1.
sıkıyönetim veya askerî adalet, askerî otoritenin, genellikle resmî bildirgesi altında, adlî yönetimi kontrol altına almasıyla işleme geçen kural sistemidir.
askerî adalet, ortaya çıkan savaş, doğal afetler, sivil kargaşa, işgal altındaki topraklar, veya askerî darbe gibi durumlarda, normal adlî kurumların yeni duruma hâkim olamayıp, vazifesini yerine getiremediği veya yavaş getirdiği takdirde, askerî otoritelerin ve kurumların tercih edilmesi ile kullanıma girer. fakat, askerî adalet bazen diktatörler, özellikle askerî diktatörler, tarafından kurallarını uygulamak için kullanılır.
sıkıyönetim, tabii afet, salgın hastalık, ağır ekonomik bunalımlar ve sıkıyönetimi gerektiren hallerin daha hafifinin meydana gelmesi durumlarında ilan edilen olağanüstü halden farklıdır. sıkıyönetimde yetki askeri makamlarda, olağanüstü halde ise mülki makamlardadır. olağanüstü halde sıkıyönetim mahkemeleri yoktur.
sıkıyönetim, sadece maddi düzen ve güvenin sağlanması ile ilgili olduğundan; ülkenin her yerinde değil, yalnız kamu düzeni bozulan bir veya birkaç bölgesinde ilan edilir. gerekirse tamamında da ilan edilebilir. anayasa sınırları içinde ve önceden tespit edilen kurallara göre uygulanan hukuka uygun bir yönetim şeklidir. sıkıyönetimle ilgili her şey kanunla düzenlenmiş, keyfiliğe yer bırakılmamıştır.
sıkıyönetimin bütün işleri yargı denetimine tabidir. fakat alınacak tedbir ve kararlarda, sıkıyönetim komutanına sıkıyönetim, 1982 anayasasının 122. maddesine göre 1402 sayılı sıkıyönetim kanunuyla düzenlenmiştir. 1982 anayasası, 1961 anayasasına göre sıkıyönetimin yetkisini arttırmıştır.
1402 sayılı sıkıyönetim kanunu’nun bazı maddeleri 1982 anayasası’nın emirleri doğrultusunda, 1982 tarihli, 2766 sayılı kanun ve 1983 tarihli, 2836 sayılı kanunla değiştirilmiştir.
askerî adalet, ortaya çıkan savaş, doğal afetler, sivil kargaşa, işgal altındaki topraklar, veya askerî darbe gibi durumlarda, normal adlî kurumların yeni duruma hâkim olamayıp, vazifesini yerine getiremediği veya yavaş getirdiği takdirde, askerî otoritelerin ve kurumların tercih edilmesi ile kullanıma girer. fakat, askerî adalet bazen diktatörler, özellikle askerî diktatörler, tarafından kurallarını uygulamak için kullanılır.
sıkıyönetim, tabii afet, salgın hastalık, ağır ekonomik bunalımlar ve sıkıyönetimi gerektiren hallerin daha hafifinin meydana gelmesi durumlarında ilan edilen olağanüstü halden farklıdır. sıkıyönetimde yetki askeri makamlarda, olağanüstü halde ise mülki makamlardadır. olağanüstü halde sıkıyönetim mahkemeleri yoktur.
sıkıyönetim, sadece maddi düzen ve güvenin sağlanması ile ilgili olduğundan; ülkenin her yerinde değil, yalnız kamu düzeni bozulan bir veya birkaç bölgesinde ilan edilir. gerekirse tamamında da ilan edilebilir. anayasa sınırları içinde ve önceden tespit edilen kurallara göre uygulanan hukuka uygun bir yönetim şeklidir. sıkıyönetimle ilgili her şey kanunla düzenlenmiş, keyfiliğe yer bırakılmamıştır.
sıkıyönetimin bütün işleri yargı denetimine tabidir. fakat alınacak tedbir ve kararlarda, sıkıyönetim komutanına sıkıyönetim, 1982 anayasasının 122. maddesine göre 1402 sayılı sıkıyönetim kanunuyla düzenlenmiştir. 1982 anayasası, 1961 anayasasına göre sıkıyönetimin yetkisini arttırmıştır.
1402 sayılı sıkıyönetim kanunu’nun bazı maddeleri 1982 anayasası’nın emirleri doğrultusunda, 1982 tarihli, 2766 sayılı kanun ve 1983 tarihli, 2836 sayılı kanunla değiştirilmiştir.
devamını gör...
2.
vakti zamanında birleşik italya'nın ilk başbakanı olan kont cavour'a, bakanlardan biri, durumun çok sıkıntılı bir seyir gösterdiğini ve önlem alınmaz ise büyük bir kargaşanın kapıda olduğu söylemiş ve kendisinden sıkıyönetim ilan etmesini talep etmiş. bunun üzerine kont bakanı şu şekilde yanıtlamış; ''azizim sıkıyönetimle memleketi her eşek idare edebilir.''
devamını gör...
3.
benim gençliğimde sıkıyönetim denince akla hemen faik türün gelirdi,amerikancı tsk generali , istanbul sıkıyönetim komutanı.
nefret uyandıran general.
komünistleri ve nihal atsız'ı hiç sevmezdi..
abd emir verir bu tsk . generali uygulardı .
1975'di galiba 19 yaşındayım gecekondu bölgelerinde devrimci çalışma yapıyoruz p/c yapılanması yeni yeni toparlanıyor ama dev-genç ve maocu hareketler hala güçlü ev ev kahve kahve ,fabrika ,köy köy geziyoruz .. (o zamanlar istanbul'da epey köy vardı)
o ara araseçim olacak senato seçimi chp ilerici demokrat olan besim üstünel'i aday gösterdi ,adalet partisi -demirel faşist kafalı komünist ve vatansever düşmanı abd-cia generali faik türün'ü .bizde chp 'li arkadaşlar ile beraber olduğumuz bölgelerde işbirliği yapıyoruz faşist mhp'lilere karşı ve seçimler için propagandaya katılıyoruz.
adalet partisi faik türün posterlerine büyük anti-komünist diye yazmışlar ,çoğu insan ne bişlecek anti-komünisti biz bile cahiliz çok konuda ,beykoz'un üst taraflarında bir köye gittik 2-3 arkadaş kahvede bildiri falan dağıttık ,çay gazoz(o zamnlar gazoz ucuz) ,simit ,muhabbet alevlendi köylü amcalardan biri evlatlar bu anti-komünist nedir bu general solcu mu komünist mi diye sordu ve niye chp'de değil diye ekledi.
tam aklımda kalmamış 50 sene oldu ,kadir diye bir arkadaşım var atladı hemen amca bu faik türün gizli komünist ,anti-komünist komünistin en kızılı moskovacı , stalin yanında çırak kalır dedi.(stalin hep tanınan biri tabi) . tabi muhabbet hararetlendi kahve önünde oturanlar içeri girdi, hakikaten mi ben zaten demirel puştundan haz etmemiştim hep sovyetlerle iç içe (sovyet fabrikaları olayı çok konuşulmuştu) ,69-70lerde , demek ki bunlar kumpas peşinde falan biz zaten maocuyuz verdik gazı sovyetlere ,faik türün bir anda moskovacı ilan edildi kahvede, sonra veda ettik çıktık kahveden asfalta indik beykoz'a gittik . kadir gülmekten konuşamıyor. niye yaptım dedik köy komple sağcıymış ,kadir kanlıcalı idi atadan ozamnalar kanlıca'nın etrafında hala mandıralar,ahırlar var meğer kadir tanıyormuş köylülerden bazılarını hepsi süleymancı,türkeşçi erbakancı.
sonrası besim üstünel kazandı galiba seçimi senatör oldu faik türün göt oldu .
suratsız biriydi insan sokakta görse lanet okurdu o surata .
atsızcılara bile selimiye'de şiddet uygulatmıştı. tan vakti uluyorlar diye mhp'liler o zamanlar ulumazdı ,ben 73'e kadar atsızcı idim ,atsız'da zaten torul'dan yanyana köylerdeniz .
manastır-midi.
buda bir anekdot oldu ,çok oldu tarihlere bakmadım net'ten yanlış varsa affedin.
nefret uyandıran general.
komünistleri ve nihal atsız'ı hiç sevmezdi..
abd emir verir bu tsk . generali uygulardı .
1975'di galiba 19 yaşındayım gecekondu bölgelerinde devrimci çalışma yapıyoruz p/c yapılanması yeni yeni toparlanıyor ama dev-genç ve maocu hareketler hala güçlü ev ev kahve kahve ,fabrika ,köy köy geziyoruz .. (o zamanlar istanbul'da epey köy vardı)
o ara araseçim olacak senato seçimi chp ilerici demokrat olan besim üstünel'i aday gösterdi ,adalet partisi -demirel faşist kafalı komünist ve vatansever düşmanı abd-cia generali faik türün'ü .bizde chp 'li arkadaşlar ile beraber olduğumuz bölgelerde işbirliği yapıyoruz faşist mhp'lilere karşı ve seçimler için propagandaya katılıyoruz.
adalet partisi faik türün posterlerine büyük anti-komünist diye yazmışlar ,çoğu insan ne bişlecek anti-komünisti biz bile cahiliz çok konuda ,beykoz'un üst taraflarında bir köye gittik 2-3 arkadaş kahvede bildiri falan dağıttık ,çay gazoz(o zamnlar gazoz ucuz) ,simit ,muhabbet alevlendi köylü amcalardan biri evlatlar bu anti-komünist nedir bu general solcu mu komünist mi diye sordu ve niye chp'de değil diye ekledi.
tam aklımda kalmamış 50 sene oldu ,kadir diye bir arkadaşım var atladı hemen amca bu faik türün gizli komünist ,anti-komünist komünistin en kızılı moskovacı , stalin yanında çırak kalır dedi.(stalin hep tanınan biri tabi) . tabi muhabbet hararetlendi kahve önünde oturanlar içeri girdi, hakikaten mi ben zaten demirel puştundan haz etmemiştim hep sovyetlerle iç içe (sovyet fabrikaları olayı çok konuşulmuştu) ,69-70lerde , demek ki bunlar kumpas peşinde falan biz zaten maocuyuz verdik gazı sovyetlere ,faik türün bir anda moskovacı ilan edildi kahvede, sonra veda ettik çıktık kahveden asfalta indik beykoz'a gittik . kadir gülmekten konuşamıyor. niye yaptım dedik köy komple sağcıymış ,kadir kanlıcalı idi atadan ozamnalar kanlıca'nın etrafında hala mandıralar,ahırlar var meğer kadir tanıyormuş köylülerden bazılarını hepsi süleymancı,türkeşçi erbakancı.
sonrası besim üstünel kazandı galiba seçimi senatör oldu faik türün göt oldu .
suratsız biriydi insan sokakta görse lanet okurdu o surata .
atsızcılara bile selimiye'de şiddet uygulatmıştı. tan vakti uluyorlar diye mhp'liler o zamanlar ulumazdı ,ben 73'e kadar atsızcı idim ,atsız'da zaten torul'dan yanyana köylerdeniz .
manastır-midi.
buda bir anekdot oldu ,çok oldu tarihlere bakmadım net'ten yanlış varsa affedin.
devamını gör...