1.
" kimsin sen
aynada gördüğün ne?
aşk da yaşam da rüzgar gibi geçer... "
sis (kitap) adında bir kitap başlığı daha olduğu için şiir kitabı olduğu belirtilmek durumunda kalınmıştır.
1967 doğumlu türk şair ve yazar servet çolak imzalı eser; yaklaşık 80 sayfadan oluşmakta ve 2011 yılında yayınlanmıştır.
servet çolak adını daha önce duyduğumu hatırlamıyorum, nitekim okuduğum ilk kitabı da bu oldu.
kitabın adının neden sis olduğuna dair bir tahminim var, belki de içinde olduğu acılardan dolayı artık her yer sisli gibidir ve sisten/ acıdan bir şey göremiyordur.
şiirleri bana çok hitap etmedi, farklı bir şiir ve farklı bir ses olduğunu kabul ediyorum, etkisinde kaldığım birkaç dize oldu, kabul ediyorum, ama genele baktığımda güçlü ya da çok güçlü şiirler olarak değerlendirebileceğimi sanmıyorum.
mücadeleyi, yaşamı, ezilmişliği, yeryüzünün aslında kimseye ait olmayışını, hayatla edilen kavgayı, herkesin dünyayı kendine ait sanmasını ve bu yüzden dünyayı yaşanılmaz kılışlarını, ayrılığı, zamanı anlatan şiirlerdi diyebilirim.
kaç cehennemden geçtin? dizesini çok iyi buldum, belki bütün gün kendime soracağım bir soru olacak bu dize, insanın yaşadığı hangi acıları cehennem olarak adlandırdığı ise elbette kişiden kişiye değişir.

kaç duvar yıkmalıyım senin için? dizesi de şükela idi. *
özetlemem gerekirse, sarsıcı bulmadığım ama kötü de diyemeyeceğim şiirlerdi.
şairin dizelerde yönelttiği soruları can alıcı buldum.

istanbul' da arayıp durdum seni
taş kaldırımlarda izini sürdüm
neredesin?
kaç duvar yıkmalıyım senin için?
kaç cehennemden geçtin?
ne kadar yaşar bir kartal?
elbet uçabildiği kadar.
yıldızsız, aysız bir gecede
ansızın gelecektin hani
kaç tan attı yokluğunda?
dur, geçme zaman.
kimsin sen
aynada gördüğün ne?
aşk da yaşam da rüzgar gibi geçer...
aynada gördüğün ne?
aşk da yaşam da rüzgar gibi geçer... "
sis (kitap) adında bir kitap başlığı daha olduğu için şiir kitabı olduğu belirtilmek durumunda kalınmıştır.
1967 doğumlu türk şair ve yazar servet çolak imzalı eser; yaklaşık 80 sayfadan oluşmakta ve 2011 yılında yayınlanmıştır.
servet çolak adını daha önce duyduğumu hatırlamıyorum, nitekim okuduğum ilk kitabı da bu oldu.
kitabın adının neden sis olduğuna dair bir tahminim var, belki de içinde olduğu acılardan dolayı artık her yer sisli gibidir ve sisten/ acıdan bir şey göremiyordur.
şiirleri bana çok hitap etmedi, farklı bir şiir ve farklı bir ses olduğunu kabul ediyorum, etkisinde kaldığım birkaç dize oldu, kabul ediyorum, ama genele baktığımda güçlü ya da çok güçlü şiirler olarak değerlendirebileceğimi sanmıyorum.
mücadeleyi, yaşamı, ezilmişliği, yeryüzünün aslında kimseye ait olmayışını, hayatla edilen kavgayı, herkesin dünyayı kendine ait sanmasını ve bu yüzden dünyayı yaşanılmaz kılışlarını, ayrılığı, zamanı anlatan şiirlerdi diyebilirim.
kaç cehennemden geçtin? dizesini çok iyi buldum, belki bütün gün kendime soracağım bir soru olacak bu dize, insanın yaşadığı hangi acıları cehennem olarak adlandırdığı ise elbette kişiden kişiye değişir.

kaç duvar yıkmalıyım senin için? dizesi de şükela idi. *
özetlemem gerekirse, sarsıcı bulmadığım ama kötü de diyemeyeceğim şiirlerdi.
şairin dizelerde yönelttiği soruları can alıcı buldum.

istanbul' da arayıp durdum seni
taş kaldırımlarda izini sürdüm
neredesin?
kaç duvar yıkmalıyım senin için?
kaç cehennemden geçtin?
ne kadar yaşar bir kartal?
elbet uçabildiği kadar.
yıldızsız, aysız bir gecede
ansızın gelecektin hani
kaç tan attı yokluğunda?
dur, geçme zaman.
kimsin sen
aynada gördüğün ne?
aşk da yaşam da rüzgar gibi geçer...
devamını gör...
"sis (şiir kitabı)" ile benzer başlıklar
şiir kitabı
17