siyasi parti seçmenlerinin bilinçsiz olması

yıllardır futbol takımı tutar gibi siyasi parti tutan seçmenlerin partileri hata yapsa veya hataları aleni şekilde yapsa da ısrarla "benimsedikleri" partilere oy atmaları sonucu ortaya çıkan bilinçsizliktir. bazı ülkeler de "isteyerek" bilinçsiz kitleler meydana getiriliyor ve aynı görüşü benimsemeyen insanlara da baskıcı uygulamalar yapılmaktadır. bugün a partisi iktidar ve kalıplaşmış bir kitlesi var. yıllar sonra b partisi gelecek ve aynı şekilde onunda kalıplaşmış kitlesi oluşacak. bu süreç hep böyle devam edip gidecek. bu da gösterir ki ülkelerde ki eğitimin önemi artmadıkça, önüne gelen herkes "ne söylersem inanıyorlar" diyerek bilinçsiz kitleleri kolayca sözlerinin etkisi altına alabilirler ve diledikleri gibi organize edebilirler.

“demokrasi, bir eğitim işidir. eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur. demagoglar türer. demagoglardan da diktatörler çıkar. demokrasi despotluğa dönüşür. demokrasinin esas prensibi, halkın hakimiyetidir. bu temin edilemezse demokrasi, otokrasiye dönüşebilir” mö 4. yy de platon bu konuda uyarmıştır toplumları

demokrasi; tr gibi ülkeler için saçmalıktan ibarettir.

üşenmeyin ve şu ana kadar tüm siyasi parti başkanlarının seçime girdikleri zaman doğdukları memleketin oy tercihine bakın. buradan çözebilirsiniz.

çünkü çoğu kişi futbol takımı tutar gibi parti destekliyor.

çünkü ülkedeji seçmenler hala bu seçimlerinde akli değil duygusal tercihlerini seçiyor. bunu bilinçsizlik olarak sınırlandırmak dar bir bakış açısı olur.

seçmenler direkt beyinden muzdarip, liyâkat yerine seccade aradıkları için durum bu.

sadece türkiye için geçerli olmayan bir durum. hatta siyasetle de sınırlı tutmayayım her alanda çoğunluk çoğu zaman vasatlık* demektir. vasat zaten ortalama manasına gelir. merak etmeyin amerika'da trump'a oy veren emmi de bilinçli basmıyor veyahut biden'a oy veren insanlar da pek bilinçli değil. öncelikle şunu anlamak lazım insan rasyonel bir varlık değil. hiçbirimiz çoğu zaman rasyonel kararlar vermiyoruz. hatta ben karar verdiğimize de inanmamaya başladım. konudan sapmayalım mesele siyasi parti seçmenlerin bilinçli karar vermesi değil. legaliteye inanan toplum düzeni oturtmak gerekir. yani insanları kanunların uygulandığına onları koruduğuna üstünde ortak uzlaşılmış değerler üzerine kurulduğuna ikna etmek lazım. bu düzen oturursa a partisiymiş b partisiymiş çarklar döner bir şekilde. şahıslar önemli değil sistem önemli sistem. biz kanunları sadece kitabına uydurmak için yapıyoruz onları uzlaştırıcı bir metin olarak gördüğümüz için değil. şahsi fikrimdir bunlar katılmayabilirsiniz tabi.

daha çok ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı oluyorlar.