1.
1930 doğumlu amerikalı efsane piyanist. kendisi 7 yaşında glokom'dan dolayı görme yetisini kaybetmiştir.
devamını gör...
2.
devamını gör...
3.
aretha ve bailey robinson'ın ilk çocukları olarak 23 eylül 1930'da albany, georgia'da doğdu. çocukluğu 1929 ekonomik buhranı yıllarının zor koşullarında geçerken, babası demiryollarında çalışan annesi ise çamaşırcılık yaparak evin geçimini sağlayan fakir bir ailede büyümekteydi. pazar günleri shiloh baptist kilisesi'nin piyanosunda boogie woogie ezgileri çalar ve şarkı söylemeye bayılırdı.
beş yaşındayken küçük erkek kardeşinin boğularak ölümüne tanık oldu. iki oğlan arka bahçede oynarken, dört yaşındaki george, annelerinin çamaşır yıkamak için kullandığı küvetin içindeki sabunlu suya düşmüş, onu çıkarmaya çalışmasına rağmen becerememiş ve kardeşi ıslak giysilerinin ağırlaşmasıyla hızla dibe çökmüştü. charles, çığlık atarak annesini çağırmak için içeriye koşmuş ama çok geç kaldığı için kardeşi boğularak ölmüştü. bu olay, başka birçok acıyı da içeren yaşamının ilk büyük trajedisiydi.
aynı yıllarda zamanla görme yetisini kaybetmeye başlamıştı ve bunun tedavi edilmediği için ilerleyen glokom’dan kaynaklandığı sonradan ortaya çıkacaktı. 7 yaşında artık tamamen kördü. bu süreci annesinin ona ‘’kör olabilirsin ama aptal değilsin’’ motivasyonuyla atlatmıştı.
annesi onu greenville'in 130 mil güneydoğusunda, st. augustine'deki florida eyalet sağırlar ve körler okulu'na hayır kurumu öğrencisi olarak kabul ettirmeyi başardı. orada sekiz yıl öğrenim görerek, okuma, yazma, sepet örme, radyo ve araba tamir etme becerilerini kazandı. aynı zamanda burada müzik eğitimi alarak piyano, klarnet ve saksafon da dahil olmak üzere diğer enstrümanlarda ustalaştı. nota okumayı ve beste yapmayı öğrendi. radyoda swing, country ve gospel dinlemek ise vazgeçilmeziydi.
15. yaşına girmeden kısa bir süre önce annesini kaybetti. okuldan ayrıldı ve yakındaki jacksonville'e taşındı. burada bir süre annesinin arkadaşlarından biriyle kaldı. müzisyenlik yaparak geçimini sağlamaya çalışıyordu. ardından florida tampa’ya geçerek bir süre de burada müzisyenliğe devam etti. fakat ray, hayallerinin peşinden gitmek isteyen ve kendi grubunu kurma düşündeki bir gençti. o yüzden bir gün ansızın tampa’dan otobüse atlayarak 5 günlük otobüs yolculuğundan sonra seattle'a geldi. takvimler 1948 yılının mart ayını gösteriyordu.
jackson street'in çevresindeki afro amerikan barlarda yapılan caz müziğinin tınılarında artık ray’in dokunuşları duyulmaya başlanmıştı. bir gitar, bir bas ve bir piyano ile ilk grubu olan mcson trio’uyu kurdu.
charles, bir elektro piyano ve kayıt cihazıyla donattığı 20th avenue'daki küçük bir daireye taşındı. kendi başına alışveriş yapar, kendi yemeklerini pişirir, kendi çamaşırlarını yıkardı. şansı dönüyordu. bir gece bir başka genç müzik dehası olan genç quincy jones elks kulübü'nde "şarkılarıyla ortalığı yakıp yıkan kör bir adam" hakkında duyduğu söylentileri kontrol etmek istedi. bu ömür boyu sürecek bir dostluk ve işbirliğinin başlangıcıydı.
ırkçılığın kol gezdiği 1940’ların seattle’ında beyazlar için konserler veriyor, siyahların kulüplerinde çalıyordu. popülerliği arttığı için krsc radyosu'nda 15 dakikalık düzenli bir program yapmaya başlamıştı. bu radyoda bazı ödüller alan charles, 18 yaşında şöhret olmaya doğru emin adımlarla ilerliyordu.
yine barda çaldığı bir gece plak yapımcısı olan jack lauderdale tarafından sözleşme teklifi aldı. böylece ilk kayıtı olan confession blues piyasaya çıktı. yeterince ilgi görünce ardından bunu ilk 78’lik kaydı olan rocking chair blues takip etti. bu kayıt listelerde hit oldu.
seattle yıllarından kalan bir diğer miras da eroin bağımlılığıydı. daha sonra 1955, 1961 ve 1965 yıllarında eroin bulundurmaktan birkaç kez tutuklanacaktı. bu bağımlılığını sanatoryuma yatarak tedavi etmeye çalışacaktı.
1950'de seattle'dan ayrılarak turneye çıktı ve 1952 yılında ahmet ertegün’ün sahibi olduğu atlantic records ile imzaladığı sözleşmeyle kariyerinin zirvesine doğru hızla tırmanmaya başladı. 1954 yılında turne grubuyla yaptığı kayıt olan “i've got a woman” ülke çapında hit oldu. mess around adlı klasiği de bu döneme aittir. 1959 yılında what'd i say ile ardından gelen georgia on my mind ve hit the road jack şarkılarıyla o artık bir yıldızdı. georgia on my mind, 1979 yılında eyaletin resmi marşı oldu.
özel hayatı her zaman karmaşıktı. iki kez boşandı ve bu evliliklerinden 12 çocuğu oldu. 60’dan fazla albüm yaptı ve 12 grammy ödülü kazandı.
10 haziran 2004'te beverly hills, california'daki evinde karaciğer hastalığından öldüğünde 73 yaşındaydı.
diskografi
birebir tercümesinden alıntı yapılan kaynak
kaynak 2
kaynak 3
beş yaşındayken küçük erkek kardeşinin boğularak ölümüne tanık oldu. iki oğlan arka bahçede oynarken, dört yaşındaki george, annelerinin çamaşır yıkamak için kullandığı küvetin içindeki sabunlu suya düşmüş, onu çıkarmaya çalışmasına rağmen becerememiş ve kardeşi ıslak giysilerinin ağırlaşmasıyla hızla dibe çökmüştü. charles, çığlık atarak annesini çağırmak için içeriye koşmuş ama çok geç kaldığı için kardeşi boğularak ölmüştü. bu olay, başka birçok acıyı da içeren yaşamının ilk büyük trajedisiydi.
aynı yıllarda zamanla görme yetisini kaybetmeye başlamıştı ve bunun tedavi edilmediği için ilerleyen glokom’dan kaynaklandığı sonradan ortaya çıkacaktı. 7 yaşında artık tamamen kördü. bu süreci annesinin ona ‘’kör olabilirsin ama aptal değilsin’’ motivasyonuyla atlatmıştı.
annesi onu greenville'in 130 mil güneydoğusunda, st. augustine'deki florida eyalet sağırlar ve körler okulu'na hayır kurumu öğrencisi olarak kabul ettirmeyi başardı. orada sekiz yıl öğrenim görerek, okuma, yazma, sepet örme, radyo ve araba tamir etme becerilerini kazandı. aynı zamanda burada müzik eğitimi alarak piyano, klarnet ve saksafon da dahil olmak üzere diğer enstrümanlarda ustalaştı. nota okumayı ve beste yapmayı öğrendi. radyoda swing, country ve gospel dinlemek ise vazgeçilmeziydi.
15. yaşına girmeden kısa bir süre önce annesini kaybetti. okuldan ayrıldı ve yakındaki jacksonville'e taşındı. burada bir süre annesinin arkadaşlarından biriyle kaldı. müzisyenlik yaparak geçimini sağlamaya çalışıyordu. ardından florida tampa’ya geçerek bir süre de burada müzisyenliğe devam etti. fakat ray, hayallerinin peşinden gitmek isteyen ve kendi grubunu kurma düşündeki bir gençti. o yüzden bir gün ansızın tampa’dan otobüse atlayarak 5 günlük otobüs yolculuğundan sonra seattle'a geldi. takvimler 1948 yılının mart ayını gösteriyordu.
jackson street'in çevresindeki afro amerikan barlarda yapılan caz müziğinin tınılarında artık ray’in dokunuşları duyulmaya başlanmıştı. bir gitar, bir bas ve bir piyano ile ilk grubu olan mcson trio’uyu kurdu.
charles, bir elektro piyano ve kayıt cihazıyla donattığı 20th avenue'daki küçük bir daireye taşındı. kendi başına alışveriş yapar, kendi yemeklerini pişirir, kendi çamaşırlarını yıkardı. şansı dönüyordu. bir gece bir başka genç müzik dehası olan genç quincy jones elks kulübü'nde "şarkılarıyla ortalığı yakıp yıkan kör bir adam" hakkında duyduğu söylentileri kontrol etmek istedi. bu ömür boyu sürecek bir dostluk ve işbirliğinin başlangıcıydı.
ırkçılığın kol gezdiği 1940’ların seattle’ında beyazlar için konserler veriyor, siyahların kulüplerinde çalıyordu. popülerliği arttığı için krsc radyosu'nda 15 dakikalık düzenli bir program yapmaya başlamıştı. bu radyoda bazı ödüller alan charles, 18 yaşında şöhret olmaya doğru emin adımlarla ilerliyordu.
yine barda çaldığı bir gece plak yapımcısı olan jack lauderdale tarafından sözleşme teklifi aldı. böylece ilk kayıtı olan confession blues piyasaya çıktı. yeterince ilgi görünce ardından bunu ilk 78’lik kaydı olan rocking chair blues takip etti. bu kayıt listelerde hit oldu.
seattle yıllarından kalan bir diğer miras da eroin bağımlılığıydı. daha sonra 1955, 1961 ve 1965 yıllarında eroin bulundurmaktan birkaç kez tutuklanacaktı. bu bağımlılığını sanatoryuma yatarak tedavi etmeye çalışacaktı.
1950'de seattle'dan ayrılarak turneye çıktı ve 1952 yılında ahmet ertegün’ün sahibi olduğu atlantic records ile imzaladığı sözleşmeyle kariyerinin zirvesine doğru hızla tırmanmaya başladı. 1954 yılında turne grubuyla yaptığı kayıt olan “i've got a woman” ülke çapında hit oldu. mess around adlı klasiği de bu döneme aittir. 1959 yılında what'd i say ile ardından gelen georgia on my mind ve hit the road jack şarkılarıyla o artık bir yıldızdı. georgia on my mind, 1979 yılında eyaletin resmi marşı oldu.
özel hayatı her zaman karmaşıktı. iki kez boşandı ve bu evliliklerinden 12 çocuğu oldu. 60’dan fazla albüm yaptı ve 12 grammy ödülü kazandı.
10 haziran 2004'te beverly hills, california'daki evinde karaciğer hastalığından öldüğünde 73 yaşındaydı.
diskografi
birebir tercümesinden alıntı yapılan kaynak
kaynak 2
kaynak 3
devamını gör...
4.
bunca dışlanma, ızdırap ve acıya rağmen, o ikonik gülüşüyle zihinlerimize kazınan güzel insan. 2004 yılında vefat etmiş. keşke allah beni şu kuşağa denk getirmeseydi de genç yaşımda istanbul'daki konserine gidebilseydim. bu konuda babam çok şanslı imiş gerçekten.
şekline kurban ray dayı.*
şekline kurban ray dayı.*
devamını gör...
5.
seks ve uyuşturucu bağımlısı kör müzisyen.
devamını gör...
6.
yüzyılın müzik dehası olan insan.sabahları dinleyince morning blues mahiyetinde yanakları pembeleştirir.
ona hitaben 2004 senesinde ray isimli film çekilmistir. 2 adet oscar kazanmıştır.
ona hitaben 2004 senesinde ray isimli film çekilmistir. 2 adet oscar kazanmıştır.
devamını gör...
8.
devamını gör...
9.
blues brothers!
devamını gör...