siyaset konuşmayan erkek

türkiyede sıradan bir adam, hiç bir bok bilmese bile konu siyaset olunca bir kaç cümle kurabilmesi gerekir, aksi durumda kişiden şüphe duyulur. erkek adam dediğin siyaseti bilerek doğar zaten, anne karnında polemiğe başlaması gerekir, ilk 3 ayda ise ideolojileri oturtması gerekir.

ülkemizde siyaset kurumu çok da matah bir durumda değil maalesef,tamamen kayıkçı kavgasına dönmüş halde.ama buna rağmen ülkede veya genel olarak yaşanan olaylarla ilgili bir fikir sahibi olup,iki kelam etmesi ve doğru bir görüşe sahip olması,konulara hakim olması elzemdir.

aaaa bu ben miyim dedirten tanımlama. sabahtan akşama kadar konuşanlar varken bize sıra düşmez.* ayrıca konuşuyorsunuz da ne oluyor? bu gerekçelerle özellikle konuşmayı tercih etmiyorum.

"oyun böyük yeğenim" dayılarının fink attığı cağnım ülkemde "hasbinallah" çeke çeke yıllarımı tükettim. sonuç olarak apolitik biri oldum. böylesi daha güzel.

o, siyaset konuşuyordur da, burada seninle siyaset konuşmuyordur zorro.

akıllı adamdır. bildiğiniz ya da bilmediğiniz her konuda fikir beyan etmeniz sizi küçük duruma düşürür ve dunning-kruger sendromlu gibi gösterir. maşallah türkiye'de herkes her şeyi biliyor.

ben olabilirim. birincisi ve en önemlisi konuyla ilgili merakım ve derin bilgilerim yok. siyaset de, yüzeysel bilgiyle konuşulabilecek bir konu değil.

ikincisi, siyaset konuşacağın insanlarla bir yerde mutlaka kayıkçı kavgasına düşüyorsun. tarafı, yaşı, eğitimi, vs. hiç önemli değil.

üçüncüsü, anlamsızca stresli bir şey. mesleğim olmayan, keyfimi kaçıran, stresli bir konuyu neden kendime özel olarak ayırdığım zamanda konuşup da, zamanımı piç edeyim.

bunlardan bağımsız, bir de, türkiye gerçeği var. içimiz dışımız olmuş siyaset. özellikle kaçsan bile, bir yerde, bir şekilde, siyaset veya ilgili konuları konuşmak zorunda kalıyorsun. hep goygoy da bir yere kadar ama sizi temin ederim ki, bile isteye, keyifle siyaset konuştuğum bir an bile yok. konuşuyorsam, ortamın şartlarından dolayı, bir şekilde kendimi mecbur hissetmişimdir.