sözlükte ahbaplık ilişkisi içinde bulunmamanın götürüsü

normal sözlükte çevre yapmamanın, insanlarla tanışmıyor olmanın sözlük yazarlarına kaybettirdikleridir..

ben bugüne kadar 'bu sözlükte' hakkını vererek anonim kalıp da bir yerlere gelen, sevilen, hak ettiği ilgiyi gören bir yazar kişisi görmedim.
kendim berbat bir yazarım. kendimi kastetmiyorum. lakin ne cevherlere, ne dolu kafalı kişilere denk geldim ki burada ne tanımları okunmuş ne beğeni almışlar...
hataları neydi onların?
ahbaplıkla, telefon alıp vermelerle uğraşmamaları öyle değil mi?

evet, burada bazılarının sesi gereğinden çok çıkıyor. sırf bu sebepten nick altı başlıkları sözlük sekmesine taşınmadı mı zaten.
sürekli birbirlerini yalayan sözde yazarlar sayesinde..
lütfen bu kısımda alınması gereken yazarlar alınsın.
sevdiklerim alınırlarsa kızarım.

şahsen benim bu sözlükte görüştüğüm kimse yok. görüşebileceğimse çok az insan var. onları da kendime yakın bulduğum içindir.
kankacılık, adamcılık için değil.
hiçbir gruba, oluşuma dahil olmam. böyle bir platformda güç birliği oluşturan, gruplaşan, hizipçi yazarlara selam olsun.
siz kimsiniz ya? siz kimsiniz?

ben iyi bi adam olamadım ama kimsenin de adamı olmadım diyen behzo reyizi gözümün önüne getiren başlık.

herhangi bir ortamda yaşayabileceğiniz, sözlüğe özel olmayan torpilsiz insanların gördüğü muamele.

yalnız şöyle bir sıkıntı var; dışarıdan bakıp gördüğünüz, burada çok ön planda görünen yazarların bir kısmının pek de öyle ilişkileri yok. toplanın anlatayım, merak eden varsa tabii.

çenem düşüktür ve sözlükte olduğum zamanlar genellikle çok fazla tanım girerim. arada da radyo programı yapıyorum. bu 2 nedenden ötürü sözlükte iyi kötü ismi bilinen bir yazar olarak* dışarıdan bakan biri benim örneğin moderasyonla çok sıkı fıkı olduğumu düşünebilir ama mesela tanımın birinde bana ve bir başka kadın yazara edilen hakareti 3 kere şikâyet ettiğim hâlde sildirtemedim. hakaret de gayet açıktı bu arada. öyle imalı kinayeli "ooo! buradan anlaya anlaya bunu mu anladın?" denecek bir şey değildi.

moderatörlerden herhangi biriyle sözlük içerisindeki bir mevzu hakkında en son konuşmamızın üzerinden ne kadar geçtiğini bile hatırlamıyorum. yoldaş ile, geçenlerde yaptığım bir radyo yayınından sonra 2 satır konuştuk çünkü zaman tüneli hakkındaki bir bug için ekran görüntüsü istemişti, onu yolladım. ondan önceki son konuşmamız üzerinden aylar geçti. iko'ya da en son neyi kurcalayıp bildirimleri bozduğunu sordum. içlerinde en sık konuştuğum tek kişi iko'dur. bir süredir onunla da pek fazla konuşamıyoruz.

diğer yazarlarla olan muhabbete gelince... öyle sürekli ve düzenli olarak, hele de kanka muhabbeti yaptığım kimse yok. instagram'da ekli birkaç yazar var, çoğuyla konuşmuyoruz. telefonum 2 kişide var, ikisiyle de konuşmuyoruz. discord'da, radyo grubu dışında herhangi bir faaliyetim olmuyor.

şu sıralar (ki bundan kastım da 2 gündür falan) en sık konuştuğum 1 tane yazar var. onun da nick altımda dalgasına yazdığı 2 satırlık bir tanımdan başka yorumu bile yok. yıkama yağlama türünden bir yorum değil.

yani özetle en azından kendi adıma diyebilirim ki dışarıdan sanıldığı gibi değil bazı şeyler. burada nicki bilinen, iyi kötü tanınan bir yazar olmakla bazı şeyleri garanti etmiş olmuyorsunuz.

***

diyebilirsiniz ki "x kişinin nick altında bir olay oldu mu herkes savunmaya koşuyor." bu normal hayatta da böyle değil mi? insanların sevenleri de var sevmeyenleri de. reelde bir kavgaya karışsanız ve sizi sevenler toplanıp sizden yana olsa kimse "kankacı" diyor mu? burada da durum tamamen bundan ibaret. savunanlar olduğu kadar saldıranlar da oluyor. benim de var sevdiğim ve sevmediğim yazarlar ama hiçbiri kankam diyeceğim kadar yakın değil. aynı şekilde beni de seven ve sevmeyenler var. hayatın normal akışı bu.

bence artık bu muhabbeti bir kenara bırakmamız gerekiyor. kankaları da bırakalım, kendi kurdukları dünyada mutlu mesut yaşasınlar. zaten bir çıkar ilişkisi ise aralarındaki, bir süre sonra kendiliğinden bitecektir. gerçekten görüşüp dost olmuşlarsa o zaman insanlara da "niye birbirinizi bu kadar seviyorsunuz" demek biraz saçma olur.

başlıktan anladığım kadarıyla yazarların genel olarak birbirleriyle olan samimiyeti üzerinden bir eleştiri yapılmış. yanlış anladıysam sevgilli dostlarımızla geleceğiz'den özür diliyorum. doğru anladıysam da şunu söyleyebilirim; eleştirinin yönlendirilmesi gereken yer yazarların kendi aralarındaki ilişkileri değil, moderasyon-yazar samimiyetlerinden doğan haksızlıklar. bu konuda da top bizden çıkalı çok oldu. varsa bir çözüm, onu ancak yoldaş uygulayabilir.

ne getirisi ne götürüsü olan durumdur. kimisi dışarıda bulamadığı samimiyeti aramaya gelmiştir, kimisi dışarıda söyleyemediklerini anonimliğin verdiği cesaretle burada söylemek istemiştir,

varsın senin tabirinle millet birbirini yalasın dursun. çokta umrumda olan bir durum değil, rahatımı bozmayın yeter.