1.
içerisinde sağlık konusunu işleyen filmlerdir.
1- insan kavramı- her çocuk özeldir
sekiz yaşında problemli bir çocuk olan ıshaan awasthi (darsheel safary); harfler, sayılar, işaretler ve renkleri algılamakta sorunları ile okuldaki arkadaş çevresi, öğretmenleri ve babası tarafından dışlanmaktadır.
ıshaan, renkler, harfler, sayılar, işaretler, ev ödevleri ve düzenli olma gibi şeylerle hiç ilgilenmez. problemli davranışları ile hiç kimse tarafından takdir edilmediği gibi dersleri de kötüdür ve arkadaşlarıyla sık sık kavga eder. ıshaan öğretmenleri ve okul arkadaşları tarafından dışlanır, babası da katı bir tutum sergiler. anne ve babası tarafından baş edilemediğinden çok fazla başı belaya girdiğinden, disiplinli olabilmesi için yatılı bir okula yerleştirilir. yatılı okula yerleşen ıshaan‘ın durumunda pek bir değişik olmaz ve ailesinden ayrıldığı için çok mutsuz olmasıyla birlikte kendisini dışlanmış hisseder. sınıfta sert tutumuyla bilinen sanat öğretmeninin yeni zellanda’ya tayin edilmesi ve yeni bir sanat öğretmeni olan ram shankar‘ın gelmesi ile birlikte her şey değişmeye başlar.
ıshaan’ın yalnız ve mutsuz olması ram shankar‘ın dikkatini çeker. ıshaan’ın bu mutsuz halinin nedenini araştırmaya başlar. ıshaan geçmişte severek yaptığı resimleri artık yapmıyor ve resim kağıdına hiçbir şey çizmiyor. özel bir çocuk olduğunu ve ıshaan’ın boş bıraktığı resim kağıtlarından yalnızlığın ve mutsuzluğun sessiz çığlığını hisseden ram shankar, ıshaan’ın kendini bulmasına yardım etmeye başlar. kısa sürede ıshaan’ın sorununun “disleksi” olduğunu tespit eden ram shankar, empati yeteneği ve anlayışla işlerin nasıl düzelebileceğini göstermektedir.
insan kavramı adı altında inceleyeceğimiz bu filmde ki temel sorun "iletişimsizliktir."
2-sağlık kavramı -akıl oyunları
nash, öğrencilik yıllarından itibaren hayaller görmeye başlar. mezuniyetinden sonra, zamanla paranoid şizofreni olur. fakat hasta olduğunun farkına varamaz. bir konferans sırasında aniden bir psikiyatristin karşısına çıkması ile olaylar zinciri değişir. hastaneye yatar ve bu nedenle akademik çalışmalarından uzaklaşır. hastalığı kendi çocuğuna zarar vermesine neden olacak noktaya gelince eşi yeniden hastaneye gitmesi gerektiğini düşünür. uzun süre hasta olduğunu kabul edemese de, sürekli gördüğü kız çocuğunun hiç büyümediğini fark eder. bu durum, onun hastalığını kabul etmesini sağlar. nash, yaşadığı hayali gerçekleri görmezden gelerek onlarla yaşamaya çalışacaktır. gördüğü tedaviler etkili olmasa da, eşi ve eski iş arkadaşlarının desteğiyle her şeye yeniden başlar. kendi akıl hastalığını yine kendi aklı ile dizginleyerek akademik çalışmalarına yeniden hız verir. tekrar üniversitede ders vermeye başlar. sonunda, gösterdiği sıradışı mücadeleyle şizofreni ile birlikte yaşamına devam eder. ve tarih bu müthiş dehaya, akıl hastalığını yine aklıyla yenerek hayatının geri kalanını bilime adamasından ve hastalığının başlamasından evvel yaptığı buluşlardan dolayı nobel ekonomi ödülünü armağan eder.
sağlık kavramı adı altında inceleyeceğimiz bu filmde nash karakterinin "sosyal açıdan yetersiz olması ve kendi öyle hissetmesidir". ve sağlık ile dsö'nün "sağlık sadece hastalık ve sakatlığın olmayışı değil, bedence ve ruhça ve sosyal yönden tam iyilik halidir" sözü de filmin özetidir.
3-çevre kavramı- wıt
kanser teşhisi konduktan sonra hayatını sorgulamaya başlayan ve önceliklerini değerlendiren edebiyat profesörü vivian bearing'in yaşam öyküsü. vivian bearing, çocukluğundan kanser teşhisi konduğu döneme kadar yaşanan süreci değerlendirirken sıkça da kameraya dönerek izleyiciyle birebir ilişki kuruyor. vivian bearing'in hikayesi, safhalar halinde ele alınıyor. her safha yaşamını kalemine adamış bir kadın için başka bir iç muhasebenin başlangıcı margaret edson'ın oyunundan sinemaya uyarlanmış, etkileyici bir filmdir.
vivian karakterinin sert, güçlü otoriter bir karakter iken zamanla 1-özdeşleşme 2-benimseme 3-boyun eğme kavramlarını uygulayarak hastalığını benimsemesini, kendini sorgulamaya başlamasını ve hastalığına boyun eğmesini (tıbbi terminolojiyi öğrenmesi ve ilaçlarını tam doz istemesi anlatıldığı çevre kavramı adı altında inceleyeceğimiz filmdir.
(gbkz: 4-güç kavramı -dangal )
dangal, hintli mahavir singh phogat'ın hikayesini anlatıyor. mahavir singh phogat bir güreş hayranıdır. iki küçük kızına da güreş öğretmeye karar verir. iki kız, babita kumari ve geeta phogat, çocukluklarından başlayarak güreş eğitimi alarak büyürler. büyüdüklerinde iki kız da güreşte iddialı isimler olmuştur. geeta phogat 2010 commonwealth oyunları'nda altın madalya kazanarak güreşte bu dalda ödül kazanan ilk kadın güreşçi olurken, kız kardeşi babita da gümüş madalyayı alır.
güç kavramı adı altında inceleyeceğiz film de güreş sporunda iki kadının hayatı, cinsiyet algısının yıkılması, vazgeçilmeden çalışılması ve güçün sadece fiziki durumu değil ruhsal olarak da anlatıldığı filmdir.
5-benlik kavramı-nadide hayat
nadide gürbüz, evlendikten sonra okulunu bırakmış ve evinin kadını olmuş, kocası ölene ve çocukları büyüyüp kendi hayatlarını kurana dek kendisi için hiçbir şey yapmamıştır. boş zamanını değerlendirebilmek için birçok kursa katılan nadide, buralarda mutlu olamaz. ancak bir gün gördüğü haber ona aradığı fırsatı sunacaktır. öğrenci affı sayesinde yıllar önce bıraktığı okuluna geri döner. sonrasında katıldığı mavi yolculuk, gencecik okul arkadaşları ve karizmatik bir öğretmenle birlikte hayatını değiştirecek bir maceraya dönüşecektir.
ayna-benlik kavramı 3 durumdan oluşur.
1-nasıl algılandığına dair kafada oluşan tutum
2-başkalarının kişinin davranışına yönelik yaptığı yargının ondan bıraktığı etki
3- benliğe ilişkin bireyin geliştirdiği gurur ve mutluluk duygularıdır.
nadide karakterinin bu 3 kavramı hayatında sıkça yaşaması ve 3 kuram olan ego, id, süperego ile filmde yaşadıkları ve "ben bu gemiden mutlu ineceğim" deyip pes etmemesi sonucu hayata tutunması anlatılır.
6-bağımsızlık kavramı- 28. gün
gwen cummings, newyork'lu başarılı bir yazar ve aynı zamanda hızlı yaşamayı seven, herkesin favorisi bir parti kızıdır. sonunda gwen, grubundaki insanların arkadaşlığı yardımıyla eski sinmişliğinden kurtulacak ve hayatını geri alabilmek için uzun bir mücadeleye girişecektir.
bağımlılık ve bağlılık arasındaki temel fark özgürlüktür. içki (bağımlılığı) sorunu sebebiyle 28 günlük rehabilitasyon programına katılması gereken gwen'in kendini bulmasını anlatan film de kişinin aktif ve pasif normlar sayesinde farkındalığa varıp, iyileşme sürecini ve cesaretini göreceğiz .
7-anksiyete kavramı-benden bu kadar
melvin udall oldukça zor bir insandır. obsesif kompülsif ve başarılı bir yazar olan melvin udall, sahip olduğu korkular sebebiyle sokak kapısını dört kez kapamakta, yahudilerden ve siyahîlerden nefret etmekte ve tüm bu ayrımcı özelliklerini hiçbir şekilde gizlememektedir. eşcinsel bir komşusu olan simon’un da hayatını sürdürdüğü greenwich village’da yaşamaktadır. bir gün simon saldırıya uğrayıp hastaneye kaldırılır. ona yardım etmek zorunda kalacak olan melvin’in hayatı bir daha asla eskisi gibi olmayacaktır.
anksiyete kavramı adı altında inceleyeceğimiz bu filmde anksiyet kavramı uzun ve tehdit belli değilken, korku kısa ve net bir nedendir. melvin karakterinin yalnız ve iğneleyici davranışları, ailesinden özellikle babasından kaynaklı (piyano çalarken babasının eline vurması) ve psikanaliz ile garip tutumları (ellerini sürekli yıkaması,kapıyı sayarak kilitlemesi) carol karakterinin çocuğunun hastalığını takıntı haline getirmesi ve simin karakterinin ailesine rest çekmesi gibi birçok konu anlatılır.
8-yalnızlık kavramı-içimdeki deniz
ramon sampedro, denize ve yüzmeye tutkuyla bağlı genç bir adamken geçirdiği bir kaza sonucu yıllardır boyundan aşağısı felçli olarak yatağa mahkûm bir yaşam sürdürmektedir. bu şekilde yaşamın bir işkence olduğunu düşündüğünden ötanazi istemektedir.
ramon karakterinin engelleri karşısında hayata nasıl tutunduğu ve kendi yeteneklerini keşfetmesini anlatan bu filmde yalnızlık kavramı yapayalnızlık, tek başınalık ve yalnızlık kavramları adı altında inceleyebiliriz.
9-ümit /ümitsizlik kavramı - tamam mıyız?
hayatındaki seçimleri temmuz'u babası ile karşı karşıya getirir, maddi hiçbir destek beklemeksizin kendi hayatını yaşamak isteyen ve evinden ayrılan temmuz, ruhunu meslek olarak seçtiği heykeltraşlıkla arındırır.
ümit: hayatta kalmak için gereklidir.savaşmak için var olması gereken bir duygudur. ümitsizlik ise insanların sorunlarının
çözümü ya da arzu ettikleri şeylerin başarılması için bireysel hiçbir seçeneklerinin olmadığı ve amaçlara ulaşmak için sahip oldukları enerjiyi harekete geçiremedikleri duygusal bir durumdur.
10-kayıp kavramı - kelebekler
kelebekler filmi, yıllar içerisinde birbirlerinden ayrı düşen ve birbirlerini pek tanımayan üç kardeşin, bir sebepten ötürü bir araya geldikten sonra birbirlerini daha iyi tanımaya çalışırken başlarından geçenleri konu ediniyor. üç kardeşten astronot olan cemal, aktör kenan ve öğretmen suzan'ı babalarından gelen bir telefonun ardından bir araya getirir. babaları üç kardeşi bir arada görmek istediğini, bu yüzden köye gelmelerini istediğini cemal'e söylemiştir. üç kardeş bir araya gelip köye ulaştıklarından babaları ölmüş, kelebeklerin geldiği dönemde gömülmek istediğini vasiyet etmiştir. bir süre daha köyde durmak zorunda kalan kardeşler, bu sürede hem birbirlerini hem de babalarını daha iyi tanımaya çalışacaklardır.
kayıp kavramı adı altında inceleyeceğimiz bu filmde kayıp ve ölüm kavramlarının birbirini yakın olduğu görülür. köye giden kardeşlerin,babalarının ölümünden habersiz olması (beklenmeyen ölüm) ve uzun zamandır birbirini görmeyen 3 kardeşin babalarının evinde hasret gidermesi ve yaşadıkları sorunları birbirleriyle paylaşmaları onlara iyi gelecektir.
1- insan kavramı- her çocuk özeldir
sekiz yaşında problemli bir çocuk olan ıshaan awasthi (darsheel safary); harfler, sayılar, işaretler ve renkleri algılamakta sorunları ile okuldaki arkadaş çevresi, öğretmenleri ve babası tarafından dışlanmaktadır.
ıshaan, renkler, harfler, sayılar, işaretler, ev ödevleri ve düzenli olma gibi şeylerle hiç ilgilenmez. problemli davranışları ile hiç kimse tarafından takdir edilmediği gibi dersleri de kötüdür ve arkadaşlarıyla sık sık kavga eder. ıshaan öğretmenleri ve okul arkadaşları tarafından dışlanır, babası da katı bir tutum sergiler. anne ve babası tarafından baş edilemediğinden çok fazla başı belaya girdiğinden, disiplinli olabilmesi için yatılı bir okula yerleştirilir. yatılı okula yerleşen ıshaan‘ın durumunda pek bir değişik olmaz ve ailesinden ayrıldığı için çok mutsuz olmasıyla birlikte kendisini dışlanmış hisseder. sınıfta sert tutumuyla bilinen sanat öğretmeninin yeni zellanda’ya tayin edilmesi ve yeni bir sanat öğretmeni olan ram shankar‘ın gelmesi ile birlikte her şey değişmeye başlar.
ıshaan’ın yalnız ve mutsuz olması ram shankar‘ın dikkatini çeker. ıshaan’ın bu mutsuz halinin nedenini araştırmaya başlar. ıshaan geçmişte severek yaptığı resimleri artık yapmıyor ve resim kağıdına hiçbir şey çizmiyor. özel bir çocuk olduğunu ve ıshaan’ın boş bıraktığı resim kağıtlarından yalnızlığın ve mutsuzluğun sessiz çığlığını hisseden ram shankar, ıshaan’ın kendini bulmasına yardım etmeye başlar. kısa sürede ıshaan’ın sorununun “disleksi” olduğunu tespit eden ram shankar, empati yeteneği ve anlayışla işlerin nasıl düzelebileceğini göstermektedir.
insan kavramı adı altında inceleyeceğimiz bu filmde ki temel sorun "iletişimsizliktir."
2-sağlık kavramı -akıl oyunları
nash, öğrencilik yıllarından itibaren hayaller görmeye başlar. mezuniyetinden sonra, zamanla paranoid şizofreni olur. fakat hasta olduğunun farkına varamaz. bir konferans sırasında aniden bir psikiyatristin karşısına çıkması ile olaylar zinciri değişir. hastaneye yatar ve bu nedenle akademik çalışmalarından uzaklaşır. hastalığı kendi çocuğuna zarar vermesine neden olacak noktaya gelince eşi yeniden hastaneye gitmesi gerektiğini düşünür. uzun süre hasta olduğunu kabul edemese de, sürekli gördüğü kız çocuğunun hiç büyümediğini fark eder. bu durum, onun hastalığını kabul etmesini sağlar. nash, yaşadığı hayali gerçekleri görmezden gelerek onlarla yaşamaya çalışacaktır. gördüğü tedaviler etkili olmasa da, eşi ve eski iş arkadaşlarının desteğiyle her şeye yeniden başlar. kendi akıl hastalığını yine kendi aklı ile dizginleyerek akademik çalışmalarına yeniden hız verir. tekrar üniversitede ders vermeye başlar. sonunda, gösterdiği sıradışı mücadeleyle şizofreni ile birlikte yaşamına devam eder. ve tarih bu müthiş dehaya, akıl hastalığını yine aklıyla yenerek hayatının geri kalanını bilime adamasından ve hastalığının başlamasından evvel yaptığı buluşlardan dolayı nobel ekonomi ödülünü armağan eder.
sağlık kavramı adı altında inceleyeceğimiz bu filmde nash karakterinin "sosyal açıdan yetersiz olması ve kendi öyle hissetmesidir". ve sağlık ile dsö'nün "sağlık sadece hastalık ve sakatlığın olmayışı değil, bedence ve ruhça ve sosyal yönden tam iyilik halidir" sözü de filmin özetidir.
3-çevre kavramı- wıt
kanser teşhisi konduktan sonra hayatını sorgulamaya başlayan ve önceliklerini değerlendiren edebiyat profesörü vivian bearing'in yaşam öyküsü. vivian bearing, çocukluğundan kanser teşhisi konduğu döneme kadar yaşanan süreci değerlendirirken sıkça da kameraya dönerek izleyiciyle birebir ilişki kuruyor. vivian bearing'in hikayesi, safhalar halinde ele alınıyor. her safha yaşamını kalemine adamış bir kadın için başka bir iç muhasebenin başlangıcı margaret edson'ın oyunundan sinemaya uyarlanmış, etkileyici bir filmdir.
vivian karakterinin sert, güçlü otoriter bir karakter iken zamanla 1-özdeşleşme 2-benimseme 3-boyun eğme kavramlarını uygulayarak hastalığını benimsemesini, kendini sorgulamaya başlamasını ve hastalığına boyun eğmesini (tıbbi terminolojiyi öğrenmesi ve ilaçlarını tam doz istemesi anlatıldığı çevre kavramı adı altında inceleyeceğimiz filmdir.
(gbkz: 4-güç kavramı -dangal )
dangal, hintli mahavir singh phogat'ın hikayesini anlatıyor. mahavir singh phogat bir güreş hayranıdır. iki küçük kızına da güreş öğretmeye karar verir. iki kız, babita kumari ve geeta phogat, çocukluklarından başlayarak güreş eğitimi alarak büyürler. büyüdüklerinde iki kız da güreşte iddialı isimler olmuştur. geeta phogat 2010 commonwealth oyunları'nda altın madalya kazanarak güreşte bu dalda ödül kazanan ilk kadın güreşçi olurken, kız kardeşi babita da gümüş madalyayı alır.
güç kavramı adı altında inceleyeceğiz film de güreş sporunda iki kadının hayatı, cinsiyet algısının yıkılması, vazgeçilmeden çalışılması ve güçün sadece fiziki durumu değil ruhsal olarak da anlatıldığı filmdir.
5-benlik kavramı-nadide hayat
nadide gürbüz, evlendikten sonra okulunu bırakmış ve evinin kadını olmuş, kocası ölene ve çocukları büyüyüp kendi hayatlarını kurana dek kendisi için hiçbir şey yapmamıştır. boş zamanını değerlendirebilmek için birçok kursa katılan nadide, buralarda mutlu olamaz. ancak bir gün gördüğü haber ona aradığı fırsatı sunacaktır. öğrenci affı sayesinde yıllar önce bıraktığı okuluna geri döner. sonrasında katıldığı mavi yolculuk, gencecik okul arkadaşları ve karizmatik bir öğretmenle birlikte hayatını değiştirecek bir maceraya dönüşecektir.
ayna-benlik kavramı 3 durumdan oluşur.
1-nasıl algılandığına dair kafada oluşan tutum
2-başkalarının kişinin davranışına yönelik yaptığı yargının ondan bıraktığı etki
3- benliğe ilişkin bireyin geliştirdiği gurur ve mutluluk duygularıdır.
nadide karakterinin bu 3 kavramı hayatında sıkça yaşaması ve 3 kuram olan ego, id, süperego ile filmde yaşadıkları ve "ben bu gemiden mutlu ineceğim" deyip pes etmemesi sonucu hayata tutunması anlatılır.
6-bağımsızlık kavramı- 28. gün
gwen cummings, newyork'lu başarılı bir yazar ve aynı zamanda hızlı yaşamayı seven, herkesin favorisi bir parti kızıdır. sonunda gwen, grubundaki insanların arkadaşlığı yardımıyla eski sinmişliğinden kurtulacak ve hayatını geri alabilmek için uzun bir mücadeleye girişecektir.
bağımlılık ve bağlılık arasındaki temel fark özgürlüktür. içki (bağımlılığı) sorunu sebebiyle 28 günlük rehabilitasyon programına katılması gereken gwen'in kendini bulmasını anlatan film de kişinin aktif ve pasif normlar sayesinde farkındalığa varıp, iyileşme sürecini ve cesaretini göreceğiz .
7-anksiyete kavramı-benden bu kadar
melvin udall oldukça zor bir insandır. obsesif kompülsif ve başarılı bir yazar olan melvin udall, sahip olduğu korkular sebebiyle sokak kapısını dört kez kapamakta, yahudilerden ve siyahîlerden nefret etmekte ve tüm bu ayrımcı özelliklerini hiçbir şekilde gizlememektedir. eşcinsel bir komşusu olan simon’un da hayatını sürdürdüğü greenwich village’da yaşamaktadır. bir gün simon saldırıya uğrayıp hastaneye kaldırılır. ona yardım etmek zorunda kalacak olan melvin’in hayatı bir daha asla eskisi gibi olmayacaktır.
anksiyete kavramı adı altında inceleyeceğimiz bu filmde anksiyet kavramı uzun ve tehdit belli değilken, korku kısa ve net bir nedendir. melvin karakterinin yalnız ve iğneleyici davranışları, ailesinden özellikle babasından kaynaklı (piyano çalarken babasının eline vurması) ve psikanaliz ile garip tutumları (ellerini sürekli yıkaması,kapıyı sayarak kilitlemesi) carol karakterinin çocuğunun hastalığını takıntı haline getirmesi ve simin karakterinin ailesine rest çekmesi gibi birçok konu anlatılır.
8-yalnızlık kavramı-içimdeki deniz
ramon sampedro, denize ve yüzmeye tutkuyla bağlı genç bir adamken geçirdiği bir kaza sonucu yıllardır boyundan aşağısı felçli olarak yatağa mahkûm bir yaşam sürdürmektedir. bu şekilde yaşamın bir işkence olduğunu düşündüğünden ötanazi istemektedir.
ramon karakterinin engelleri karşısında hayata nasıl tutunduğu ve kendi yeteneklerini keşfetmesini anlatan bu filmde yalnızlık kavramı yapayalnızlık, tek başınalık ve yalnızlık kavramları adı altında inceleyebiliriz.
9-ümit /ümitsizlik kavramı - tamam mıyız?
hayatındaki seçimleri temmuz'u babası ile karşı karşıya getirir, maddi hiçbir destek beklemeksizin kendi hayatını yaşamak isteyen ve evinden ayrılan temmuz, ruhunu meslek olarak seçtiği heykeltraşlıkla arındırır.
ümit: hayatta kalmak için gereklidir.savaşmak için var olması gereken bir duygudur. ümitsizlik ise insanların sorunlarının
çözümü ya da arzu ettikleri şeylerin başarılması için bireysel hiçbir seçeneklerinin olmadığı ve amaçlara ulaşmak için sahip oldukları enerjiyi harekete geçiremedikleri duygusal bir durumdur.
10-kayıp kavramı - kelebekler
kelebekler filmi, yıllar içerisinde birbirlerinden ayrı düşen ve birbirlerini pek tanımayan üç kardeşin, bir sebepten ötürü bir araya geldikten sonra birbirlerini daha iyi tanımaya çalışırken başlarından geçenleri konu ediniyor. üç kardeşten astronot olan cemal, aktör kenan ve öğretmen suzan'ı babalarından gelen bir telefonun ardından bir araya getirir. babaları üç kardeşi bir arada görmek istediğini, bu yüzden köye gelmelerini istediğini cemal'e söylemiştir. üç kardeş bir araya gelip köye ulaştıklarından babaları ölmüş, kelebeklerin geldiği dönemde gömülmek istediğini vasiyet etmiştir. bir süre daha köyde durmak zorunda kalan kardeşler, bu sürede hem birbirlerini hem de babalarını daha iyi tanımaya çalışacaklardır.
kayıp kavramı adı altında inceleyeceğimiz bu filmde kayıp ve ölüm kavramlarının birbirini yakın olduğu görülür. köye giden kardeşlerin,babalarının ölümünden habersiz olması (beklenmeyen ölüm) ve uzun zamandır birbirini görmeyen 3 kardeşin babalarının evinde hasret gidermesi ve yaşadıkları sorunları birbirleriyle paylaşmaları onlara iyi gelecektir.
devamını gör...
2.
gerçek olaylardan uyarlanan, fallot tetrolojisi olan çocukların tedavisinde kullanılan alfred blalock ve helen taussig'in geliştirdiği şant yönteminin hikayesini anlatan (bkz: tanrıyı oynayanlar) filmini tavsiye ederim. tıpla ilginiz olmasa bile keyif alacağınız bir film.
devamını gör...