bunların bir kısmı yaşanmış, önemli bir kısmıda temsili hikayeler olup insanları islam'a daha çok yaklaltırmak ve hayra teşvik etmek amacıyla söylenegelen hikayelerdir. okuduğum bir örnek ;
eski zamanda vaktin birinde bir evde yangın çıkar, yangın diğer evlere doğru yayılır zaten ahşap olan evler artık içine girilemeyecek kadar alevlere teslim olmuştur, o sırada bir aile ağlayarak bağırıp çağırmaya başlar içeride çocuğumuz kaldı ne olur biri kurtarsın..ancak alevlerin sardığı bu eve hiç kimsenin girecek cesareti yoktur, derken bir derviş çıka gelir açılın der besmele çeker ve yanmakta olan evin içine dalar bir süre sonra kucağında çocukla çıkar çocuğu ailesine teslim eder. her ikisinde de hiçbir zarar olmamıştır.
büyük sevinç yaşayan çocuğun ailesi adam a şükran ifadesi olarak para vermek isterler, ama adam bu parayı almaz.
orada bulunan bir adam derviş'e çocuğun ailesi kendi rızasıyla sana hediye veriyor kendi hayatını riske attın niçin verdikleri bu hediyeyi kabul etmiyorsun diye sorar, derviş adama döner :
eğer ben verilen bu parayı alsaydım , çocuğu da kendimi de alevlerden kurtaramazdım, her ikimiz de yanardık, allah tarafından bize verilen bu hikmet hiç kimseden bir şey almadığımız içindir diye cevap verir.
devamını gör...
zülkarneyn aleyhisselâm ordusuyla gece yolda giderken ordusuna:

- ayağınıza takılan şeyleri toplayın, diye emir verir.

ordu bu emri duyunca; içlerinden bir grup:

-çok yürüdük, çok yorgunuz. gece vakti bir de ayağımızı takılan şeyleri toplayarak boşuna ağırlık mı yapacağız. hiçbir şey toplamayalım,
diyerek hiçbir şey toplamıyorlar.

ikinci grup ise;

- madem komutanımız emretti, birazcık toplayalım, emre muhalefet etmeyelim. zira ordunun komutanına itaat etmek gerekir, diyerek az birşey topluyorlar.

üçüncü grup ise;

-komutanımız bir şeyi boşuna emretmez. muhakkak bildiği bir şey vardır. bir hikmet vardır, diyerek bütün abalarını ağzına kadar doldururlar.

sabah olduğunda bir de bakıyorlar ki, meğer bir altın madeninden geçmişler de, ayaklarına değen şeylerin altın olduğunun farkına varamamışlar.

bunu anlayınca:

hiç almayan birinci grup;

-ah niçin almadık! nasıl dinlemedik komutanımızın sözünü. keşke alsaydık! bir tane bari alsaydık diyerek pişman oluyorlar.

az alan ikinci grup ise;

-ah ne olaydı da biraz daha fazla alsaydık. ceplerimizi, abalarımızı hınca hınç doldursaydık diye sitem ediyorlar kendilerine.

çok alan üçüncü grup ise:

- keşke gereksiz, lüzumu olmayan eşyalarımı atsaydım, daha çoktoplasaydım. her şeyimizi doldursaydık, daha fazla alsaydık diyerek, fazla almalarına rağmen üzülüyorlar.

işte bu misalde olduğu gibi, ahirette bütün insanlarda bunun gibi ağıtlarda bulunacak.

kafir olan;

- keşke iman etseydik, keşke inansaydık da hiç olmasa cehenneme girdikten sonra iman etmemiz sonucunda cennete girseydik, ebedi cehennemden kurtulsaydık,

mümin, fakat az sevabı olan;

-keşke biraz daha sevap işleseydim de, biraz daha ikrama mazhar olsaydım.

mümin, çok sevabı olan ise;

-ah ne olaydı da makamımı biraz daha yükseltecek bir vakit daha namaz kılsaydım, biraz daha fazla sadaka verseydim, oruç tutsaydım, biraz daha sevap işleyecek ameller yapsaydım... diyeceklerdir.

rabbim bu misallerden ders almak nasip etsin...
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sözlük yazarlarından dini hikayeler" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim