satılan gıda ürünlerinin içindekilerini okuma alışkanlığı

yaşama bağlılık ve yaşama sadakat gibi kavramlarla ilişkilendirilmiş olsa da belki de ölümün aniliğinden dahi korkmayan bir depresyon hastasının dahi, ötekinin tuzağına düşerek ölmenin ağırlığına karşı gösterdiği direniştir.

ölümün niteliği, ölümün geliş hızına tercih edildiğinde ise yaşamak için umut var demektir.

sporcu kimliğimden dolayı otomatikman yaptığım şey.
içinde bulunanlardan çok, yağ-karbonhidrat-protein-kalori değerlerine bakarım.

dinsiz kitapsiz kafir abi, yapıyorsun bu sporu.

ay ben sadece tarihe bakarım geçmiş mi diye, o da her şeyde değil. okuyamam içinde ne var, ne varsa var.

sadece okumak mı yoksa içeriği incelemek mi? bazıları da yapıyor markette hiçbir şey anlamadan içindekilere bakıyor. fikat etiketine bakarak düşünürse fakir sanarlar diye mi? aman canım.

ben yapıyorum, sonra zararlı kimyasal ve katkı maddesi varsa yine alıyorum ahahahah, çünkü sırf meraktan bakıyorum ek bir amacım yok. zaten pek fazla abur cubur yiyen biri değilim, sigaramda yok. bu kadarınada tolerans göstersin bir zahmet.

ben temizlik ürünlerinin içeriklerini okuyorum bazı bazı.

asit çeşidine göre oo yalnız bu nasıl yakar eli şimdi diye hayıflanıyorum.

hobiye bak.

benimki icindeki tum kullanilanlari okumak degil. yag- protein- karbonhidrat ve kalori degerlerini okumak.
hatta devamli tukettigim malzemelerin degerlerini kaydettigim bir excel tablomda var.


o tabloya bagli birde hesap makinesi var. gun icinde yedigim herseyin once gramini olcerim. evdede, istede mutfak terazisi var. sonrada tablo gun icinde tukettigim yag- protein- karbonhidrat- kaloriyi hesaplar, benim ihtiyacim olanla karsilastiran grafik cizer.




bunun hazir programlari var bi suru ama kendi ihtiyacima gore, kendi zevkime gore yaptigim daha kullanisli geliyor bana.