orijinal adı: the analyst
yazar: john katzenbach
yayım yılı: 2002
psikopat bir katilin peşine düşen dr. frederick starks'ın gerilim dolu macerasını anlatan psikolojik kurgu türündeki romandır. psikiyatriste gönderilen isimsiz mektupta, iki hafta içerisinde mektubun kim tarafından gönderildiğini tespit etmesi gerektiği aksi halde çevresindeki 52 kişinin sırayla öldürüleceği yazılıdır. bu oyunu bozmanın tek yolu psikiyatristin kendisini öldürmesidir.
yazar: john katzenbach
yayım yılı: 2002
psikopat bir katilin peşine düşen dr. frederick starks'ın gerilim dolu macerasını anlatan psikolojik kurgu türündeki romandır. psikiyatriste gönderilen isimsiz mektupta, iki hafta içerisinde mektubun kim tarafından gönderildiğini tespit etmesi gerektiği aksi halde çevresindeki 52 kişinin sırayla öldürüleceği yazılıdır. bu oyunu bozmanın tek yolu psikiyatristin kendisini öldürmesidir.
-grand prix de littérature policière - uluslararası kategori (2004)
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "cözülemeyen sudoku" tarafından 11.07.2021 14:11 tarihinde açılmıştır.
1.
john katzenbach tarafından yazılmış müthiş bir psikolojik gerilim romanıdır. 670 sayfaydı yanlış hatırlamıyorsam. tabii yazının boyutuna göre sayfa sayısı da azalabilir kitabın başka çeşit yayınlanmış hallerinde.
olduğu gibi kitabın arkasından çeviriyorum. spoiler değil yani;
psikopatın peşindeki psikiyatr:
saran psikolojik gerilim der patient kitabında new yorklu psikiyatr dr. frederick stark'ın hayatı bir kabusa dönüşür. elli üçüncü doğumgününün gecesinde dr. frederick stark muayenehanesinin bekleme odasında tatsız bir mektupla karşılaşır:
başlığında ölümünüzün ilk gününe hoş geldiniz! yazan mektubun altı rumpelstilzchen imzalıdır. tabiiki ilk akla gelen bunun bir eşşek şakası olduğudur. psikiyatrımız öyle olmadığını pek yakında ders mayetinde öğrenecektir. anonim şahıs onu şeytani bir oyuna zorlar: rumpelstilzchen kendisinin gerçek hayatta kim olduğunu bulması için onbeş gün zaman tanıyor kurbanına. aksi takdirde dr. stark’ın aile bireyleri tek tek ölümle yüzleşecektir. bir diğer alternatif seçenek olarak psikatr pes edip, kendi hayatından vazgeçmelidir. kendisine kimin tarafından böylesine yoğun bir kin ve nefret güdüldüğüne dair stark’ın en ufak bir fikri yoktur ve kendi hayatından vazgeçmek söz konusu bile değildir...
böylelikle ölümcül bir kedi - fare oyunu başlar.
- - - - - -
yıllar önce okuduğum bu kitabın yeri bende baskadır. zira okuduğum ilk psiko-gerilim kurgusudur. ilk göz ağrım da diyebilirim. efsane bir kitap gerçekten. öylesine akıp gidiyor ki, kalınlığı gözünüzü korkutmasın derim. 340’lara doğru bir sıkılmıştım ama yarım bıraksaydım kendimi affedemeyeceğim bir kitaptı. kedinin de farenin de yerine koydum kendimi. tam olarak böyleydim;
şuan ne yapardım? hangi yolu seçersem bu durumu en az hasarla kurtarırım veya duygudurumlarımın esiri olmadan mantığımı nasıl önüme koyarım? nasıl bir yol izlerim?
zevk alırken öte yandan türlü karanlık düşüncelere muzdaripsin ve bundan hiç şikayetçi değilsin. efsane. dışarı çıkarken hemen eve dönsem de kafa sinemama devam etsem diyordum o zamanlar. muazzam, harika, müthiş ve daha bir çok övgüler!
olduğu gibi kitabın arkasından çeviriyorum. spoiler değil yani;
psikopatın peşindeki psikiyatr:
saran psikolojik gerilim der patient kitabında new yorklu psikiyatr dr. frederick stark'ın hayatı bir kabusa dönüşür. elli üçüncü doğumgününün gecesinde dr. frederick stark muayenehanesinin bekleme odasında tatsız bir mektupla karşılaşır:
başlığında ölümünüzün ilk gününe hoş geldiniz! yazan mektubun altı rumpelstilzchen imzalıdır. tabiiki ilk akla gelen bunun bir eşşek şakası olduğudur. psikiyatrımız öyle olmadığını pek yakında ders mayetinde öğrenecektir. anonim şahıs onu şeytani bir oyuna zorlar: rumpelstilzchen kendisinin gerçek hayatta kim olduğunu bulması için onbeş gün zaman tanıyor kurbanına. aksi takdirde dr. stark’ın aile bireyleri tek tek ölümle yüzleşecektir. bir diğer alternatif seçenek olarak psikatr pes edip, kendi hayatından vazgeçmelidir. kendisine kimin tarafından böylesine yoğun bir kin ve nefret güdüldüğüne dair stark’ın en ufak bir fikri yoktur ve kendi hayatından vazgeçmek söz konusu bile değildir...
böylelikle ölümcül bir kedi - fare oyunu başlar.
- - - - - -
yıllar önce okuduğum bu kitabın yeri bende baskadır. zira okuduğum ilk psiko-gerilim kurgusudur. ilk göz ağrım da diyebilirim. efsane bir kitap gerçekten. öylesine akıp gidiyor ki, kalınlığı gözünüzü korkutmasın derim. 340’lara doğru bir sıkılmıştım ama yarım bıraksaydım kendimi affedemeyeceğim bir kitaptı. kedinin de farenin de yerine koydum kendimi. tam olarak böyleydim;
şuan ne yapardım? hangi yolu seçersem bu durumu en az hasarla kurtarırım veya duygudurumlarımın esiri olmadan mantığımı nasıl önüme koyarım? nasıl bir yol izlerim?
zevk alırken öte yandan türlü karanlık düşüncelere muzdaripsin ve bundan hiç şikayetçi değilsin. efsane. dışarı çıkarken hemen eve dönsem de kafa sinemama devam etsem diyordum o zamanlar. muazzam, harika, müthiş ve daha bir çok övgüler!
devamını gör...
2.
birçok kitabı filme de çevrilen ünlü roman yazarı john katzenbach’ın gerilim yüklü romanı.
ikinci el kitap da satan , hep gittiğim kitapçıya ‘hep aynı türlerden kitap okuyorum, var mı tavsiyeniz’ dediğimde yine aynı yazarın ‘şizofren’ kitabı ile birlikte tavsiye ettiği kitap. kitap toplam 491 sayfa(koridor yayıncılık). her ne kadar bu tür hakkında önyargılı olsam da , beni yanıltan bir kitap oldu.
konusuna gelirsek, kitabı 3 bölüm olarak ayırmak doğru olur. kitap ,olayların başlangıcı, kayboluş ve intikam olarak 3 bölüme ayrılır. karısı 3 yıl önce ölen new york’lu bir psikanakist olan dr.frederick starks , doğumgününe 2 hafta kala, hem ev hem de muayenehane olarak kullanılan evinde gizemli bir mektup alır: ‘53.doğumgünün kutlu olsun doktor.ölümünün ilk gününe hoşgeldin’. mektup geçmişinden bir yerlerden gelen birindendi. mektupta onu oyuna davet eder. mektubu gönderen kişinin kim olduğunu 15 gün içinde bulmak zorundadır. bulamadığı takdirde ya kendisini öldürecek ya da sevdikleri teker teker öldürülecekti.
temposu hiç bitmeyen ve bitirdikten sonra uzun bir süre beni etkileyen bir kitaptı. dibe vuran dr.starks öyle dibe vurmuştu ki, ne mal varlığı, ne parası ne de itibarı kalmıştı.
ilk bölüm daha hareketli ilerlerken, aslında
daha sakin olan 2.bölüm beni daha da etkiledi. dibe vurmuş bir adam, tekrar nasıl sıfırdan bir hayat kuracaktı? 3.bölüm
temponun en yüksek olduğu, nefesinizi tutarak okuyacağınız doktorun intikamı bölümü.
yazarın sonrasında şizofren kitabını da okudum; o da güzel bir kitaptı ama bu kitaptaki etkiyi uyandırmadı bende.
bu tür kitaplar için değerlendirmem 10/8. tercih edenler için iyi okumalar.
ikinci el kitap da satan , hep gittiğim kitapçıya ‘hep aynı türlerden kitap okuyorum, var mı tavsiyeniz’ dediğimde yine aynı yazarın ‘şizofren’ kitabı ile birlikte tavsiye ettiği kitap. kitap toplam 491 sayfa(koridor yayıncılık). her ne kadar bu tür hakkında önyargılı olsam da , beni yanıltan bir kitap oldu.
konusuna gelirsek, kitabı 3 bölüm olarak ayırmak doğru olur. kitap ,olayların başlangıcı, kayboluş ve intikam olarak 3 bölüme ayrılır. karısı 3 yıl önce ölen new york’lu bir psikanakist olan dr.frederick starks , doğumgününe 2 hafta kala, hem ev hem de muayenehane olarak kullanılan evinde gizemli bir mektup alır: ‘53.doğumgünün kutlu olsun doktor.ölümünün ilk gününe hoşgeldin’. mektup geçmişinden bir yerlerden gelen birindendi. mektupta onu oyuna davet eder. mektubu gönderen kişinin kim olduğunu 15 gün içinde bulmak zorundadır. bulamadığı takdirde ya kendisini öldürecek ya da sevdikleri teker teker öldürülecekti.
temposu hiç bitmeyen ve bitirdikten sonra uzun bir süre beni etkileyen bir kitaptı. dibe vuran dr.starks öyle dibe vurmuştu ki, ne mal varlığı, ne parası ne de itibarı kalmıştı.
ilk bölüm daha hareketli ilerlerken, aslında
daha sakin olan 2.bölüm beni daha da etkiledi. dibe vurmuş bir adam, tekrar nasıl sıfırdan bir hayat kuracaktı? 3.bölüm
temponun en yüksek olduğu, nefesinizi tutarak okuyacağınız doktorun intikamı bölümü.
yazarın sonrasında şizofren kitabını da okudum; o da güzel bir kitaptı ama bu kitaptaki etkiyi uyandırmadı bende.
bu tür kitaplar için değerlendirmem 10/8. tercih edenler için iyi okumalar.
devamını gör...