sözelcilerin işsiz kalacak olması

kendim de bir sözelci olarak, beni çok üzen gerçek. ama maalesef büyük çoğunluğumuz için kaçınılmaz bir gerçek...

misal, ben bir tarihçi adayıyım. bir zaman makinesinin icadına bakar mesleğimden şutlanmam. peki ya edebiyat ve sanat ne olacak dersiniz? elin gavuru öyle üst düzey bir yapay zekaya sahip bir algoritma yazar ki tüm sanatçılar işsiz kalır maazallah. gelmiş geçmiş tüm ressamlardan daha iyi çizer, gelmiş geçmiş tüm şairlerden daha iyi yazar. yazılımın gazabı cidden korkunç.



sözel dediğiniz ne işimize yarayacak yiğenim*? yazılım öğrenin yazılım!

işsiz kalmadım. asgari ücretle çalışıyorum. haha.

doğrudur. aklıma geldikçe şununla avunurum:
tıpçıları mühendisleri yöneten bürokratlar sözelcilerden çıkıyor. nasip olur belki.*

ikna gücüm ve sosyal ilişkilerim iyidir, dünya benim arkadaşımdır diyen, yüksek oranda işsiz, özgüveni tavanmış gibi davranan aramızdaki kişi.

düşüncelerimi anlatmak için en uygun başlığın bu olduğuna karar verdim. hem biraz provokasyon içerdiği için daha fazla hit alıp daha çok yazara ulaşabilir çünkü bu başlığı tercih dönemine girdiğimiz şu günlerde kamu yararı gözeterek kaleme alıyorum.

öncelikle iş bulmak konusundan başlamak istiyorum. özel sektörde holding bünyesinde çalışmış biri olarak mülakatın öneminden bahsetmek istiyorum.

yaygın ve haklı bir kanı var. adına ne derseniz diyin işe girerken birinin size referans olması gerekiyor. bana da referans olanlar oldu. tek başına referans işe alınmada yeterli değil. kamuya girişte yetebilir çünkü türkiye uzunca bir süredir hukuk devleti ilkelerini uygulayan bir ülke değil. konuyu politik bir zemine taşıyıp esas anlatmak istedikkerimden uzaklaşmak istemiyorum.

sözel bir bölüm okuduğunuzda sizin mesleki bilgiden önce iletişim becerisi sahibi olmanız gerekiyor. antarktikada yerin yüzlerce km altında gizli tesiste biyolojik silah geliştiren bilim insanı gibi yalnız başına ömrünüz laboratuvarda fareler pardon sıçanlarla konuşarak geçmeyecek.

sözel demek 1 kelimenin yettiği yerde cümle kurmak, soru sorulan yerde karşı taraf size yeni bir soru sorana kadar konuşmaya devam etmek demektir. bu nedenle sözel bölüm okumak istiyorum diyenler her şeyden önce bu yazdıklarımı kendi için düşünsün. içe-dönük veya dışa-dönük olmak kıyaslarsak iyi ya da kötü değildir. sadece birbirinden farklı olan iki karaktere vurgu yapan kavramsallaştırmalardır. siz yalnız kalmayı seven bir insansanız sözel alan size o kadar da uygun olmayabilir. karakter özellikleri elbette yaş gurubuna ve zamana göre bireysellik arz edebilir ama pandemi süreci size bu konuda güzel doneler ortaya koyuyor.

kapanma sürecinde evde kendini oyalayacak imkanları olanlar bu süreci daha rahat yaşıyor.

her insan dizi izler, kitap okur vs. burada önemli olan zaman geçirecek yol bulmak değil. kendi başına ya da sınırlı sayıda insanla bir çatı altında olmaktan rahatsız olup olmadığınızı sorguluyorum.

eğer çok rahatsız değilseniz. insanlarla konuşmayı özlemiyor hatta konuşmadığınızda daha mutlu oluyorsanız lütfen sırf puanım tutuyor diye sözel yazmayın. insan kendine uygun ve sevdiği / ilgi duyduğu bir alanda eğitim alırsa, diğer şartlar sabit kalmak kaydıyla ister 2 yıllık ister 4-5-6 yıllık bir bölüm okusun fark etmiyor.

ben ilk senemde kazandım. sonra okulu bırakıp sınava girdim. birileri buna kayıp olarak baktı. belki bir ölçüde haklılar da ama hayatta bir matematik yok. her şeyi " doğru" yapmanız kariyer açısından sizi mutlu edecek bir durumu ortaya çıkarmıyor.

meslekte başarı sadece para kazanmak değil. kazandığı parayı sağlıkla ve gülerek yemek de ciddi bir başarı. çok çalışıp erken yaşta hasta olan bir sürü ceo var ve aramızdan genç yaşta erkenden ayrılıyorlar. ölüm allahın emri ama mutsuz insan stresli oluyor. bu stres de sizi duvara sızan su gibi yavaş yavaş duvarı da sizi de çürütüyor. duvarı nem insanı gam yıkar olayı bu.

katılmadığım başlıktır. bir akrabam sözelciydi şu an işi var. limonata satıyor kafeler caddesinde.

inanmayın sosyolog arkadaşım burgerking'te çalışıyor

(bkz: yapay zeka)

sözelci diye genellemek istemem fakat edebiyatçılara hakikaten biraz üzülüyorum. çok zor dersleri ve çok ağır müfredatları olmasına rağmen işsiz kalma olasılıkları oldukça yüksek. hele bir de formasyon almadıysa kaçınılmaz bir gerçek.

(bkz: sözelcilerin bittiği yerde miyiz sorunsalı)

vayy sizi gidi sözelciler hınzırlarrr.

kpss çalışın boğlum. 2 yıl daha bahaneniz olur evde sizden beklentisi olanlara. nee olacak.

torpilim yok der geçersiniz ortamlarda. tabe.

felsefe, sosyoloji çıkışlı narin sözlük yazarlarına selammlarrr.