sorunlara bakış açısını değiştirmek

başrollerini cüneyt arkın, hülya koçyiğit ve erol taş'ın paylaştığı, yönetmenliği şerif gören'e, senaryosu bülent oran'a ait olan, 1977 yılı türk yapımı bir film olan "istasyon" adlı filmde gördüğüm bir sahne ile sorunlara ve sorunlarıma olan bakış açımı değiştirmemi sağlayarak bana aydınlanma yaşatan durum.

ilgili sahnede (olayın kısa özeti: gırgır ali (cüneyt arkın) babası bürokrat oĺan ses sanatçısı bir kadını (yasemin=hülya koçyiğit) kaçırır)

gırgır ali, kaçırma olayının 3. gününün sabahı yasemin'i kaçırdığı evde duvara bir yazı asmıştır. sabah kalkan yasemin bu yazıyı okur: 1-) sahanda yumurta yapılacak 2-) bisiklet sürülecek

şımarık türk kızımız yasemin de tabii hemen işgüzarlığını konuşturmaya başlar. sahana iki tane yumurta kırar; ama içine bolca tuz ve biberi boca eder (şimdi metafor olarak aşırı tuzlu ve aşırı biberli yumurta "sorunları" temsil ediyor)

gırgır ali yemeye başlar ve "çok güzel olmuş, ellerine sağlık (ağzı dolu bir şekilde konuşur) yalnız der, tuzu az olmuş, biberi de biraz az olmuş" ve masadaki tuzluk ve biberi sırasıyla alarak yumurtaya döküp yemeye devam eder(metafor olarak sorunları sorun olmaktan çıkarıp eğlence haline getirmek, sorunu, komik duruma düşürmek için, sorunun kendisini olduğundan da büyük hale getirmek)

tam o anda yasemin'i bir gülme alır.

gırgır ali:

"gülmek sana çok yakışıyor. yaa surat asmanın bir anlamı var mı? şu 3 günlük dünyada gırgırına yaşıyoruz"

der (son cümleyi biraz düzenledim)

ilgili sahneyi sizlerle de paylaşıyorum:

buradan