... çocuk yaşlardaydım, beyazıt'ta kırık, yerlere atılmış sütunları ve üstüne oturan abesle iştigalci şuursuzları görüp şaşırdığımda, babam tam bir istanbullu idi, tarihi yarımada parmakuçlarında devinirdi usulca, onun tüm tarihi gezerdi şehirde ve hepsi yok oluyordu, ilk o tarihin yok oluşuyla anladım, üretenler, sanatkarlar sevilmiyor. sanat eğitimi almaya karar verdiğimde, en çok babam destekleyip yine en çok o üzülmüştü, anlamayacaklar seni diye... çocuk yaşta sayılırdım ilk fotoğraf projemi yaptığımda. çok geçmeden projem klonlandı diyebiliriz, fotoğraf ustam usulca fısıldadı, asla seninkinin samimiyeti yok bunda, üzülme...
birkaç sene sonra hayatımı adadığım, senelerimi verdiğim, ardımda insanlar, anılar, çoook zaman bıraktığım senaryom da çalındı... senaryo isimlerim çalındı, karakterlerim çalındı ve hepsinde usulca esinlenilmiş gibi dalgalanıp duruldu... çünkü, çocuklarını, doğayı, tek başına nefes alamayan kimsecikleri koruyamayan devlet, soyut bir şeyi asla korumuyordu, yaratıcılık, sanat...
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sanat eserlerinin korunmaması" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim