ünlü ingiliz yazar william shakespeare'in son oyunu olan the tempest'ın başkarakteridir. milan'ın hakiki düküdür bu adam ancak kardeşi antonio ve napoli kralı alonso tarafından tahtından indirilmiştir ve sürülmüştür kahramanımız. aslında kendisinin, henüz bebek olan kızıyla birlikte idamı kararı da çıkartılmıştır ancak iş böyle sonlansaydı bu oyun çok erken biterdi... bir gemiyle ıssız bir adaya sürüklenen prospero, burada kızı miranda ile geçirdiği 12 senede mistik ve kudretli bir büyücü olmuştur ve kendisinin yegane amacı, "evine" dönüp hakkı olduğunu düşündüğü konumuna yeniden gelmektir. oyunun başındaki fırtına (tempest) da bu uğurda meydana getirilmiştir. evet meydana getirilmiştir diyorum zira prospero, hükümdarı olduğu adaya ve buradaki birtakım eksantrik karakterlere/yaratıklara/ruhlara büyü gücüyle hükmettiği gibi bir "tempestarius"tur da; orta çağ okültik anlayışında "tempestarii" olarak adlandırılan (tekili tempestarius), halkın içinde yaşasalar da kendilerinden korkulan büyücüler vardır ve bunlar, istedikleri zaman fırtına yaratabilme veya fırtınaları sonlandırabilme kudretine/becerisine sahiptirler. kurgusal bağlamda da en bilinen "tempestarius", prospero'dur diye tahmin ediyorum.

prospero, karmaşık karakter özelliklerine sahip bir karakterdir ve geçmişinde de sıra dışı bir "yönetici"dir; kindar olduğu gibi kibar, zalim olduğu gibi de bağışlayıcı biridir. zaten tahtından edilmemişken, milan'ın düküyken de görevlerini aksatıyordur ve yönetim işini kardeşi antonio'ya bırakıyordur; kendisi ise felsefe ve bilim üzerinde çalışarak ve okumalar yaparak zamanını geçiriyordur. bu da aklımıza, "kardeşi antonio onu tahtından indirmekte haklı mıydı?.." sorusunu getirir zira bir "yönetici"nin asli görevi yönetmek olmalıdır. yani öyle beklenir. prospero, hem kişisel gelişimiyle ilgilenip hem de milan gibi büyük bir bölgeyi yönetebileceğini düşünecek kadar kendinden ve becerilerinden emindir ancak oyunda da görürüz ki başkaları bu hususta onunla hemfikir değildir.

artık olan olmuştur ve prospero, kitaplarıyla birlikte bir gemiye atılmış ve akıntıya bırakılmıştır... (bu arada prospero's books isminde çok enteresan bir sanat filmi de var. yani bayağı tuhaf bir yapım. önersem mi önermesem mi bilemedim...)

başkarakterimizin bu ıssız adanın ve sakinlerinin üstündeki tahakkümle karışık kontrolünde büyü güçlerinin önemli bir etkisi vardır; bu da akla, acaba milan'dan sürülmeseydi orada kendini bilim ve felsefe alanlarında geliştirerek oraya eksantrik bir stille ama efektifçe hükmedebilip hükmedebileceğini getirir. sonuçta okültik/majik bilgelik fantastik bağlamda neyse, bilimsel ve felsefi bilgelik de bildiğimiz dünyada bir nevi odur diye düşünebiliriz bence. neyse, kendisine bu şans tanınmadı, zaman verilmedi ve bu yüzden prospero'nun ezoterik yetkinliğine şahit oluyoruz okurları olarak.

ariel ve caliban... bu varlıklar prospero'nun onları yönetmesinden hiç memnun değiller. fakat prospero çok mu amansız ve katı ve değişmeyen bir tipleme?.. öyle sayılmaz ama burada aşırı kritik spoiler'lar vermek de istemiyorum açıkçası. gelgelelim oyunun son iki perdesinde, başkarakterimize duyulabilecek olası antipati, bir sempatiye veya en azından bir anlayışa evrilebilir diye düşünüyorum. ek olarak prospero'ya da çok "yamuk yapılmış" düşüncesinin kafalardan geçmesi pek de abes olmaz kanısındayım. ayrıca, otokratik bir anlayışı olduğu yer yer fazlaca öne çıkarılan kahramanın dünya görüşünün daha kapsamlı halini de okuyucularından esirgemiyor shakespeare, bir yerden sonra... zaten oyunun sonuna geldikten sonra bu karaktere pathos ile karışık bir sempati duymuştur okuyucularının/izleyicilerinin çoğu diye düşünüyorum.

kaldı ki prospero karakterinin, bazı kritik bağlamlarda shakespeare'i temsil/sembolize ettiği de tiyatro/edebiyat çevrelerinde epey konuşulan bir şey.

the tempest, benim muhtemelen en sevdiğim shakespeare oyunudur; lisansta ve yüksek lisansta okuduğum bölümden * mütevellit shakespeare ile ister istemez ilgilenmiştim ve bu oyunu da zamanında defalarca okumuştum. haksızlık etmeyeyim ama. yani iyi ki olmuş bu diyorum. shakespeare hakikaten çok iyi bir yazar benim için de, çoğu kişi için olduğu gibi. ben bu oyunu tiyatroda izlemedim ancak shakespeare's globe'un 2014'teki bir the tempest gösterimi filme alınmış ve oradan izlemiştim. daha doğrusu, en "olmuş" dediğim bu olmuştu. öncesindeki kimi uyarlamalarından/performanslarından da beğendiklerim olmuştu ama bu 2014 çıkışlı performans/uyarlama hakikaten fevkalade! mesela ariel karakterini colin morgan oynuyor burada şahane bir performansla (müthiş de akrobatik yetenekleri varmış) ki kendisi meşhur ingiliz yapımı merlin dizisinde de merlin karakterini (genç merlin) canlandırmıştı. ezcümle, bu bahsettiğim kayıt mutlaka izlenmeli derim. roger allam'ın prospero tiplemesi de harika burada. aslında tüm kast süper diyebilirim. yer yer çok da güldürmüştü beni bu performans, her iki izleyişimde de.

oyunun sonundan da bahsetmem gerekiyor ama bunu spoiler kutucuğu içine alacağım. prospero'nun oyunun sonunda yaptığı şey ve bunun shakespeare'in son oyunu olmasını birlikte düşününce bazı şeyler anlaşılabiliyor tam olarak çünkü. yani bundan bahsetmeliyim mutlaka.

ekleme: spoiler kısmı epey kapsamlı oldu ama bu oyunu okumayanlar/izlemeyenler fakat bunu yapmayı düşünenler bence şu anda o kısmı okumasın. gene de siz bilirsiniz.


prospero, düşmanlarını affedebiliyor hatta ariel'a özgürlüğünü bile veriyor. ve... asasını kırıyor. yüzüklerin efendisi'ndeki saruman ve gandalf kapışmasını hatırlayın. asalar, büyücülerin bir nevi güçlerinin ve/ya iktidarlarının sembolüdür. filmde sauron'un asasının ak gandalf tarafından telekinetik bir güçle/büyüyle kırılmasının ardından kötücül büyücünün bir iktidarı, üstün gücü kalmıyor.

prospero ise kendi asasını kırıyor oyunun sonunda ve bir nevi artık büyücülüğünden feragat ediyor. bazı kritiklere göre asa burada penisi de temsil edebilir. oyun yazarının meşhur falstaff karakterinde kesin bir penis göndermesi yorumlaması yapılıyordu da prospero'nun staff'ını kırmasında da öyle bir şey okumuş gibiyim sanki. yani yaşlandığı için "kuşunun ötmemeye başlaması" belki. sonuçta penis, bir şeylerin doğumuna sebebiyet veren bir organ. bir nevi "yaratıcılık" babında da bakabiliriz olaya. veya hatta phallogocentrism denen bir kavram var. tureng, fallus mantığı merkezciliği olarak çevirmiş. phallus/penis kelimesinden geliyor. sonuçta "iktidar/iktidarsızlık"... böyle düşünülebilir. ataerkil düzene kadar bile uzatabiliriz bu konuyu. dünyadaki savaşlara kimler sebep oluyor? eril enerjinin dünyada ne kadar yıkıma sebep olduğu açık değil mi? belki de kadınlar günü'nde bu yazıyı böyle bitirmem yerinde olur. tüm emekçi kadınların gününü enişten dileklerimle kutlarım. *

ama shakespeare bağlantısı eksik kaldı böyle de... sanatçılar bir bakıma büyücülerdir de. bir şeyler yaratabilirler, olmayan şeyleri var edebilirler. toplumlara şekil verirler ve onları iyi-kötü manipüle de edebilirler. shakespeare'in dünya kültüründe ne denli nüfuzlu bir isim olduğundan bahsetmeme gerek olmasa da, günümüzde aşk ve ölüm temalarını nasıl algıladığımızda bu figürün büyük bir "sihri"nin olduğu gerçeğinin altını çizmekte beis görmüyorum. geçmişte bir makale okumuştum ve şu anda ismini hatırlamadığım bir düşünür/yazar direkt: "edebiyat suçludur!" diyordu. yani biz mesela dinleri çok suçlarız ama acaba edebiyat tamamen masum mu?.. evet, herkes edebiyatın ve genel bağlamda sanatın ne kadar faydalı/gerekli olduğunu söyler durur fakat öyle düşünmeyenler de varmış demek ki, ki bu bana çok da altı boş bir sav gibi gelmedi. belki de shakespeare de prospero gibi, artık büyücü asasını kırmıştır ve bunda kendince gerekçeleri vardır ve bunlar onunla birlikte mezara girmiştir ama izlerini ilgili eser vasıtasıyla sürebiliriz de bunların. sonuçta the tempest, onun bilinen son oyunu. ve belki de son "magic trick"i.


şu (favorim olan) uyarlamadaki: www.imdb.com/title/tt3840898/ ariel ve prospero (yani onları canlandıran aktörler)

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"prospero" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim