stanley ve sevilesi, değerli 1950'lerden gelme buzdolabı chillie arasındaki talihsiz bir yanlış anlaşılmanın konu edildiği bu 2013 abd yapımı kısa filmin yazarları ve yönetmenleri olarak üç ismi görüyoruz: emily buchanan, esther parobek ve susan yung. yapımın günümüzde (yani 2010'larda) geçen konusunda chillie, onu üzen bir olay neticesinde bulunduğu yerden kaçar. film, küçük bir varsayımın nelere sebep olabileceğini ama yine de sağlam arkadaşlık bağlarının kolay kolay tamamen kopamayacağını izleyicilerine aktarmaktadır. bu animasyon filminin seslendirmesinden karl hadrika sorumlu olmuştur.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "zamansız kelebek" tarafından 16.02.2025 12:45 tarihinde açılmıştır.
1.
aynı isimde bir müzik başlığı olduğu için kısa film olarak belirtilmiştir.
emily buchanan
esther parobek
susan yung gibi isimler tarafından yönetilmiş 2013 yapımlı kısa film;

bir buzdolabının ve bir adamın dostluğunu konu ediniyor.
yanlış duymadınız, evet bir buzdolabıyla arkadaş olmuş ve buzdolabı insâni özelliklere sahip, kendi isteğiyle hareket edebiliyor, duyguları var ve bir buzdolabından çok daha fazlası.
buzdolabından bir şey alırken yanlışlıkla dolaba zarar veriyor, açacak yerini kırmak gibi.
bu buzdolabı artık yaşlanmış ve sahibinin onu atıp son model yeni bir buzdolabı almasından korkuyor, kendini prizden çekip gidiyor, salıncağa biniyor, tabii salıncak ağırlığına dayanamadığı için kırılıyor. ^^
en sonunda sahibi olan adamla barışıyorlar ve onu yeni bir buzdolabı almayacağına ikna ediyor.
izlerken buzdolabını bir metafor olarak düşünmek istedim, aslında anlatılmak istenen şey bence şuydu;
bir eşya bozulduğunda sırf artık işimize yaramayacağı için onu atma zalimliği bir yana, aynı durumun insanlar için de geçerli olduğunu düşünmek olası görünüyor.
insanlar da artık eşya gibi kullanılıyor, eşyalara ise insandan daha değer veriliyor,
artık istediğimiz gibi olmayan insandan kolayca vazgeçebiliyoruz, aynı kolu kırıldığı için yenisini almayı düşündüğümüz bir buzdolabı gibi.
ilk fırsatta vazgeçiyoruz insanlardan, eşyalardan, sanki onlarla hiç anımız yokmuş, o hayatımıza anlam katmamış gibi, her şeyin vâdesi ondan daha iyisini bulunca dolmak zorunda kalıyor, terk ettiğimiz insanlar ve eşyaları sonsuzluğa terk ediyoruz.
sırf daha iyisini buldum sandığı için eski olandan hemen vazgeçiyoruz, oysa ki eski olan her zaman daha değerlidir, çünkü içinde zamanı saklar, anıları saklar.
kısa filmin bana düşündürdüğü şeyler bunlar oldu.
eşyalar ve insanlar arasındaki bağı, insanların vazgeçme eğilimi ile bağdaştırarak anlatmak istedim.
emily buchanan
esther parobek
susan yung gibi isimler tarafından yönetilmiş 2013 yapımlı kısa film;

bir buzdolabının ve bir adamın dostluğunu konu ediniyor.
yanlış duymadınız, evet bir buzdolabıyla arkadaş olmuş ve buzdolabı insâni özelliklere sahip, kendi isteğiyle hareket edebiliyor, duyguları var ve bir buzdolabından çok daha fazlası.
buzdolabından bir şey alırken yanlışlıkla dolaba zarar veriyor, açacak yerini kırmak gibi.
bu buzdolabı artık yaşlanmış ve sahibinin onu atıp son model yeni bir buzdolabı almasından korkuyor, kendini prizden çekip gidiyor, salıncağa biniyor, tabii salıncak ağırlığına dayanamadığı için kırılıyor. ^^
en sonunda sahibi olan adamla barışıyorlar ve onu yeni bir buzdolabı almayacağına ikna ediyor.
izlerken buzdolabını bir metafor olarak düşünmek istedim, aslında anlatılmak istenen şey bence şuydu;
bir eşya bozulduğunda sırf artık işimize yaramayacağı için onu atma zalimliği bir yana, aynı durumun insanlar için de geçerli olduğunu düşünmek olası görünüyor.
insanlar da artık eşya gibi kullanılıyor, eşyalara ise insandan daha değer veriliyor,
artık istediğimiz gibi olmayan insandan kolayca vazgeçebiliyoruz, aynı kolu kırıldığı için yenisini almayı düşündüğümüz bir buzdolabı gibi.
ilk fırsatta vazgeçiyoruz insanlardan, eşyalardan, sanki onlarla hiç anımız yokmuş, o hayatımıza anlam katmamış gibi, her şeyin vâdesi ondan daha iyisini bulunca dolmak zorunda kalıyor, terk ettiğimiz insanlar ve eşyaları sonsuzluğa terk ediyoruz.
sırf daha iyisini buldum sandığı için eski olandan hemen vazgeçiyoruz, oysa ki eski olan her zaman daha değerlidir, çünkü içinde zamanı saklar, anıları saklar.
kısa filmin bana düşündürdüğü şeyler bunlar oldu.
eşyalar ve insanlar arasındaki bağı, insanların vazgeçme eğilimi ile bağdaştırarak anlatmak istedim.
devamını gör...
"runaway (kısa film)" ile benzer başlıklar
runaway
4