rtük'ün bazı dizilere müdahalede bulunmaması

saçma sapan aşk dizilerine,karısını kocasını aldatan insanlara engel koymamasına çok şaşırırım.sonra da ahlak ahlak diye dolaşırlar. birini aldatmak,aileyi dağıtmak çok mu ahlaklı bir davranış?.

reytingi yüksek dizilerin reklam gelirlerinden pay alan rtük'ün bu tür dizilerden rahatsız olduğunu sanmıyorum, para akıyor para.

meclisi sağlam dizilerdir.

türkiye’de yayınlanması yasak olan bir şeyin olmadığını bilmeyenler görüyorum. istediğini yayınlarsın parasını ödeyip. mesela 3snden fazla öpüşme görüyorsanız bilin ki parası yani cezası ödenerek yayınlanıyor. küfür keza öyle... ceza ödemeye değen bir izleme alıyor ki yapımcılar böyle bir şey tercih ediyor. ama bildiğim kadarıyla silah göstermenin cezası yok ama kanın var.

özellikle silahlı çatışmali dizilere hiç uğramamasidir.

kulisi kuvvetli dizilerdir, hamiline kart yollamışlardır.

eşcinselliğe sansür koyan rtük kadına şiddete tecavüze asla müdahale etmiyor. sanki yanlış ve ayıp olan aynı cinsteki bireylerin birbirlerini sevmesiymiş gibi. televizyon izlemeyi seneler önce bırakma sebebim.

yazar arkadaşa katılıyorum; ama benim sorun ettiğim şey aldatma değil "sahip oldu" diyerek gösterilen tecavüz sahneleri, "benim oğluma bir şey olmaz" diyerek gösterilen kadına şiddet eylemleri, her dizide illa bir kadına şiddet ya da tecavüz sahnesi bulunması çok büyük bir sorun haline geldi. ne yazık ki ülkemizde bu dizilerden etkilenen ya da örnek alan çok kişi var. neden sürekli zayıf kadınlar gösteriliyor? neden güçlü ve adaletin peşinden giden kadın karakterler bu kadar az? neden rtük bu iğrenç dizileri kaldırmıyor da sırf reyting uğruna onlarca tecavüz sahnesi yayınlanıyor. bunun durdurulması gerekiyor. zaten her gün onlarca kadına şiddet ve cinayet haberiyle karşılaşırken neden keyifle izlemek istediğimiz televizyonda da buna maruz kalıyoruz?

pandemi öncesi sinemaya gidilebiliyordu. o dönemde 4 kişilik bir ailenin kendi aracıyla evden çıkıp alış veriş merkezine gidip önce yemek yiyip sonra film izlemesi madden çok da ucuz değildi. çoğunlukla orta ve üst düzey gelir sahibi ailelerin imkan bulabildiği bir eğlenceydi.

bu nedenle yani halk neden sinemaya gidemiyorum demesin diye 2.5 saat uzunluğunda adı dizi kendisi film olan yapımlar haftanın her günü her kanalda gösterilmeye başlandı. sinemaya giden ve hangi filmi izleyip nasıl etkileneceğini bilmediğiniz seçmenler yerine hükümetin bakış açısını vaaz eden dizilerin 10 tekrar yayınlanması yerinde bir strateji oldu.

dizilerden tarih öğrenilmez deseniz de halk tarihini dizilerden öğreniyor. çünkü kimsenin gerçek tarihle ilgisi yok. herkes kurgulanan bir tarihi tercih ediyor. bu dönemde gerçekler değil algılanan önemli. bu nedenle içki ve sigara içen karakterleri gösteremezsiniz ama aynı karakter benzin döküp kibriti çakıp bir insanın canlı canlı yanmasını seyretse bunu yayınlamakta sıkıntı olmaz.

diziler toplumu dönüştürmenin yollarından sadece biri. coin piyasası bu noktaya geldiyse bunda diğer nedenlerin de varlığı bir yana her insanın dizilerde gördüğü hayatı yaşamak istemesi geliyor.

(bkz: 25 yaşında 100 binlik araba)

atv dizilerine pek müdahale etmiyorlar, doğru.
tanımadığın kadının veya erkeğin yatağında yarı çıplak uyanmanı, silahsız bir bölümün bile olmadığı edho dizisini, erkeklerin göğüslerini göstermesine bigane kalan rtük, kadına şiddete, kadının en ufak bir dekolte vermesine, eskaza göğsünün açılmasına fırtınalar estiren rtük işini yukardan aldığı telefonlara göre yapıyor, uzun bir süredir.

para para para.

(bkz: rtük afk)

kanal 7 bile hindistan yapımı love filmleri yayınlanırken üzerine düşmeye değemeyeceğini düşündüğüm yönetimsel detay.

r.ecep t.ayyibimizi ü.zmesin k.afi diye mi düşünüldüğünü sanıyorsunuz yani ne.. nesini beğenmiyorsunuz rtük'ümüzün efenim.!?