1.
normalde gece vakit geçirmek bu kadar zevkli olmaz fakat sahuru beklerken geçen gece de var bir keramet
devamını gör...
2.
iftara doğru yelken açılan vakit.
devamını gör...
3.
devamını gör...
4.
eğer sofrada yeni uyanmış biri varsa o sahur size zindan olur. çünkü en mutsuz ve huysuz insanla aynı sofradasınızdır.
devamını gör...
5.
oruç ibadeti için güneş doğmadan önce giderilen yemek ihtiyacı.
gecenin köründe kalkıp bir şeyler yersiniz uykulu uykulu. ister az yiyin ister çok ister hemen yatın ister iki saat sonra yatın yine de mideniz ekşir.
bu ibadet için sahura kalkmadan da tutanlar var. onlar da uzun vadede bana sağlıksız geliyor.
16-17 saat aç susuzsun zaten bir de sahursuzsun. neyi ispatlamaya çalışıyorsun kardeşim? sevap kasacağını falan mı sanıyorsun?
gecenin köründe kalkıp bir şeyler yersiniz uykulu uykulu. ister az yiyin ister çok ister hemen yatın ister iki saat sonra yatın yine de mideniz ekşir.
bu ibadet için sahura kalkmadan da tutanlar var. onlar da uzun vadede bana sağlıksız geliyor.
16-17 saat aç susuzsun zaten bir de sahursuzsun. neyi ispatlamaya çalışıyorsun kardeşim? sevap kasacağını falan mı sanıyorsun?
devamını gör...
6.
güneşe tapma ritüeli öncesi güneş doğmadan yani imsak vakti girmeden karnı iyice doyurma hadisesine verilen isim. hanefilikte ezan okunduğu an vakit girmiştir, artık ağza su değemez. şiilikte ve şafiilikte ezan bitene kadar su içilebilir.
devamını gör...
7.
bir ay boyunca gecelerimizi gündüz, gümdüzlerimizi geceye çeviren öğün. olabildiğince hafif ve az yemeye gayret ederim. bir bardak süt ve yanında muz, bir kase sütlü nesfit, tost gibi hafif yiyecekler tercihim.
devamını gör...
8.
1 sarı gold attım buzluğa, kalkabilirsem gömeceğim.
devamını gör...
9.
seher
günün ağarması, tan vakti anlamında.
sıhhatli ve mazeretsiz müslüman bireyin, oruç ibadetinin başlangıcıdır.
günün ağarması, tan vakti anlamında.
sıhhatli ve mazeretsiz müslüman bireyin, oruç ibadetinin başlangıcıdır.
devamını gör...
10.
reklamlardaki sahurla alakası olmayan uykulu, sessiz, bitkin geçen bir yemek seansıdır. peder genelde gözü kapalı şekilde yemek yemeye çalışır. uykuyu fazla dağıtmamak için güzel taktik olsa da annem rahat bırakmaz. (bkz: peder bir şeyler deniyor) uykusu dağılınca bize kafayı takar. çorba tuzsuz pide soğuk bu oğlan şımarık. oyyy ürperdim.
devamını gör...
11.
çocukken beni kaldırmadıkları zaman ertesi gün tüm aileyi canından bezdirdiğim öğün.
devamını gör...
12.
dün ilk gün olması nedeniyle biraz gergin geçirdiğim * bugün ise kendisini daha sempatik karşılayacağımı temenni ettiğim zaman dilimi. *
sahurda sulu yemek yiyenleri saygıyla selamlıyorum. büyük iş. *
sahurda sulu yemek yiyenleri saygıyla selamlıyorum. büyük iş. *
devamını gör...
13.
nedense şu resmin aklıma geldiği şeydir.sahur adamı
devamını gör...
14.
sadece şunun için müslüman olası geliyor insanın.
devamını gör...
15.
gece yemek yemek gibi keyifli bir aktivitenin bir sünnet olması? harika bir şey...
devamını gör...
16.
beşiktaşlıları sahura kaldırmayın, onlar akşamdan yiyip yattı.
devamını gör...
17.
müslümanların yemeğe kalktıkları zaman dilimi.
devamını gör...
18.
ilk bir kaç gün alışmak çok zor olacak uyku düzeni bozuluyor. evet.
devamını gör...
19.
yine yalnız uyanacağım, hatta belki uyumayacağım. ama neticede yalnız olacağım.
devamını gör...
20.
arapçada çöl demek olan "صحراء" sahrâ, "صحر" fiilinden,
sahûr "سحور" ise "سحر" fiilinden türemiştir.
sahûr ve sahrâ arasındaki fark sîn ve sâd harfleridir.
aynı zamanda sözlükte "sabah olmadan önceki vakit, gecenin son üçte biri" anlamındaki "seher" kelimesiyle aynı kökten gelen "sahûr" (sehûr, sühûr), dini bir terim olarak oruç tutmaya hazırlık olmak üzere fecrin doğmasından önce yenen yemeği ifade eder.
amr ibn-i âs (ra)'ın rivayetiyle peygamberimiz (sav):
"bizim orucumuzla ehl-i kitabın orucunu ayıran fark sahur yemeğidir." buyurmuştur.
(müslim, sıyâm, 46)
"ve, yeni kesilmiş bir karpuzun rengi kadar canlı siz sahur yemekleri!"
(bkz: samanyolunda ziyafet)
(bkz: sezai karakoç)
"günde beş vakit namaz, ramazanlarda iftar, sahur, her türlü ibadet saatle idi. saat allah'ı bulmanın en sağlam çaresi idi ve bu sıfatla eskilerin hayatını idare ederdi."
(bkz: saatleri ayarlama enstitüsü)
(bkz: ahmet hamdi tanpınar)
sahûr, kurumuş, kuraklaşmış, çöle dönmüş yürekleri sular ve yeşertir!
sahûr "سحور" ise "سحر" fiilinden türemiştir.
sahûr ve sahrâ arasındaki fark sîn ve sâd harfleridir.
aynı zamanda sözlükte "sabah olmadan önceki vakit, gecenin son üçte biri" anlamındaki "seher" kelimesiyle aynı kökten gelen "sahûr" (sehûr, sühûr), dini bir terim olarak oruç tutmaya hazırlık olmak üzere fecrin doğmasından önce yenen yemeği ifade eder.
amr ibn-i âs (ra)'ın rivayetiyle peygamberimiz (sav):
"bizim orucumuzla ehl-i kitabın orucunu ayıran fark sahur yemeğidir." buyurmuştur.
(müslim, sıyâm, 46)
"ve, yeni kesilmiş bir karpuzun rengi kadar canlı siz sahur yemekleri!"
(bkz: samanyolunda ziyafet)
(bkz: sezai karakoç)
"günde beş vakit namaz, ramazanlarda iftar, sahur, her türlü ibadet saatle idi. saat allah'ı bulmanın en sağlam çaresi idi ve bu sıfatla eskilerin hayatını idare ederdi."
(bkz: saatleri ayarlama enstitüsü)
(bkz: ahmet hamdi tanpınar)
sahûr, kurumuş, kuraklaşmış, çöle dönmüş yürekleri sular ve yeşertir!
devamını gör...