sözelcilerin vasat altı olması

yadsınamaz bir gerçek . vasat değil vasat altılar. yaptıkları bir türkçe bir sosyal onunla da övünecekler neredeyse. türkçeyi bebekler de biliyor. bizim dilimiz ya hani. sosyal desen zaten günlük hayat. her genç ecdadını bilmeli. bunlarda ise sözelci havası var. birgün sordum bir sözelciye bağlaçtan sonra virgül gelir mi? gelir dedi. e bak daha bunu bilmiyor. velhasıl kelam çok vasatlar azizim çok.

(bkz: tamam)

hem sözel hem eşit ağırlık hem sayısal okudum hiç alakası yok. analitik düşünme pratik zekâya bakar biraz.

sayılardan nefret eden biri olarak kalbimi kıran başlık.

sözelcilerden dayak yiyen liseli beyanı.

genelleme yapan insandan daha vasat değillerdir.

sayısalcıların geneli sosyal bilimler filan bilmez. siyaset, sosyoloji, tarih, edebiyat bilmez. felsefe bilenleri vardır ama bazen öyle eksik kalırlar ki duyduklarınıza inanamazsınız. kalitelileri çok karizmatik olur tabii, onları tenzih ediyorum. genel olarak sosyal meselelerde de pek bir şey bilmezler. iyi yol yaparlar, bina yaparlar, mühendis ve memur kafasına sahip olurlar. evet, bulunduğum her ortamda ağzımın içine içine hayretlere gark olmuş bir surat ifadesiyle bakarlar. ayrıca genel olarak çok sıkıcı insanlardır yahu.

hiçbir işe yaramayan insanların sözelciyim ben diye gezmesi gibi durumlar hariç kesinlikle katılmıyorum. türkçeyi bebekler falan değil yetişkinler bile bilmiyor. öyle insanlar var ki eeee demeden tek bir cümle kuramıyorlar. sözelci değil, gerçekten türkçe bilen bir insanın 5 saniye kuracağı cümleyi 15-20 saniyede kuruyorlar. anadilinde duyduğunu, okuduğunu bile anlamayanlar var ki onlar zaten en büyük sorunumuz. sözel kolay değildir onun için de ihtiyacınız olan şeyler var.

tabi, türk eğitim sisteminde matematik problemi çözene çok zeki, sözelcilere ise moron gözüyle bakıldığı için bu tip salak başlıkların açılması normal. ancak unutulan bir şey var: x ve y'nin ebesini bilenler günlük yaşamdan, toplumdan, tarihten, coğrafyadan, sosyolojiden, edebiyattan uzaktırlar ve işin trajikomik yanı; "türkçeyi bebekler de biliyor. bizim dilimiz ya hani. sosyal desen zaten günlük hayat" diyerek sözel bölümleri basitleştirmeleri...

genelleme yapılması ne kadar üzücü. işte size vasat üstü bir sayısalcı; ajdar anık, 1994 yılında trakya üniversitesi makine mühendisliğinden mezun oldu. 8 yıl kendi mesleğini icra etti, daha sonra ise şarkıcı olmaya yöneldi ve popstar'a katıldı. buda vasat üstü performansı. buradan

bana da hep aksi gelmiştir. oturup edebiyat sanattan konuşsan fikrini sorsan, ancak şimdiye kadar yapılagelmiş ezber tanımlar üzerinden cümleler kurar. e senin fikrin ne? diye sorsan “iyiii” gibi bir kelimeyle cevap verip muhabbeti keser. felsefe üzerine konuşalım desen, yine ezberden aristo şunu demiş, sokrates böyle cevaplamış der, ama sonunda kendi gözlemlerini katıp muhabbeti sürdüremez. velhasıl, sayısalcı kafasındaki insanlar ancak bildiği tanım ve fikirleri ortaya serer, ama sonrasındaki muhabbetin en derin lezzetli yerine geldiğiniz anda susar kalırlar.
e arkadaşım ben o tanımları kitaptan ya da google’dan bi dkda bulurum zaten. sen bu görüşe kendin ne katıyorsun? hayatta bununla alakalı gözlemlerin ve çıkarımların ne onu anlat?! ama işte yok, onu yapamazlar maalesef. edebiyat ve özellikle şiir mevzusundaki soğuklukları ise, insanı muhabbetten soğutur.

sayısalcı balık tutmaya gidip, o ağın nasıl atılacağı ile alakalı iki saat nutuk atıp eve eli boş dönem adamdır. sözelci ise, işin tekniğini ahestece ortaya koyup, işin zevk ve heyecanını hem yaşayıp hem de yaşatan, ve eve eli dolu dönen kişidir. bilmem anlatabildim mi? *

balığa gidip, eve eli dolu dönen bir yazar beyanıdır. *

istisnalar elbet var, ama istisnalar kaideyi bozmaz.

şöyle bi çelişkide var sayısalcıları yöneten kişiler genelde sözelciler yani bu boş muhabbetten çıkalım.

sözelci lafını sadece dil bilgisi üzerinden kurmaya çalışan ve sözel düşünce ile sözel mantıktan bihaber olan yazar beyanı.

sonunda biri kral çıplak dedi.
bu kıvılcım büyümez elbet ama en azından anlık bir gerçekle yüzleştirdi.
çok gömmeyin vasat deyin geçin.

ah ah çok uyuz oluyom böyle insanlara hep aynı lafları ediyonuz geçen gün arkadasla kutuphanedeyiz (sayisalci) ama mezun kendisi sınavda sozelde sayısala eşit agirlikta 1 mn 600 k yapmış gelmis sözel çok kolay diyor. arkadaşlar sayisalimiz iyi olsa neden secmeyelim kafanız mı güzel?

hiç bir ahlaki problemi sayısal ders çözemez ve fark ettiyseniz toplumumuzun en büyük problemi yada problemleri sizce nedir?

ayip. allah belanizi vermesin.

sözelciler değil mecburen sözelci olan ama sözeli de beceremeyen insanlar vasat altıdır. acı ama gerçek. evet.

yazısız mümkün müdür ibadet?
yatıp kalkıp sözelcilere dua et.
senin gibi dürzülerin yüzünden,
tarihinden de soğuyacak bu millet.

sınavlardaki hali sakın unutma,
sözele de dil uzatma sebepsiz.
ben 2+2 yi yine toplardım amma,
sen yazamadan kudururdun şerefsiz