şehit yakını

haketmedikleri bir dokunulmazliklari var. sunlara verilen ayricaliklari gazilere cok goruyorlar. gaziler surunuyor, bunlar haketmedikleri kadrolara yerlestiriliyor. bir de ustune ustluk yatiyorlar. vallahi de billahi de cogunlugu yatista. devlette de calistim 8 sene. nerde bu dallamalardan varsa isten kacarlarken gordum. ise basladiklari gun `acaba nerde daha yatis yer var?` ya da `buradan nereye ziplarim?` dusuncelerine giriyorlar ve bunu saklamayacak kadar da utanmazlik icindeler. az miktarda tersi insan da vardir muhakkak ama 8 sene icinde bir tane namuslu, durust olanina rastlamadim.

su sacmaligin acilen bitirilmesi lazim.

not: su yazdklarima istinaden bana pkk'li muamelesi yapacaklarin anneleriyle bir cay icmek isterim. pesinen ifade edeyim.

edit: bu whataboutism sacmaligindan kurtulmadikca adam olmayiz. ben ne diyorum ona bakacagina `sen ona bakacagina buna bak` dye abuk subuk baska alanlardan ornekler veriliyor. nerden biliyorsun benim oteki b*kluklara riza gosterdigimi ya da ses cikarmadigimi? sen hayatinda inandigin sey icin kac kez cop yedin serefs... neyse, agzimi bozmayacagim. tartismada alakasiz baska bir alandan ornek verilerek asil noktayi gozden kacirmaya ya da onemini hafifletmeye kalkmak agir seref... neyse, agzimi bozmayacagim cunku memleketin yuzde 50'sine saydirmam gerekir bu durumda.

hala israrliyim bu salakligin bitirilmesinde. 8 senedir gordugum insanlardan bir tanesi bile akli basinda adamlar degildi. bir tanesi bile muhtac degildi. sinavla girilen kadrolari veriyorlar lan adama, ne sacmaliyorsunuz? sinavla verilen kadrolari bunlara vermek mi hakkaniyet ilkesiyle bagdasiyor?

baska bir konu daha o zaman. adam olunce kadin maasini aliyor ama kadin oluncea adam maasini alamiyor. neden? tek mantikli nedeni yok, ben abd'deyim. iki taraf da birbirinin maasini alabiliyor. buna ne buyrulur.

al. allahini yaptim whataboutism'in. bozdur bozdur harca.

ihtiyacı olanlar da var. sen annesiz, babasız desteksiz kal bakalım kim yardım edecek sana. gazilere de yardım lazım tabii. adam veya kadın devlet memuru olmuş altı üstü belki ihtiyacı var, bu mu çok görülüyor. milletvekillerinin alayı boşa maaş alıyor, onlara ses çıkaran yok ama. vatanı için ölenlerin yakınlarıdır.

ben 8 sene kamuda calistim, bir tane bile bu verilen ulufenin hakkini vereni gormedim. 8 senede 10'dan fazla gordum hem de. sinavla adam almasina ragmen kafayi soktuktan sonra once sozlesmeliye sonra kadroya yurunebilen bir kit'te calistim. ozellikle buraya girmeye calistigini, meclis'te gunlerce surundugunu anlatanlar bile oldu. biri kadroyu kapip icisleri bakanligina, biri de maliye'ye gitti ki bizim faaliyet alanimizla alakasizdi.

abd'de yasamak ayip degil gunah degil. ben her turlu ticari faaliyetimin turkiye'de de\vergisini oduyorum evelallah. cakma ocakcilara kalmadi vatan.

kullandigin bilgisayar abd icadi, isletim sistemi abd icadi, telefondaysan onla alakali her seyin patenti neredeyse burada. hala abd dusmanligi hala abd dusmanligi. ne joestrateji bilir ne politika. kuru gurultu milliyetciligi. hepsini itlaf edeceksin, zehirleteceksin belediyeye. hadsiz bana `havlama` demis. konusmamasi, dili bir tarafina girip oturmasi gereken kendisiyken hem de.

".. ben görmedim, öyleye yoktur .." savunmasında olanlar tarafından halen eleştiriyi aşan bir şekilde "işe yaramaz" diye yaftalanmaya çalışılan değerli insanlar, şehitlerin emanetleridir.

hakketmedikleri dokunulmazlık var demiş, sen hayatında kaç şehit cenazesine katıldın, kaç şehidin ailesine haber verilirken oradaydın? ne yaşadın da ne konuşuyorsun?

sinirlenmeden yazmaya gayret ediyorum; 8 sene kamu'da çalışmışmış vesaire vesvese.

kendi yaşanmışlığımdan örnek vereyim; bir şehit kardeşi, ilk okul mezunu devlet hizmetli kadrosundan işe almış. çay getir götür yapıyor, temizlik filan yapıyor. telkinlerimizle açık öğretim ile önce lise mezunu oldu sonra sınava girdi ön lisans diplomasını aldı daha sonra görevde yükselme sınavına girip memur olmak için sınava girip onda da başarılı olup görevde yükselme ile memur oldu. bu arada gitti bilgisayar operatörlüğü sertifikası aldı. bu mu ulufe?

".. tabutu açın da evladımın yüzünü son defa göreyim .." diye ağlayan sinir krizleri geçiren bir annenin o tabuta sarılıp hıçkıra hıçkıra ağlayan kız kardeşinin çaresizliğini hiç hissettin mi sen?

".. evladımın intikamını aldınız mı .." diye soran babaya ne diyeceğini bilemeden sinirden dudaklarını parçalayacak kadar ısırmanın ne demek olduğunu biliyor musun? ben biliyorum!

utanmadan sıkılmadan "gaziler sürünüyor" demiş, yanıt hakkım var; hayır sürünmüyoruz. başımız dik ve onurlu bir şekilde kendi ülkemizde uğruna mücadele ettiğimiz topraklarda yaşamaya devam ediyoruz.

bana "çakma ocakçı" demiş; daha önce yazmıştım yine söylemekte beis görmüyorum ben türk ocakları mensubu (türk ocakları henüz işlevini kaybetmeden önce) o tedrisattan geçmiş türk milliyetçisiyim türk'ü ve türk'e ait olanı sahiplenmek, ona zarar verecek olanı ise boğmak benim yaradılış sebebimdir.

evet dünyanın herhangi bir ülkesinde yaşamak ayıp değil, ayıp olan bu topraklardan uzak bir ülkede yaşarken kime ne değer vereceğimiz hadsizliğini gösterip; -havlamaktır-

mahsuni şerif'in çok sevdiğim bir eseri var; dilimin nerede olması konusunda kafası karışık klavye delikanlılarına hediye etmek isterim;

bak ite hele!

eğer eski ve yakın türk tarihi okuduysan şu kanıya varıyorsun: her türk şehit yakınıdır.