yazar: aziz nesin
yayım yılı: 1971
yazarın diğer kitaplarında yer alan hikayelerinin derlenmesiyle oluşturulan, toplamda 21 hikaye ve 6 taşlamadan oluşan eseri.
yayım yılı: 1971
yazarın diğer kitaplarında yer alan hikayelerinin derlenmesiyle oluşturulan, toplamda 21 hikaye ve 6 taşlamadan oluşan eseri.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "systemfailed" tarafından 24.03.2025 23:48 tarihinde açılmıştır.
1.
bir kaç gün önce elime geçen (bkz: aziz nesin) kitabı.2013 yılında ilk baskısını yaptı.
aziz nesin’in aziz nesin’den seçtikleri, derleme kitap.
kitabın ilk sayfasında (bkz: nesin vakfı) hakkında bilgi veriliyor ve nesin vakfı hesap numarası veriliyor.
önsözünde aziz nesin’in kitabını yazma hikayesi ve kitapları hakkındaki düşüncelerini yazar. en çok hangi kitabınızı seviyorsunuz sorusuna, en kalınını yani en pahalısını der.
kitapta farklı kitaplardan seçme hikayeler var. ben ilk önce, kitaba adını veren, sizin memlekette eşek yok mu hikayesini okudum.
gelir ve geçim kaynağı olarak antika satmayı hatta antika üretmeyi tercih eden bir köyün öyküsü. köyde bulunan kalıntılardan sonra köylü işini gücünü bırakıp antika işini girer. köye amerikalı arkadaşıyla gelen bir adam, bir eşek satıcısının elindeki eşek çulunu çok beğenir. adam eski kilimler daha doğrusu bir metrekarede sığdırılan düğümlü kilimlerin hayranıdır. hem köyü gezmeye gelmiştir hemde köyden kilim almaya gelmiştir. eşeğin çulunu almak ister ama eşek satıcısını uyandırmak istemez. aklınca eşeği ondan satın alıp çula konmak ister. adam kurnaz ama bilmiyor köylü ondan kurnaz. köylü allem eder kallem eder ama adama, eşeği adama çulsuz satar. adam ve amerikalı arkadaşı, sırf aptallıkları daha fazla belli olmasın diye eşeği köylüye yakın yere bırakıp, eşek kazığı ile basıp giderler. kazık eşeğin gittiği yerde bağlanması için olan sopasıdır, kazık yemenin mecaz anlamı değil tam anlamıdır. aslında kazığı yediler de denebilir.
öykü aklıma, bizim köyde doğan benim büyük oğlumla yaşıt bir kızın hikayesini getirdi. bu kız bir gün köye arada sırada gelen bir kızla arkadaş oluyor. arkadaşı olan kız bunun yanında çikolata yiyor ama köy kızına vermiyor. kız dayanamayıp ona diyor ki; ya yanımda yeme ya da bana da ver.
köylü dediğiniz insanlar sizden daha az markalı ürün gördüler diye vayt çaklıt moka içmiyorlar diye daha az zeki değiller. tahmin ettiğinizden daha akıllı olmaları sizin tahmin gücünüzden kaynaklanıyor.
nesin vakfını herkes biliyor diye onunla ilgili bir şey bırakmayacağım ama içimizde matematikçiler olabilir diye (bkz: nesin matematik köyü) başlığını hatırlatayım.
90 öncesi memleketi tadında hikayelerden oluşan kitap. okumadıysanız okuyunuz, özellikle satın atıp okuyunuz ki okuma imkanı olmayan bir çocuk sizden nasiplensin.
aziz nesin’in aziz nesin’den seçtikleri, derleme kitap.
kitabın ilk sayfasında (bkz: nesin vakfı) hakkında bilgi veriliyor ve nesin vakfı hesap numarası veriliyor.
önsözünde aziz nesin’in kitabını yazma hikayesi ve kitapları hakkındaki düşüncelerini yazar. en çok hangi kitabınızı seviyorsunuz sorusuna, en kalınını yani en pahalısını der.
kitapta farklı kitaplardan seçme hikayeler var. ben ilk önce, kitaba adını veren, sizin memlekette eşek yok mu hikayesini okudum.
gelir ve geçim kaynağı olarak antika satmayı hatta antika üretmeyi tercih eden bir köyün öyküsü. köyde bulunan kalıntılardan sonra köylü işini gücünü bırakıp antika işini girer. köye amerikalı arkadaşıyla gelen bir adam, bir eşek satıcısının elindeki eşek çulunu çok beğenir. adam eski kilimler daha doğrusu bir metrekarede sığdırılan düğümlü kilimlerin hayranıdır. hem köyü gezmeye gelmiştir hemde köyden kilim almaya gelmiştir. eşeğin çulunu almak ister ama eşek satıcısını uyandırmak istemez. aklınca eşeği ondan satın alıp çula konmak ister. adam kurnaz ama bilmiyor köylü ondan kurnaz. köylü allem eder kallem eder ama adama, eşeği adama çulsuz satar. adam ve amerikalı arkadaşı, sırf aptallıkları daha fazla belli olmasın diye eşeği köylüye yakın yere bırakıp, eşek kazığı ile basıp giderler. kazık eşeğin gittiği yerde bağlanması için olan sopasıdır, kazık yemenin mecaz anlamı değil tam anlamıdır. aslında kazığı yediler de denebilir.
öykü aklıma, bizim köyde doğan benim büyük oğlumla yaşıt bir kızın hikayesini getirdi. bu kız bir gün köye arada sırada gelen bir kızla arkadaş oluyor. arkadaşı olan kız bunun yanında çikolata yiyor ama köy kızına vermiyor. kız dayanamayıp ona diyor ki; ya yanımda yeme ya da bana da ver.
köylü dediğiniz insanlar sizden daha az markalı ürün gördüler diye vayt çaklıt moka içmiyorlar diye daha az zeki değiller. tahmin ettiğinizden daha akıllı olmaları sizin tahmin gücünüzden kaynaklanıyor.
nesin vakfını herkes biliyor diye onunla ilgili bir şey bırakmayacağım ama içimizde matematikçiler olabilir diye (bkz: nesin matematik köyü) başlığını hatırlatayım.
90 öncesi memleketi tadında hikayelerden oluşan kitap. okumadıysanız okuyunuz, özellikle satın atıp okuyunuz ki okuma imkanı olmayan bir çocuk sizden nasiplensin.
devamını gör...