yaratıcılarının james wan ve leigh whannell olduğu, tüm dünyada fanlarının olduğu film serisi. jigsaw adlı seri katil, sistemi sembolize eden kişileri,kendi yöntemine göre cezalandırmaktadır. ilki 2003 yılında kısa film olarak yayınlanmıştır. ama seri olarak bilinen filmler şunlardır:
testere- 2004
testere ıı -2005
testere ııı- 2006
testere ıv -2007
testere v -2008
testere vı -2009
testere 3d -2010
jigsaw: testere efsanesi-2017
spiral: testere devam ediyor -2021.
testere- 2004
testere ıı -2005
testere ııı- 2006
testere ıv -2007
testere v -2008
testere vı -2009
testere 3d -2010
jigsaw: testere efsanesi-2017
spiral: testere devam ediyor -2021.
yönetmenler:
testere 1- james wan
testere 2/3/4- darren lynn bousman
testere 5- david hackl
testere 6 ve testere 3d- kevin greutert
testere: jigsaw efsanesi-the spierig brothers
spiral: testere devam ediyor-darren lynn bousman
testere 1- james wan
testere 2/3/4- darren lynn bousman
testere 5- david hackl
testere 6 ve testere 3d- kevin greutert
testere: jigsaw efsanesi-the spierig brothers
spiral: testere devam ediyor-darren lynn bousman
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "sanagulbahcesivadetmedim" tarafından 10.11.2020 03:07 tarihinde açılmıştır.
1.
7 seri den oluşan psikolojik gerilim filmidir. ülkemizde testere adıyla 29 ekim 2004 tarihinde vizyona girmiştir.
yeni filmin mayıs 2021'de spiral adıyla gösterime girmesi planlanmaktadır.
yeni filmin mayıs 2021'de spiral adıyla gösterime girmesi planlanmaktadır.
devamını gör...
2.
yetişkinlere yönelik yapılan filmlerden biridir. pornolarda cinsellik üzerine ise bu filmde vahşet üzerinedir. bildiğin şiddet pornosu. hele 2. filmden sonra tamamen hard core bir hal almıştır.
devamını gör...
3.
ilki 2004 yılında gösterime girmiş, 9 seri çekilmiş gerilim ve korku filmidir.
yukarıda bahsettiğim 9 bölüm ama ben 6’ya kadar izledim; çünkü jigsawı öldürdükleri zaman filmin keyfi de kalmadı. hoş ,jigsaw 3.bölümde öldü ama yine esameleri de vardı diğer filmlerde.
malumunuz film john jigsaw, yaşadığı talihsizlikler ve sonrasında kanser rahatsızlığı ve bürokrasiye takılıp yardım bulamamasının faturasını, bu kurumları sembolize eden kişileri kurban seçerek keser. seçilen kişiler de karakter olarak kötü, hani ölse üzülmeyeceğimiz türden insanlardır.
kendi zekası ve zihninin karmaşıklığıyla , kurbanlarına hem yaşama şansı hem de idam sahası olacak aletler ve odalar tasarlar. gerçekten karakterin hayran olunası bir zekası vardır ve keşke o zekasını daha yararlı şeylerde kullansaydı*.
bu arada filmin, sonraları ‘escape games’lerin popülerliğini de arttırdığını belirtmeliyim. uzun süreler, sabahlara kadar evden kaçış oyunları oynardım; hala da çok severim. ama pek tabi jigsaw’ın odasında hapsolmak istemezdim*.
testere sevenler de aynı fikirde olacaklarına eminim ki, serinin en güzel bölümü 1.bölümüdür. çok düşük bir bütçeyle hazırlandığını söylemeliyim. onlar da sanırım bu kadar tutacağını tahmin etmemişlerdir. ilk bölümün sonundaki meşhur saw müziğiyle o sahneyi ağzım açık izledim; beni bu derece şaşırtan çok az film vardır. testere filmini tek sahneye indirge deseler sanırım o sahneyi seçerim. zaten serinin sonraki bölümlerin hiçbirinde(izlediklerim arasında) o denli sürpriz bir son yaratamamışlardı.
bu arada seriye başlayacaksanız sakın ola ara bölümlerden başlamayın. çünkü tüm seri tamamen birbirine bağlı ve atıyorum 4.bölümde 1.bölümğn cevabı olabiliyor. haliyle bu sahne nereden geldi diyebilirsiniz; o nedenle sırayla izleyiniz.
benim gibi kan tutan ve bu tür filmleri izlemekten haz etmeyen birini bile etkilemeyi başarmıştır. kanlı sahnelerde gözlerimi kapattım tabi; bayılmak istemezdim çünkü*.
yazının sonunu bağlarsam; serinin ilk 4 bölümü efsanedir. jigsaw öldürmeselerdi diğerleri de o derece iyi olurdu.
yukarıda bahsettiğim 9 bölüm ama ben 6’ya kadar izledim; çünkü jigsawı öldürdükleri zaman filmin keyfi de kalmadı. hoş ,jigsaw 3.bölümde öldü ama yine esameleri de vardı diğer filmlerde.
malumunuz film john jigsaw, yaşadığı talihsizlikler ve sonrasında kanser rahatsızlığı ve bürokrasiye takılıp yardım bulamamasının faturasını, bu kurumları sembolize eden kişileri kurban seçerek keser. seçilen kişiler de karakter olarak kötü, hani ölse üzülmeyeceğimiz türden insanlardır.
kendi zekası ve zihninin karmaşıklığıyla , kurbanlarına hem yaşama şansı hem de idam sahası olacak aletler ve odalar tasarlar. gerçekten karakterin hayran olunası bir zekası vardır ve keşke o zekasını daha yararlı şeylerde kullansaydı*.
bu arada filmin, sonraları ‘escape games’lerin popülerliğini de arttırdığını belirtmeliyim. uzun süreler, sabahlara kadar evden kaçış oyunları oynardım; hala da çok severim. ama pek tabi jigsaw’ın odasında hapsolmak istemezdim*.
testere sevenler de aynı fikirde olacaklarına eminim ki, serinin en güzel bölümü 1.bölümüdür. çok düşük bir bütçeyle hazırlandığını söylemeliyim. onlar da sanırım bu kadar tutacağını tahmin etmemişlerdir. ilk bölümün sonundaki meşhur saw müziğiyle o sahneyi ağzım açık izledim; beni bu derece şaşırtan çok az film vardır. testere filmini tek sahneye indirge deseler sanırım o sahneyi seçerim. zaten serinin sonraki bölümlerin hiçbirinde(izlediklerim arasında) o denli sürpriz bir son yaratamamışlardı.
bu arada seriye başlayacaksanız sakın ola ara bölümlerden başlamayın. çünkü tüm seri tamamen birbirine bağlı ve atıyorum 4.bölümde 1.bölümğn cevabı olabiliyor. haliyle bu sahne nereden geldi diyebilirsiniz; o nedenle sırayla izleyiniz.
benim gibi kan tutan ve bu tür filmleri izlemekten haz etmeyen birini bile etkilemeyi başarmıştır. kanlı sahnelerde gözlerimi kapattım tabi; bayılmak istemezdim çünkü*.
yazının sonunu bağlarsam; serinin ilk 4 bölümü efsanedir. jigsaw öldürmeselerdi diğerleri de o derece iyi olurdu.
devamını gör...
4.
bir korku psikoloji tarzı film serisidir testere aslında ölümün kıyısında olan bir adamın intihara kalkışması ve ölümdan daha güçlü birşey olan yaşama isteğini bulmasına dayanır.
sonrasında bu adam kendi yarattığı felsefeyle oyun adını verdiği şekilde suçluları tedavi eder bu bakımdan bakarsak felsefik bir film aslında.
teknik olarak puzzle serikatili olarak da bilinen katilimiz kimseyi öldürmüyor insanlar kendisini öldürüyor çok zekice kurgulanmış harika bir film serisi.
sonrasında bu adam kendi yarattığı felsefeyle oyun adını verdiği şekilde suçluları tedavi eder bu bakımdan bakarsak felsefik bir film aslında.
teknik olarak puzzle serikatili olarak da bilinen katilimiz kimseyi öldürmüyor insanlar kendisini öldürüyor çok zekice kurgulanmış harika bir film serisi.
devamını gör...
5.
iğrenç yöntemlerle seri cinayetler işleyen bir katili konu alan film. seri halinde 9 adet vizyona sokulmuştur.
hayatın anlamıyla ilgili ince mesajlar verilir.
(bkz: testere)
hayatın anlamıyla ilgili ince mesajlar verilir.
(bkz: testere)
devamını gör...
6.
üst edit : madem karikatüre girdik şu da efsanedir bence.
geçen sinemada john wick izliyorum. aklıma bu film geldi. filmde birinin eline bıçak saplıyorlar ve bıçağı saplayan adam diyor ki
eğer bıçağı çıkarırsan seni öldürürüm. elini çekerek kendini bıçaktan kurtarırsan yaşamak için bir şansın var. cümle bu değil ama mealen yazıyorum.
japon mafya filmlerinde de * hata yapan hatasını telafi etmek zorunda olduğundan serçe parmağını keser.
hatta john wick 3 de john da bir parmağını bırakır. jack reacher 2 de yine benzer bir sahnede parmağını kesemeyen adamı infaz ederler.
hayata bağlılığı ölçen ve bu testi geçenlere yaşam hakkı veren bir kişinin ölüm tuzakları ile oyun oynadığı film serisi .
geçen sinemada john wick izliyorum. aklıma bu film geldi. filmde birinin eline bıçak saplıyorlar ve bıçağı saplayan adam diyor ki
eğer bıçağı çıkarırsan seni öldürürüm. elini çekerek kendini bıçaktan kurtarırsan yaşamak için bir şansın var. cümle bu değil ama mealen yazıyorum.
japon mafya filmlerinde de * hata yapan hatasını telafi etmek zorunda olduğundan serçe parmağını keser.
hatta john wick 3 de john da bir parmağını bırakır. jack reacher 2 de yine benzer bir sahnede parmağını kesemeyen adamı infaz ederler.
hayata bağlılığı ölçen ve bu testi geçenlere yaşam hakkı veren bir kişinin ölüm tuzakları ile oyun oynadığı film serisi .
devamını gör...
7.
i want to play a game repliği ile hafızalara kazınmış, yaratıcı dramalardan biri...
ne yaparsak yapalım, aklımda hep bu karikatürle canlanacak;
o yüzden ben açıkçası korkmak yerine gülüyorum bu filme. evet korkunç yönleri var ancak ezberimize aldık artık. o kadar çok tekrar edildi ki çoluk çocuk ezberledik. hatta filmden çok; skeçlerde ve tiyatro eserlerinde değinilmesinden, sık geçmesi ve taklit edilmesinden hareketle kilişeye bağladı. klişe olan film değil de daha çok taklitleri, skeçleri idi bence... yine de güldürü niteliği taşıyordu o haliyle bile.
misal; çok güzel hareketler bunlar, ilk sezonda, çok sık kullanılan bu yılbaşı ya da kutlama klişelerinin, en çok güldüren skeçlerinden bazıları, testere konuluydu. iyi ekmeğini yediler. hoş, biz de güldük ama bitti yani derken; çghb 2'de de yapıldı. e o da güldürdü...
bu bir;
bu iki;
maalesef telifli olduğu için kendileri bile diğer skeçleri kaldırmışlar. ilginç.
ama ne yaparsam yapayım, bende bu film, hep bi güldürü, ders verme, güldürürken düşündürme efektiyle hatırlanacak. maalesef de değil üstelik; iyi ki...
filmin çekim aşamalarına ve bu aşamaya girişmeden önce konunun başlaması da hayli ilginç.*
üniversite okuyan birkaç arkadaş, james wan ve ekibi, anısı kalması açısından bir film çekmeye karar verir. ancak yeterli imkanları yoktur. nasıl yaparız, ne ederiz derken, çok da imkana ve alana hatta ciddi yatırıma ve paraya ihtiyaç duymayan bu senaryoyu oluştururlar ve kervan yolda düzülür...
işte ortaya, klişeden uzak, bu şaheser çıkar. çok yaratıcı değil mi?
bu bile benim açımdan, başlı başına bir güldürü, sempati ve hatta sevecenlik sebebi. çok şeker...*
bu arada önce filmden kısa bir sahnenin çekimini yaparak hollywood'un dikkatini çekmeyi başaran ekip, art arda 9 filmle seriyi tamamlar. son olarak 2017'de jigsaw adında bir film de gösterime girmiş ancak serinin ilk filmi kadar tutmamıştır.
jigsaw, benim en çok sempati duyduğum kötü kahraman. ikonum, idolüm. janım janım. her şeyim.
belki de küçük bir çocukken üç tekerli bisiklet isteyip de, önce dört tekerli ardından iki tekerli bisiklet alındığı için idolümdür haa? bilemezsiniz. bilseydiniz ödünüz kopardı falan filan, ki kopmuş zaten...
işte bu blaa blaa sebeplerden, filme korku filmi gözüyle bakamıyorum ben... üzgün de değilim. sanki arkadaş grubumla bir araya gelmişiz de, fikir bizden çıkmış, korkan insanlara da yaa bu insanlar şaka mı? uğraşmadık bile. kendi aramızda eğlenirken konu, nerelere geldi, dermişiz gibi hissediyorum...
eh, bu da filmin başarısı haliyle...*
ne yaparsak yapalım, aklımda hep bu karikatürle canlanacak;
o yüzden ben açıkçası korkmak yerine gülüyorum bu filme. evet korkunç yönleri var ancak ezberimize aldık artık. o kadar çok tekrar edildi ki çoluk çocuk ezberledik. hatta filmden çok; skeçlerde ve tiyatro eserlerinde değinilmesinden, sık geçmesi ve taklit edilmesinden hareketle kilişeye bağladı. klişe olan film değil de daha çok taklitleri, skeçleri idi bence... yine de güldürü niteliği taşıyordu o haliyle bile.
misal; çok güzel hareketler bunlar, ilk sezonda, çok sık kullanılan bu yılbaşı ya da kutlama klişelerinin, en çok güldüren skeçlerinden bazıları, testere konuluydu. iyi ekmeğini yediler. hoş, biz de güldük ama bitti yani derken; çghb 2'de de yapıldı. e o da güldürdü...
bu bir;
bu iki;
maalesef telifli olduğu için kendileri bile diğer skeçleri kaldırmışlar. ilginç.
ama ne yaparsam yapayım, bende bu film, hep bi güldürü, ders verme, güldürürken düşündürme efektiyle hatırlanacak. maalesef de değil üstelik; iyi ki...
filmin çekim aşamalarına ve bu aşamaya girişmeden önce konunun başlaması da hayli ilginç.*
üniversite okuyan birkaç arkadaş, james wan ve ekibi, anısı kalması açısından bir film çekmeye karar verir. ancak yeterli imkanları yoktur. nasıl yaparız, ne ederiz derken, çok da imkana ve alana hatta ciddi yatırıma ve paraya ihtiyaç duymayan bu senaryoyu oluştururlar ve kervan yolda düzülür...
işte ortaya, klişeden uzak, bu şaheser çıkar. çok yaratıcı değil mi?
bu bile benim açımdan, başlı başına bir güldürü, sempati ve hatta sevecenlik sebebi. çok şeker...*
bu arada önce filmden kısa bir sahnenin çekimini yaparak hollywood'un dikkatini çekmeyi başaran ekip, art arda 9 filmle seriyi tamamlar. son olarak 2017'de jigsaw adında bir film de gösterime girmiş ancak serinin ilk filmi kadar tutmamıştır.
jigsaw, benim en çok sempati duyduğum kötü kahraman. ikonum, idolüm. janım janım. her şeyim.
belki de küçük bir çocukken üç tekerli bisiklet isteyip de, önce dört tekerli ardından iki tekerli bisiklet alındığı için idolümdür haa? bilemezsiniz. bilseydiniz ödünüz kopardı falan filan, ki kopmuş zaten...
işte bu blaa blaa sebeplerden, filme korku filmi gözüyle bakamıyorum ben... üzgün de değilim. sanki arkadaş grubumla bir araya gelmişiz de, fikir bizden çıkmış, korkan insanlara da yaa bu insanlar şaka mı? uğraşmadık bile. kendi aramızda eğlenirken konu, nerelere geldi, dermişiz gibi hissediyorum...
eh, bu da filmin başarısı haliyle...*
devamını gör...
8.
vakit kaybı olduğunu düşünüyorum, film bittikten sonra içimde oluşturduğu o tuhaf lanet karamsarlık gün boyunca beni rahatsız etti, sürekli kan görmekten sanırım, ayrıca filmin bir felsefesi de yok film bitince size hiçbir şey katmadigini fark ediyorsunuz, eskiden izlediğimde beğenmistim aslında yine şans veriyim demiştim ama olmadı, demek ki bazı şeylerin modası geçiyor.
devamını gör...
9.
bir james wan filmidir.
filmin senaryosunu da yönetmen james wan filmin başrol oyuncularından biri olan leigh whannell ile birlikte yazmıştır. filmde leigh whannell ile birlikte tobin bell, michael emerson, shawnee smith, çok sevdiğim oyuncu danny glover, ken leung, dina meyer, mike butters ve benito martinez rol almıştır.
charlie closer tarafından bestelenen hello zepp isimli şarkı ile mükemmel bir final yapan film daha sonra çekilen bir sürü devam filmi ile neredeyse kendi parodisini yapmış ve türkiye'de çekilen destere filmin aratmamıştır.
film kendilerini eski bir banyoda bacaklarından biri zincirlenmiş olarak bulan iki adamı izleriz. bu adamlar oraya nasıl geldiklerini hayal meyal hatırlarken bunun nedeni ile ilgili ise en ufak bir fikirleri yoktur.
aslında buradan kurtulmak için yapacakları şey çok basit görünmektedir. kendilerini oraya hapseden adamın oynamak istediği oyuna iştirak etmek ve yönergeleri eksiksiz bir şekilde yerine getirmek. ama insan sahip olduklarının değerini bilmediği gibi aceleci yanını oluşturduğu panik duygusundan da kurtulamıyor.
büyük keyif aldığım bir ilk film olmuştu. özelikle de final sahnesiyle.
filmin senaryosunu da yönetmen james wan filmin başrol oyuncularından biri olan leigh whannell ile birlikte yazmıştır. filmde leigh whannell ile birlikte tobin bell, michael emerson, shawnee smith, çok sevdiğim oyuncu danny glover, ken leung, dina meyer, mike butters ve benito martinez rol almıştır.
charlie closer tarafından bestelenen hello zepp isimli şarkı ile mükemmel bir final yapan film daha sonra çekilen bir sürü devam filmi ile neredeyse kendi parodisini yapmış ve türkiye'de çekilen destere filmin aratmamıştır.
film kendilerini eski bir banyoda bacaklarından biri zincirlenmiş olarak bulan iki adamı izleriz. bu adamlar oraya nasıl geldiklerini hayal meyal hatırlarken bunun nedeni ile ilgili ise en ufak bir fikirleri yoktur.
aslında buradan kurtulmak için yapacakları şey çok basit görünmektedir. kendilerini oraya hapseden adamın oynamak istediği oyuna iştirak etmek ve yönergeleri eksiksiz bir şekilde yerine getirmek. ama insan sahip olduklarının değerini bilmediği gibi aceleci yanını oluşturduğu panik duygusundan da kurtulamıyor.
büyük keyif aldığım bir ilk film olmuştu. özelikle de final sahnesiyle.
devamını gör...