#ödüllü filmler
1994 yapımı film. mısır’da üzerinde işaretler bulunan bir halka bulunur. halkanın üzerindeki yazıları çözülemediğinden, daniel adındaki arkeolog ve dil bilimci yardıma çağrılır. daniel’ın yazıların sırrını çözmesiyle, bu halkanın bir solucan deliği olduğu ve farklı gezegenlere geçiş sağladığı anlaşılır.
*academy of science fiction, fantasy & horror films(1995)- en iyi bilim-kurgu filmi
*bmı film & tv awards- film müziği ödülü
golden screen(1995)- en iyi film
* sci-fi universe magazine(1995)- en iyi bilim-kurgu filmi/ en iyi yardımcı kadın oyuncu
*bmı film & tv awards- film müziği ödülü
golden screen(1995)- en iyi film
* sci-fi universe magazine(1995)- en iyi bilim-kurgu filmi/ en iyi yardımcı kadın oyuncu
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "ateist kaplumbağa" tarafından 08.02.2022 22:38 tarihinde açılmıştır.
1.
roland emmerich'in yönettiği ve dean devlin ile beraber yazdığı 1994 yapımı bilim kurgu filmi.
bu filmin bendeki yeri ayrıdır. canım sıkıldıkça oturur izlerim. diğer bilim kurgu filmlerinden farklı olarak işin içerisine mitolojinin de katılmış olması filmin verdiği tadı bir kaç kat arttırır. zaten bu yönüyle de kült olmayı hak etmiştir.
siz bunun başlığını açmamışsınız ya! ben şimdi size ne diyeyim? sinir oldum. ayıp vallahi.
mevzu tipik uzaylılarla karşılaşma hikâyelerinden farklılık arz ediyor. siz uzaylıya; merhaba uzaylı ben dostum diyorsunuz ve o size merhaba dünyalı ben tanrıyım diyor. filmin esas itibarı ile tutunduğu nokta burası. mısır mitolojisi kaynaklı cidden keyif veren bir bilim kurgu filmi. her şey giza platosunda dünya dışı elementlerden yapılan halka şeklinde bir aygıtın bulunmasıyla başlıyor. bu aygıt üzerine uzun yıllar çalışılıyor ama bir türlü istenen sonuç alınamıyor. sonra devreye adamım dr. daniel jackson giriyor. hem arkeolog hem dilbilimci. çok sevdiğim bir karakterdir. bu adamı kimse iplemiyor. zaten biraz sıkıntılı bir tip. gerekli akademik başarıları gösterememiş ama zehir zemberek bir zekası var. filmi izlerken bu adamın zekası heba olmasın, lütfen başarılı olsun kutsal ra diye yakarışta bulunmanız olası * tabi sonra mevzular patlak verince, duayı yönelttiğiniz adrese dikkat etmeniz gerektiğini anlayacaksınız. * ona güvenen tek kişi ise catherine langford karakteri. o karakter de aslında bir saygı duruşu. karşılığı dorothy eady...
buradan sonrasında çok hafif bir spoiler var *
neyse jackson abimiz başarılı oluyor, şifreleri çözüyor. hiyeroglifleri ağlatıyor ve bu halkanın aslında bir geçit olduğu ortaya çıkıyor. bu geçidin bir benzeri de doğal olarak karşı tarafta var. geçit açıldığında bir solucan deliği oluşuyor ve hoop karşı tarafa geçiveriyorsunuz. koordinatlar falanda sembollerin içerisinde gizli. neyse jackson abimize türlü zorluklar çıkarılsa da en nihayetinde geçidi açmayı başarıyor. diğer tarafa bir keşif ekibi gönderiliyor. orada da kurt russel abimizin oynadığı albay jack o’neil karakteri öne çıkıyor. keşif ekibinin başında o var. arıza bir tip. jackson ve albay ilişkisi de enteresan. birbirlerinden tamamen farklı özellikleri olan bu iki karakter, bu yolculuk esnasında adım adım, birbirlerine güvenmeyi, saygı duymayı öğreniyorlar.
ekip geçitten çıktıktan sonra kendilerini bildiğiniz antik mısırda buluyorlar. karşılarına ise diktatör bir güneş tanrısı çıkıyor. ra'da böyle edecekse biz garibanlar ne etsin? zaten işi oraya bağlamaları muazzam. ondan sonrası da keyfinize keyif katıyor. ben bu filme bayıldığım için mübalağalı bir anlatımda bulunmuş olabilirim ancak bilim kurgu filmleri seviyorsanız ve mitolojiye de ilginiz varsa, bu filmi izlememiş olmanız büyük bir kayıptır diyebilirim. izleyin bence. beğenmezseniz de bu sefer mesuliyet kabul ederim ve sizi zevksizlikle suçlarım *
işte benim kankalarım

sonrasında dizisi de çekildi ama filmin yanına bile yaklaşamaz. başka da yorum yapmama hacet yok.
bu filmin bendeki yeri ayrıdır. canım sıkıldıkça oturur izlerim. diğer bilim kurgu filmlerinden farklı olarak işin içerisine mitolojinin de katılmış olması filmin verdiği tadı bir kaç kat arttırır. zaten bu yönüyle de kült olmayı hak etmiştir.
siz bunun başlığını açmamışsınız ya! ben şimdi size ne diyeyim? sinir oldum. ayıp vallahi.
mevzu tipik uzaylılarla karşılaşma hikâyelerinden farklılık arz ediyor. siz uzaylıya; merhaba uzaylı ben dostum diyorsunuz ve o size merhaba dünyalı ben tanrıyım diyor. filmin esas itibarı ile tutunduğu nokta burası. mısır mitolojisi kaynaklı cidden keyif veren bir bilim kurgu filmi. her şey giza platosunda dünya dışı elementlerden yapılan halka şeklinde bir aygıtın bulunmasıyla başlıyor. bu aygıt üzerine uzun yıllar çalışılıyor ama bir türlü istenen sonuç alınamıyor. sonra devreye adamım dr. daniel jackson giriyor. hem arkeolog hem dilbilimci. çok sevdiğim bir karakterdir. bu adamı kimse iplemiyor. zaten biraz sıkıntılı bir tip. gerekli akademik başarıları gösterememiş ama zehir zemberek bir zekası var. filmi izlerken bu adamın zekası heba olmasın, lütfen başarılı olsun kutsal ra diye yakarışta bulunmanız olası * tabi sonra mevzular patlak verince, duayı yönelttiğiniz adrese dikkat etmeniz gerektiğini anlayacaksınız. * ona güvenen tek kişi ise catherine langford karakteri. o karakter de aslında bir saygı duruşu. karşılığı dorothy eady...
buradan sonrasında çok hafif bir spoiler var *
neyse jackson abimiz başarılı oluyor, şifreleri çözüyor. hiyeroglifleri ağlatıyor ve bu halkanın aslında bir geçit olduğu ortaya çıkıyor. bu geçidin bir benzeri de doğal olarak karşı tarafta var. geçit açıldığında bir solucan deliği oluşuyor ve hoop karşı tarafa geçiveriyorsunuz. koordinatlar falanda sembollerin içerisinde gizli. neyse jackson abimize türlü zorluklar çıkarılsa da en nihayetinde geçidi açmayı başarıyor. diğer tarafa bir keşif ekibi gönderiliyor. orada da kurt russel abimizin oynadığı albay jack o’neil karakteri öne çıkıyor. keşif ekibinin başında o var. arıza bir tip. jackson ve albay ilişkisi de enteresan. birbirlerinden tamamen farklı özellikleri olan bu iki karakter, bu yolculuk esnasında adım adım, birbirlerine güvenmeyi, saygı duymayı öğreniyorlar.
ekip geçitten çıktıktan sonra kendilerini bildiğiniz antik mısırda buluyorlar. karşılarına ise diktatör bir güneş tanrısı çıkıyor. ra'da böyle edecekse biz garibanlar ne etsin? zaten işi oraya bağlamaları muazzam. ondan sonrası da keyfinize keyif katıyor. ben bu filme bayıldığım için mübalağalı bir anlatımda bulunmuş olabilirim ancak bilim kurgu filmleri seviyorsanız ve mitolojiye de ilginiz varsa, bu filmi izlememiş olmanız büyük bir kayıptır diyebilirim. izleyin bence. beğenmezseniz de bu sefer mesuliyet kabul ederim ve sizi zevksizlikle suçlarım *
işte benim kankalarım

sonrasında dizisi de çekildi ama filmin yanına bile yaklaşamaz. başka da yorum yapmama hacet yok.
devamını gör...
2.
çocukluğumda izlediğim, rastgelede karşıma çıkınca dayanamadığım ve yeniden izleme ihtiyacı duyduğum bilimkurgu filmi. sonrasında bir de dizisi çıkmıştı sanırsam, onu da televizyonda izlediğimi hatırlıyorum. mısır mitolojisinden çok fazla etkilenmiş ama ortaya kesinlikle izlemeye değer bir iş çıkmış.
devamını gör...
3.
bütün evrenin ilk yapımı. ilk defa parliament pazar gecesi sineması kuşağında izlediğimi hayal meyal hatırlıyorum zira doksanlarda yayınlanan bir filmdi.
ondan sonra onun açtığı yoldan gidenler olsa da ilk olmak her zaman ayrıcalıklıdır.
ondan sonra onun açtığı yoldan gidenler olsa da ilk olmak her zaman ayrıcalıklıdır.
devamını gör...