seconds

ortalama bir hayatı olan birisi eskiden çok samimi olduğu bir arkadaşından bir davet alır .davete icabet edttiğinde belli bir ücret mukabili hayatta en çok olmak istediği bir yerde, yakışıklı ve mahareti olan birisine dönüştürülür. peki, bu değişim onun mutlu olmasına yetecekmidir. gerçekte bir sinema tutkunu olarak hayatım boyunca izlediğim ve uzun süre etkisinde kaldığım bir film sorsalar bunu derim

efsane olmayı burun farkıyla kaçırmış şahsen benim de fetişlerimden olan bir film. sevenleri ve sinefillerce takdir görüyor ama bir şeyler eksik. salvador dali tarzı sürrealizm var, psikanalitik göndermeler var, ürkütücü bir durağanlık var, rock hudson'un rolüne oturması var, konu yeterince cazip ama eksik olanı bir türlü bulamıyorum.

maddi gereksinimlerini gerçekleştirip, toplumsal statü olarak yüksek bir mevkiye ulaşmış bir erkeğin hayata dair varlık sancısı yaşaması, modern batı toplumunun 2. dünya savaşı sonrasındaki gizli sorunlarından bir tanesi. film bugüne yeniden uyarlansa nasıl ele alınır diye hep düşünmüşümdür. artık 8 milyarlık dünya nüfusuyla o refahtan daha uzağız. yine de insanoğlunun varlık arayışı devam ediyor. filmi izledikçe aklıma, eline türkiye haritasını açıp, tayin isteyeceği belde arayan bir eski çalışma arkadaşım geliyor. yüzünü değil ama coğrafyasını değiştirerek, kaderine karşı çıkabileceğini sanıyordu. çocukla eşit ilgilenmediği için güzel karısından azar işiten biriydi.

seconds'a dönecek olursak arthur hamilton'u yeni yüzüyle evinde dönüp, kendisini öldü bilen karısıyla, eski arthur hakkında yaptığı konuşmayı yazan senarist. alnından öpüyorum.

secons orjinal adıyla 1966 yılı yapımı yönetmeni john frankenheimer olan ve başrolde rock hudson oyunculuğuyla çok başarılı olan bir karakteri canlandırmıştır. film, bana göre sinema tarihinin en iyilerinden biridir. konusu, rutin bir yaşantısı olan orta yaşı geçkin birisinin hayatındaki değişiklik arzusunun cevabı olarak ölü olduğunu bildiği bir arkadaşından esrarengiz bir telefon almasının ardından hayatının temelden değişimini konu eder. lakin mevzunun içinde açılımını bulan mutluluk nedir nasıl olmalıdır gibi sorulara verilecek cevapları sorgularsınız.bu filmi iki defa izledim ve aklıma düşen cümle; sizin beğenmediğiniz hayatınız belki bir başkasının hayalidir oldu.