alfred hitchcock dehasının örneklerinden biri olan rope bir tiyatro oyunundan uyarlanan senaryosuyla iki yakın arkadaşın işledikleri bir cinayetten sonra, maktulün içinde olduğu eski bir sandığı yemek masası olarak kullanarak bir akşam yemeği daveti vermelerini konu alan bir suç/dram/gizem filmi. 1948 yapımı filmin başrollerinde farley granger ve john dall'ı izliyoruz.
yönetmen: alfred hitchcock
oyuncular:
james stewart
john dall
farley granger
dick hogan
edith evanson
oyuncular:
james stewart
john dall
farley granger
dick hogan
edith evanson
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "bana böyle birşey söylenmedi" tarafından 27.01.2021 03:09 tarihinde açılmıştır.
1.
alfred hitchcock'un yönettiği 1948 yapımı psikolojik gerilim filmi. cinayetin meşru olduğunu ve herkesçe yapılamayacak asil bir eylem olduğunu savunan öğretmenlerinden etkilenen iki genç yakın arkadaşlarını boğarak öldürürler ve film boyunca ölüyü koydukları sandığın üzerinde yemekler servis edip davetlilerini ağırlarlar. filmi güzel yapan konusu değil karakterlerin psikolojilerini yansıtma şeklidir. kesinlikle izlenilmesi gerek filmlerden biridir. türkçeye ölüm kararı şeklinde çevrilmiş.
devamını gör...
2.
alfred hitchcock'un türkçeye ölüm kararı olarak çevrilmiş 1948 yapımı filmi . filmin bazı özellikleri var, az sonra değineceğim.
film, iki adamın başka bir adamı ince bir halatla boğmasıyla başlıyor. sadece öldürme hissinin ve bu gücün nasıl bir şey olduğunu tadabilmek için arkadaşlarını öldüren bu iki genç adam, ölen arkadaşlarını salondaki sandığın içine saklıyorlar. ceset, evde ortak tanıdıklarıyla verecekleri parti bitene kadar o salondaki sandığın içinde kalacak ve parti sonrası bu iki arkadaş cesedi göle atacaklar. en azından ilk planları buydu. ardından olaylar gelişir, spoiler aşağılarda bir yerlerde olacak.
filmi özel kılan detaylara gelirsek:
film hitchcock'un ilk renkli filmidir.
filme konu olan cinayet, 1924 yılında chiago üniversitesi öğrencilerince işlenmiş gerçek bir olaydan kurgulanmıştır. filmden önce aynı konu bir tiyatro oyununda da işlenmiştir.
filmin çekim tekniği de oldukça deneyseldir. hitchcock bu filmi tek mekanda çekmiş ve minimum montaj kullanarak bitirmeyi denemiştir. bu yazıyı yazmadan önce tekrar izledim filmi ve sadece 2 sahnenin kesilip başka makarayla tekrar başlatıldığını gördüm. 1948 yapımı 80 dakikalık bir filmde bunu yapmak gerçekten başarıdır. çekim tekniğini anlatmak gerekirse, yaklaşık 10'ar dakikalık film makaraları kullanılıyor. o 10 dakikada film hiç durmadan çekilmeye devam ediliyor, salonun içinde kamera karakterleri takip ediyor, makara sonuna yaklaşıldığındaysa bir karakterin sırtına denk getirilen veya masaya odaklanılan bir anda makara değişimi gerçekleşiyor. bu sayede dediğim gibi 2 sahne dışında montajı hiçbir şekilde hissetmeden 80 dakikayı deviriyorsunuz.
filmin başrollerinden john dall'un tüm film boyunca çok leziz oyunculuğuna şahit olacaksınız. diğer başrol farley granger ise son yarım saatte pasif agresif bir karakterin gerginliğini çok güzel yansıtmıştır.
izlerken tiyatro izlemişsiniz hissiyatına gireceğiniz klasiklerden biridir rope. tek bir salonda çekim yapılmasına rağmen bazı sahnelerde hiç konuşmayan bir karakterin hareketlerini izleriz. bazen önde konuşan iki karakterin arkasında gelişmekte olan diğer olayları görürüz. bazen de konuşan başka kişileri dinleyen karakterin sadece mimiklerini izleriz. tüm bunlar bir araya geldiğinde tek mekan sıkıntısını size hiç sezdirmeyen bir film çıkar meydana.
klasikseverler için öneridir. modernciler uzak dursun :)
gerisi spoiler:
filmin bir kısmında friedrich nietzsche'nin übermensch fikri üzerinde durulmuş. zaten olayın orijinali olan cinayet sebebinin altında da biraz bu felsefe barınıyor. bir fikrin insalar tarafından ne denli çarpıtılabileceği parti esnasında yaşanan bir tartışmada ve filmin sonundaki çözüm sahnesinde irdelenmiş.
"üstün insanların cinayet işleme hakkı"
"suç işlemeye uygun azınlık"
"toplumsal ahlak kurallarının üstünde kalan kültür ve bilgiye sahip kişiler"
gibi sınıflandırmalar aracılığıyla, brandon karakteri cinayet işleme hakkını savunmuştur.
nispeten asosyal ve içine kapanık olan philip karakterinin hocası tarafından sıkıştırıldığı sahne de incelikle işlenmiştir. philip piyanoda aynı melodinin döndüğü bir şarkıyı çalarken, durumdan şüphelenmeye başlayan üniversitedeki hocası onu sorularıyla sıkıştırmaya başlar. philip önce rahatken sonraları gerilmeye, duraksamaya, kekelemeye bazen de bağırmaya başlar. ve tüm bu duygularını o an çaldığı aynı melodideki şiddet, duraksama, hızlanma ve yavaşlamalarla destekler.
hitler ve nietzsche göndermeleriyle yanlış anlaşılan fikirlerin nasıl ölümcül ve hastalıklı sonuçlar doğurabileceği üzerinde durulmuş. filmin çekim yılını tekrar düşününce 2. dünya savaşının film sektörüne olan taze etkilerinden birine de şahitlik ediyoruz. hatta filmin başında brandon karakterinin "amerika'daki iyi erkeklerin hepsi şu anda cephede ölüyorlar. biz buradayız." cümlesiyle de savaşa bir gönderme yapılmıştır.
film, iki adamın başka bir adamı ince bir halatla boğmasıyla başlıyor. sadece öldürme hissinin ve bu gücün nasıl bir şey olduğunu tadabilmek için arkadaşlarını öldüren bu iki genç adam, ölen arkadaşlarını salondaki sandığın içine saklıyorlar. ceset, evde ortak tanıdıklarıyla verecekleri parti bitene kadar o salondaki sandığın içinde kalacak ve parti sonrası bu iki arkadaş cesedi göle atacaklar. en azından ilk planları buydu. ardından olaylar gelişir, spoiler aşağılarda bir yerlerde olacak.
filmi özel kılan detaylara gelirsek:
film hitchcock'un ilk renkli filmidir.
filme konu olan cinayet, 1924 yılında chiago üniversitesi öğrencilerince işlenmiş gerçek bir olaydan kurgulanmıştır. filmden önce aynı konu bir tiyatro oyununda da işlenmiştir.
filmin çekim tekniği de oldukça deneyseldir. hitchcock bu filmi tek mekanda çekmiş ve minimum montaj kullanarak bitirmeyi denemiştir. bu yazıyı yazmadan önce tekrar izledim filmi ve sadece 2 sahnenin kesilip başka makarayla tekrar başlatıldığını gördüm. 1948 yapımı 80 dakikalık bir filmde bunu yapmak gerçekten başarıdır. çekim tekniğini anlatmak gerekirse, yaklaşık 10'ar dakikalık film makaraları kullanılıyor. o 10 dakikada film hiç durmadan çekilmeye devam ediliyor, salonun içinde kamera karakterleri takip ediyor, makara sonuna yaklaşıldığındaysa bir karakterin sırtına denk getirilen veya masaya odaklanılan bir anda makara değişimi gerçekleşiyor. bu sayede dediğim gibi 2 sahne dışında montajı hiçbir şekilde hissetmeden 80 dakikayı deviriyorsunuz.
filmin başrollerinden john dall'un tüm film boyunca çok leziz oyunculuğuna şahit olacaksınız. diğer başrol farley granger ise son yarım saatte pasif agresif bir karakterin gerginliğini çok güzel yansıtmıştır.
izlerken tiyatro izlemişsiniz hissiyatına gireceğiniz klasiklerden biridir rope. tek bir salonda çekim yapılmasına rağmen bazı sahnelerde hiç konuşmayan bir karakterin hareketlerini izleriz. bazen önde konuşan iki karakterin arkasında gelişmekte olan diğer olayları görürüz. bazen de konuşan başka kişileri dinleyen karakterin sadece mimiklerini izleriz. tüm bunlar bir araya geldiğinde tek mekan sıkıntısını size hiç sezdirmeyen bir film çıkar meydana.
klasikseverler için öneridir. modernciler uzak dursun :)
gerisi spoiler:
filmin bir kısmında friedrich nietzsche'nin übermensch fikri üzerinde durulmuş. zaten olayın orijinali olan cinayet sebebinin altında da biraz bu felsefe barınıyor. bir fikrin insalar tarafından ne denli çarpıtılabileceği parti esnasında yaşanan bir tartışmada ve filmin sonundaki çözüm sahnesinde irdelenmiş.
"üstün insanların cinayet işleme hakkı"
"suç işlemeye uygun azınlık"
"toplumsal ahlak kurallarının üstünde kalan kültür ve bilgiye sahip kişiler"
gibi sınıflandırmalar aracılığıyla, brandon karakteri cinayet işleme hakkını savunmuştur.
nispeten asosyal ve içine kapanık olan philip karakterinin hocası tarafından sıkıştırıldığı sahne de incelikle işlenmiştir. philip piyanoda aynı melodinin döndüğü bir şarkıyı çalarken, durumdan şüphelenmeye başlayan üniversitedeki hocası onu sorularıyla sıkıştırmaya başlar. philip önce rahatken sonraları gerilmeye, duraksamaya, kekelemeye bazen de bağırmaya başlar. ve tüm bu duygularını o an çaldığı aynı melodideki şiddet, duraksama, hızlanma ve yavaşlamalarla destekler.
hitler ve nietzsche göndermeleriyle yanlış anlaşılan fikirlerin nasıl ölümcül ve hastalıklı sonuçlar doğurabileceği üzerinde durulmuş. filmin çekim yılını tekrar düşününce 2. dünya savaşının film sektörüne olan taze etkilerinden birine de şahitlik ediyoruz. hatta filmin başında brandon karakterinin "amerika'daki iyi erkeklerin hepsi şu anda cephede ölüyorlar. biz buradayız." cümlesiyle de savaşa bir gönderme yapılmıştır.
devamını gör...
3.
rope, 1948 yapımı bir alfred hitchcock filmi. the man from earth adlı filme benzer filmler ararken bulduğum ve iyi ki izledim dediğim bir film. eski filmlere, oyunculuklara olan görüşümü değiştirmiş ve kısa, akıcı, heyecanlandıran, geren ve size insan psikolojisini başarılı bir şekilde gösteren bir film.
bunu tanımlarken hangi kelimeyi kullanmak istersiniz, kendiniz seçin: psikoloji, ruh hali, his, duygu, dışa vurum, mimik ve hareket, jest, ima, beyan... nasıl tanımlarsanız tanımlayın bu filmin içinde gördüğüm en başarılı yansımalarına tanık oldum. özellikle john dall ve james stewart'dan sonra farley granger'i altını çizerek belirtmek istiyorum. bu üç aktörün, yaklaşık bir buçuk saatlik bir filmde tek bir odada yaptıkları, hissettirdikleri gerçekten izlemeye değer.
mükemmel cinayet işlenebilir mi? sorusuna yanıt arayan film, konusu itibari ile düşündürücülüğünü bence filmden sonraya saklamış. çünkü izlerken, sahnelere odaklanmaktan alt yazıyı takip etmeyi bırakın okumadığım zamanlar oldu. bunu pek sık yaşamadığım için de abartarak ve uzatarak yazıyorum. sanırım, bunları da hak ediyor. hem konu, hem işleniş hem de oyunculuk olarak etkileyici bulduğum bu filmi izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum.
bunu tanımlarken hangi kelimeyi kullanmak istersiniz, kendiniz seçin: psikoloji, ruh hali, his, duygu, dışa vurum, mimik ve hareket, jest, ima, beyan... nasıl tanımlarsanız tanımlayın bu filmin içinde gördüğüm en başarılı yansımalarına tanık oldum. özellikle john dall ve james stewart'dan sonra farley granger'i altını çizerek belirtmek istiyorum. bu üç aktörün, yaklaşık bir buçuk saatlik bir filmde tek bir odada yaptıkları, hissettirdikleri gerçekten izlemeye değer.
mükemmel cinayet işlenebilir mi? sorusuna yanıt arayan film, konusu itibari ile düşündürücülüğünü bence filmden sonraya saklamış. çünkü izlerken, sahnelere odaklanmaktan alt yazıyı takip etmeyi bırakın okumadığım zamanlar oldu. bunu pek sık yaşamadığım için de abartarak ve uzatarak yazıyorum. sanırım, bunları da hak ediyor. hem konu, hem işleniş hem de oyunculuk olarak etkileyici bulduğum bu filmi izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum.
devamını gör...
4.
fetiş filmlerimden birisidir. tek mekanda çekilen bir film olması, her on dakikada makara değiştirmek için sahne değişikliği söz konusu olmadığı için, bir sonraki makaraya geçişi sağlamak için bir oyuncunun kamerayla görüntüyü kapatması, nietsche ve nazi vurgusu, gerçek bir olaydan esinlenilmesi, üstü gayet kapalı olarak ima edilse de katillerimizin gay bir çift olması. her yönüyle muhteşem detaylara sahip. yeni öğrendiğim ise hitchcock'un gönlünden geçen oyuncuların biseksüel olduğu bilinen montgomery clift ile eşcinsel olduğunu asla itiraf etmeyen ama başka bir hollywood yıldızı olan randolph scott'la aynı evde yaşayan muhteşem cary grant'i istiyormuş. ancak her iki oyuncu da üzerlerine eşcinsel kimliği yapışmaması için bu teklifi reddetmişler.
devamını gör...