sebze diye bildiklerimizin meyve olması

yediğimiz şey eğer çekirdekliyse meyve, kök bitkiyse sebze olarak adlandırılır bu açıdan baktığımızda fasulye, domates ve kabak meyve çıkıyor.

büyüdüğünüzü ne zaman öğrendiniz..ben limonun meyve olduğunu öğrendiğimde.

öğrenildiğinde insanı bi miktar şaşırtan durum

fasulye domates ve kabağın meyve olduğuna kimse beni ikna edemez dedirten başlık

akıllara hemen domatesi getiren başlık ve tabii bu duruma alışmak istemeyenlerün altında buluştuğu başlık.

salatalık, bamya ve hatta mısır da meyvedir diyerek şaşkınlığı arttırmayı amaçladığım başlıktır.

havuç konusunda kafam karışık. sebze sınıfına giriyor ama meyve gibi de şekerli tada sahip.

domatesin meyve olduğunu öğrendim bir süre önce ama kabullenemedim. hiçbir zaman da domates meyve reyonunda olmaz. bir şeye tuz ekebiliyorsan ondan da meyve olmaz. biz böyle gördük.

domatesin yanına havucu da katmak gerek. kabak olanı da balkabağıdır, yaz kabağı sebzedir.

salkım domates sebze ama cherry domates meyve gibi.

allah başka dert vermesindir.

hayal kırıklığı...

sebze sözcüğü, farsça 'yeşillik, taze tüketilen yeşil bitki' anlamına gelen 'sabzi' kelimesinden dilimize yerleşmiştir. kök bitkilerine sebze filan denmez.
bitkiler kök yapılarına göre kazık kök ve saçak kök olarak sınıflandırılır. kök bitkisi diye bir şey literatürde yoktur. ancak ticar ideğeri olan bitki kökleri vardır; patates, zencefil, turp vb. bunlara 'tuberous and rhizomatous plants' denir.

sebzeler şunlardır; ıspanak, roka, maydonoz, soğan, sarımsak, turp, patates, enginar, pırasa, kereviz, havuç vb.

meyveyi açıklamam gerekirse, botanik biliminde tohumu çevreleyen etli dokuya meyve diyoruz. meyveler şunlar; kavun, karpuz, domates, hıyar, hurma, yeşil kabuklu fındık, yeşil kabuklu ceviz, dikenli kabuklu kestane, böğürtlen, çilek, limon, portakal, elma, mango, muz, üzüm vb.

ceviz ağacının meyvesi yeşil kabuklu ceviz meyvesidir. ticari olarak değerlendirilen kısmı ceviz içidir. bu nedenle dalından kopardığınız bütün yeşil ceviz bir meyvedir. ama ticari olarak bilinen kategorisi kuruyemiş-çerez oluyor.

bilim insanları tabi ki halka göre sınıflandırma yapmıyor. meyvenin kökeni çiçektir. çiçek tozlaştığında dişicik tepesindeki polen, dişicik borusundan aşağı doğru iner ve orada çimlenir. çiçeğin taç yaprakları dökülür ve dişi organın içinde tohum gelişir. tohumun vektörlerle uzaklara yayılabilmesi için çiçekli bitkiler evrim geçirmişlerdir. evrimsel süreçte vektörlere yani hayvanları cezbeden ve onları besleyen meyveler ortaya çıkmıştır. bu win-win durumudur. bitkinin genetik kaynağı olan tohumlar hayvanların sindirim sisteminde taşınarak dışkılama ile birlikte toprağa düşerler. gübreli toprak karışımı içinde çimlenen tohum hayata daha güçlü bir başlangıç yapar. böylece çevredeki diğer bitkilerle besin ve ışık rekabetinde öne geçer.
bundan önce bitkiler sporla ve köklerle çoğalıyorlardı. (bkz: eğrelti otu) (bkz: muz pinçi)

teşekküre gerek yok görevimiz efenim.

yer fıstığı da yemiş değil bakla. madem bugün sebze bildiğiniz meyvelerden kazık yediniz e bunu da öğrenin travmasını daha kolay atlatırsınız.

iki ayağının üzerinde yürüyor diye insan sandıklarımız kadar üzücü değildir. midenize indiğinde kardeş kardeş yaşıyor bunlar ne diye ayrımcılık yapıyorsunuz?
benim kriterim, pişenler sebzedir. domatesi meyve olarak kabul etmiyorum bu yüzden. kompostosu yapılanlar hariç tabii.

yani bu mantıkla bakacak olursak meyve diye bildiklerimiz de aslında sebzeden ibaret oluyor.

meyve diye bildiklerimiz kim bilir ne !*

bu başlıktan sonra hayatı ve varoluşu yeniden sorguladım.

yedikten sonra kavramlar pek bir şey ifade etmiyor.

çok can sıkıyor kesinlikle. sebze diye bildiklerimiz meyve, insan diye bildiklerimiz 4 kırbaçlı şeytan çıkıyor...
çıkıyor ve beni bu durum derin düşüncelere sevk ediyor.
peki kaç tane şeytan görünümlü hıyar aslında bir çilekti ?
kim bilebilir...
ancak bir bilen bilebilir. başlığı o açmış zaten.
bir bilene bıraktığım başlık...