sözlükte yazdığım anlar kesinlikle.. coola coolluk ediyorum burada, köle oluyorum, bdsm severim.. abdul bu nasıl espri bu kadar düşme denir, düşerim.. yaparım bunu, coolum ben.

lütfen yazmayın deniyor, insanları anlayamıyorum.. klavye var, izan var, ukde bırak seçeneği var, bir sözlük ara yüzü var ne yapsak yanmasak mı.. yazmasak mı, helva da yapılır belki..

balık kraker diyorum, mükemmel bir icat diyorum.. beyin algılarım bu kadar, balık krakere kadar, sonrası yok. beynimin sınırlarında balık krakerden bir adım ileri atınca fanlar bozuluyor bende, dinletemiyorum. yemesi ne zevkli ya..

sen cool ben cool da gençlik çok başka.
devamını gör...
insanlar bana bir şeyler söylerken yüzlerine bakıp (içinden ne diyor bu lan) diyip salak salak yüzüne güldüğüm an. evet dinlemiyorum kimseyi hatta umrumda bile değiller, hatta çoğundan nefret ediyorum insanların bende böyle bir sığırım işte nepayım
devamını gör...
maaş yattığı gün ilk ödemeleri nakit yaparken etrafa şöyle ufak bir şekil yapıyorum.
sonrası yine hüsran...
devamını gör...
alışveriş esnasında telefon ile temassız ödeme yaptığım anlar .sanki mucidi sensin .evet temassız ödeme lütfen.
devamını gör...
“en” değildir belki ama aklıma gelen ilk “cool” hissimi yazacak olursam; çalıştığım kuruma misafirler geldiği zaman kurum tanıtım sunumlarını genelde ben yapıyorum. sunuma adımızı, çalıştığımız pozisyonu ve kaç yıldır kurumda görev yaptığımızı söyleyerek başlıyoruz. 11 yıldır bu kurumda çalışıyorum dediğimde karşımdaki kitlenin yaşımı hesaplamaya çalıştığını gözlerinde gördüğüm an kendimi çok cool hissediyorum beaah! evet ulan evet! yaşımı göstermiyorum! oley be! oley! *
devamını gör...
işimi yaparken kendimi öyle hissederim
devamını gör...
bilgime güvendiğim bir konu hakkında konuşurken.
devamını gör...
botlarımı giyip dışarıya çıktığım an.

offf o an sanıyorum ki benden artizi yok.
devamını gör...
çocuk ruh sağlığı vizesinde* neredeyse otuz dakikada bitirip çıkmıştım. ilk bitiren ben oldum. klasik ve zor olması beklenen bir sınavda bunu yapmak aşırı havalı hissettirdi.
devamını gör...
çizimlerim her övüldüğünde..
devamını gör...
başarılı geçen bir sözlüden sonra hastane koridorunda kravatımı gevşeterek yürürken.
devamını gör...
mahallenin abisine aylık oynarken 27 sektirdikten sonra topa omuzla vurup bacak arası atmam..
devamını gör...
5. sınıfım. sınıf turnuvası var. biz 5a'yız. rakip 5c. benim sevdiğim kızda 5b' de okuyor. onlarda bizi destekliyor. bizim tribünde 5a 5b beraberiz yani. maçın son anları. korner oldu, biz kullanıyoruz. durum 7-7. arkadaş açtı ortayı, yükseldim kafayı bi koydum. düüüüüüt hakem ortayı gösterdi. çıldırıyoruz tabi. ben tribüne falan koştum. 3lü çektiriyorum. maçtaki tek golümdü oda zaferi getirdi. işte o andı.
devamını gör...
markete gidip sebze, meyve bölümünde sağlam mahsülleri seçip poşete attığım an. teyzelerin, emekli dayıların yanında bu kız da bi iş beceremiyor demesinler diye karpuz, kavun seçerken yalandan dolandan bilirkişi edasıyla elimle ölçüp, orasını burasını elleyip ciddi ciddi bakışlar atıp arasından seçip seyit onbaşı gibi sırtlar kasaya götürürüm. evde kelek çıkmadığını görünce de havamdan geçilmez artık, tahmin etmişsinizdir.*
devamını gör...
sınıfın 2 saatte yapmadığı istatistik vizelerini, hocam ek kağıt verebilir misiniz dedikten sonra 13 dakika da bitirip hocanın 2 dakika daha bekle sonra çıkarsın dediği an… tabi o an tüm 80 kişi sana focus oluyor, narsist biri iseniz güneş gözlüğünü takıp sınıfta sürenizin dolmasını bekliyorsunuz:)
devamını gör...
ben boyle hissettigim anlarda tokezleyip dusuyorum ayagim takilip sendeliyorum yine iyimis sizin
devamını gör...
ya şimdi denetim işindeyim. abi gidiyorum denetime ekibim yanımda, hele gittiğim şirkette görece büyük bir şirket ise, kendime diyorum ki; dostum olduk sanki bu sefer. işte orada bir cool hissediyorum.
devamını gör...
soruyu saniyesinde çözünce.
devamını gör...
biri rica ettiğinde otobüsün camını açınca.
görevi yapmış olmanın gururuyla, kendimi seyit onbaşı gibi hissediyorum.
devamını gör...
ben çiçekçileri hiç geri çevirmem.
dedim ne kadar, dedim şu kadara şu kadar çiçek ver lütfen. içeri gittiydi çiçekçi, kapıda onu bir el karşıladı hayır diyen, size de aldı dedi ki, bir şey diyemedi o kapıdaki kazulet.

ben orada en beyefendi adamım... mis.

ben ona hesabını çok büyük sorardım ama bazan yutkunuyorum.

verdi çiçekleri ve içeride birkaç çiçek daha sattı.

onun bunun evladı. annene götür diye verdiğim çiçeğe yazık. (bkz: puşt).
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sözlük yazarlarının kendini en cool hissettiği anlar" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim