yazar: ebubekir eroğlu
yayım yılı: 1998
insanın, doğanın ve hayatın sorgulandığı şiirlerin yer aldığı şiir kitabı.
yayım yılı: 1998
insanın, doğanın ve hayatın sorgulandığı şiirlerin yer aldığı şiir kitabı.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "son singapur vapuru" tarafından 02.12.2024 01:31 tarihinde açılmıştır.
1.
1950 doğumlu türk şair ve hukuk fakültesi mezunu ebubekir eroğlu imzalı 65 sayfalık eser olup şiir türünde yer alır.
adını ilk kez duyduğum bir şair olsa da üslubu sanki eski bir dosta rastlamış izlenimi veren bir biçimdeydi, şiirleri fazla iyi bulmasam da kötü de bulduğum söylenemez.
bazı dizeleri oldukça felsefik buldum, özellikle de boşluk doğurur düşünmek uzaklaşmayı ve böyle böyle anlam veririz yıpranışına sahipsiz bir duvarın dizeleri can alıcı dizelerdendi.
şiirlerin sanki manevi olarak da bir ağırlığı var gibiydi, ölümden sonrasını bilen birinin yazdığı şiirlermiş gibi bir izlenim uyandıran bir formdaydı, soru soran dizeleri de iyi buldum, mesela; hafızada sayısız yer edenlerin kimi gitti, kimi gelecek? dizesi buna bir örnek olarak verilebilir.
iyi bulduğum ama fazla edebî ya da çok estetik bulmadığım şiirler oldu diyebilirim.
şairin üslubu ve yarattığı şiir dünyası sıkılmadan okunulabilir bir düzeyde, kendisini okutturan şiirler olduğu rahatlıkla söylenebilir.
şiirde felsefik bir havanın da esiyor olması şiirleri dikkate değer kılıyor.
kitapta düşündüren dizeler olması kitabı okunulur kılıyor, sarsıcı dizeler yok değil, diğer kitaplarına da bakılası.
birkaç dize bırakıp burada bitiriyorum.

yürekten gelmeyen sorular; paslı kilit
bir ses diyor ki: ya hu çek git.
yitiği bulduğundan çok olmalı insanın
ki sonu gelmiyor aramanın.
girdabın köpüğü tutar insanı
volkanın lavı
gitmekle kalmak arasında
dünyayı nisyana yollamışken
bir emir etkisiyle öğütler
biraz daha orda durmayı
kafadan kovmakla kovmamak arasında...
adını ilk kez duyduğum bir şair olsa da üslubu sanki eski bir dosta rastlamış izlenimi veren bir biçimdeydi, şiirleri fazla iyi bulmasam da kötü de bulduğum söylenemez.
bazı dizeleri oldukça felsefik buldum, özellikle de boşluk doğurur düşünmek uzaklaşmayı ve böyle böyle anlam veririz yıpranışına sahipsiz bir duvarın dizeleri can alıcı dizelerdendi.
şiirlerin sanki manevi olarak da bir ağırlığı var gibiydi, ölümden sonrasını bilen birinin yazdığı şiirlermiş gibi bir izlenim uyandıran bir formdaydı, soru soran dizeleri de iyi buldum, mesela; hafızada sayısız yer edenlerin kimi gitti, kimi gelecek? dizesi buna bir örnek olarak verilebilir.
iyi bulduğum ama fazla edebî ya da çok estetik bulmadığım şiirler oldu diyebilirim.
şairin üslubu ve yarattığı şiir dünyası sıkılmadan okunulabilir bir düzeyde, kendisini okutturan şiirler olduğu rahatlıkla söylenebilir.
şiirde felsefik bir havanın da esiyor olması şiirleri dikkate değer kılıyor.
kitapta düşündüren dizeler olması kitabı okunulur kılıyor, sarsıcı dizeler yok değil, diğer kitaplarına da bakılası.
birkaç dize bırakıp burada bitiriyorum.

yürekten gelmeyen sorular; paslı kilit
bir ses diyor ki: ya hu çek git.
yitiği bulduğundan çok olmalı insanın
ki sonu gelmiyor aramanın.
girdabın köpüğü tutar insanı
volkanın lavı
gitmekle kalmak arasında
dünyayı nisyana yollamışken
bir emir etkisiyle öğütler
biraz daha orda durmayı
kafadan kovmakla kovmamak arasında...
devamını gör...