gerektiğini bildiren bir mektup gönderdi. anlaşmaya göre stalin kızı svetlana'yı necmi'ye verecek ve necmi kayınpederi olan stalin'den görevi devralacaktı.
mektubu sinirden titreyen elleriyle okuyan stalin derhal necmi ve avanesinin yakalanarak çalışma kapmlarına gönderilmesi emrini verdi. nitekim öyle de oldu. fabrika sovyetlerin eline geçmiş, necmi ve avanesi çalışma kampına gönderilmişti.
ancak bir sorun vardı: necmi çalışma kampındaki mahkumları da örgütlüyordu. şimdiden iş bırakma eylemi yapmış, başlarındaki çavuş aleksandır krikov'u kürekle yaralamışlardı.
bu sorunla baş edemeyeceğini anlayan joseph stalin 1952'de türkiye'deki yetkililerle yapılan uzun görüşmeler neticesinde proleterya necmi'yi ülkesinden ihraç etti.
stalin, proleterya necmi'nin kendi bünyesinde ve sinirlerinde yarattığı tahribat nedeniyle bu olaylardan bir yıl sonra yani 5 mart 1953'te geçirdiği felç neticesinde hayatını kaybetti.
proleterya necmi'ye ne mi oldu, onu sizin engin hayal gücünüze bırakıyorum efendim.
devamını gör...