1.
her şey kaybedildiğinde elinde son kalan için umutsuzca mücadele ediliyor. hikayeler / stefan zweig
devamını gör...
2.
yalnızlık hiç bu kadar çarpıcı açıklanmadı..
insan sabahtan akşama kadar bir şey olmasını bekler ve hiçbir şey olmaz. bekleyip durur insan. hiçbir şey olmaz. insan bekler, bekler, bekler, şakakları zonklayana dek düşünür, düşünür, düşünür,. hiçbir şey olmaz. insan yalnız kalır. yalnız... yalnız..
satranç - stefan zweig
insan sabahtan akşama kadar bir şey olmasını bekler ve hiçbir şey olmaz. bekleyip durur insan. hiçbir şey olmaz. insan bekler, bekler, bekler, şakakları zonklayana dek düşünür, düşünür, düşünür,. hiçbir şey olmaz. insan yalnız kalır. yalnız... yalnız..
satranç - stefan zweig
devamını gör...
3.
çünkü itiraz etmeyen, karşı koymayan herkes suç ortağıdır.
ancak şimdi farkına varıyordu yazgısının ve bunun farkına vardığından beri de kendi yok oluşunun. ve yaşam çığlık atıyordu yüreğinde.
o dönemde bazı yarı farkındalık anlarında bilincine tam varmadan içimde özlemini çektiğim şey arzulardan ziyade, arzulama arzusuydu; daha güçlü, daha bağımsız, daha tutkulu, daha doyumsuz istek duyma, daha yoğun yaşama, belki de acı çekme ihtiyacıydı.
devamını gör...
4.
muhtemelen kitabı hemen elime alıp okuduğumu düşüneceksiniz. kesinlikle hayır! önce bir kitabım olmasının sevincini yaşamak istiyordum.
satranç, stefan zweig
devamını gör...
5.
savaşacağım tek şey , içimdeki diğer bendi...
satranç- s.z.
devamını gör...
6.
türkçe'ye acımak/merhamet/sabırsız yürek isimleri ile çevrilen romanının girişine konulan aşağıdaki kısım favorilerimdendir.
"... iki tür acıma duygusu vardır. birincisi, duygusal ve zayıf olanı, başka birinin yaşadığı felaketlerden kaynaklanan acı ve hüzünden alabildiğine çabuk kurtulmak için çırpınan yüreğin sabırsızlığıdır. bu, bir acıyı birlikte hissetmek değil, ruhun yabancı bir derde karşı kendini içgüdüsel olarak savunması anlamındaki acıma duygusudur. diğeri, tek gerçek acıma duygusu ise yaratıcı olan, ne istediğini bilen; sabırla, gücü yettiğince hatta gücünün bile ötesinde katlanmaya ve dayanmaya kararlı bir insanın acıma duygusudur..."
"... iki tür acıma duygusu vardır. birincisi, duygusal ve zayıf olanı, başka birinin yaşadığı felaketlerden kaynaklanan acı ve hüzünden alabildiğine çabuk kurtulmak için çırpınan yüreğin sabırsızlığıdır. bu, bir acıyı birlikte hissetmek değil, ruhun yabancı bir derde karşı kendini içgüdüsel olarak savunması anlamındaki acıma duygusudur. diğeri, tek gerçek acıma duygusu ise yaratıcı olan, ne istediğini bilen; sabırla, gücü yettiğince hatta gücünün bile ötesinde katlanmaya ve dayanmaya kararlı bir insanın acıma duygusudur..."
devamını gör...
7.
benim gibi hissettiğine, bu bunaltan dünyanın anlamsız ıstırabıyla acı çektiğine, acıların sakince izlenerek dinlenemeyeceklerine, bunun bir saklanma, garip bir merakın gizlenmesi olduğuna emindim.
stefan zweig / hikayeler.
stefan zweig / hikayeler.
devamını gör...
8.
gökyüzü ve yeryüzü gibi tekrar birbirimizden uzak ve birbirimize yabancı olmuştuk.
kadın ve manzara / stefan zweig.
kadın ve manzara / stefan zweig.
devamını gör...
9.
ama bu kadar hızla gelen şöhret böyle boş bir kafayı niye sersemletmesin ki?
satranç / stefan zweig.
satranç / stefan zweig.
devamını gör...
10.
tek yönlü düşünen, tek bir düşünceye odaklanmış insanların her türlüsü hayat boyunca beni çekmişti, zira bir insan başka düşüncelere kendini ne kadar kapatırsa, yöneldiği tarafa sonsuz şekilde yakın oluyordu.
satranç / stefan zweig.
satranç / stefan zweig.
devamını gör...
11.
...kendime karşı oynamaya kalkıştığım andan itibaren, bilinçsizce meydan okumaya başlıyordum. siyah ve beyazdan oluşan her iki ben de yarışa girişmeden edemiyordu ve her ikisi de yenmek, kazanmak için kendine göre bir hırsa, bir sabırsızlığa kapılıyordu; siyah olan ben, beyaz olan benin yapacağı her hamleyi heyecanla bekliyordu. bir tanesi bir yanlış yapınca, öteki ben sevinçten havalara uçuyor ve aynı anda da kendi beceriksizliğine kızıyordu.
> satranç <
> satranç <
devamını gör...
12.
beklemek üzerine;
insan sabahtan akşama kadar bir şey olmasını bekler ve hiçbir şey olmaz. insan bekler, bekler, bekler
şakakları zonklaya dek düşünür, düşünür, düşünür. hiçbir şey olmaz. insan yalnız kalır. yalnız, yalnız..
beklemek! beklemek! bir saniyede bir insan ölebilir, bir yazgı belli olabilir, bir dünya yıkılabilirdi,daha ne kadar bekleyecektim ?
beklemek, daha ne kadar güzel anlatılabilir? bir cümle insanın içine ne kadar işleyebilir?
insan sabahtan akşama kadar bir şey olmasını bekler ve hiçbir şey olmaz. insan bekler, bekler, bekler
şakakları zonklaya dek düşünür, düşünür, düşünür. hiçbir şey olmaz. insan yalnız kalır. yalnız, yalnız..
beklemek! beklemek! bir saniyede bir insan ölebilir, bir yazgı belli olabilir, bir dünya yıkılabilirdi,daha ne kadar bekleyecektim ?
beklemek, daha ne kadar güzel anlatılabilir? bir cümle insanın içine ne kadar işleyebilir?
devamını gör...
13.
kendime bile açıklayamadığım bir şeyleri, başkaları için anlaşılır kılmak gibi bi niyetim hiç yoktu.
devamını gör...
14.
hevesim kırıldıktan sonra gerçekleşen hiçbir şey umrumda değil.
yakıcı sır.
yakıcı sır.
devamını gör...
15.
uyandım ve sen yoktun. hayatımda hiç bu kadar korkmamıştım.
(bkz: clarissa)
(bkz: clarissa)
devamını gör...
16.
"söz konusu başkalarının derdi olunca nasıl da hep daha zeki ve daha nesnel oluruz." -amok koşucusu
devamını gör...
17.
“şahsen ben insanları yargılamak yerine, onları anlamaya çalışmaktan zevk alıyorum."
~bir kadının yaşamından 24 saat
~bir kadının yaşamından 24 saat
devamını gör...
18.
"huzuru kendi içlerinde bulan insanlar, çevrelerinin sesini pek kulak asmaz."
devamını gör...
19.
içte akıtılan gözyaşları dışa akıtılanlardan daha acıtıcıdır.
devamını gör...
20.
kara üzüm habbesi le le le canım
devamını gör...
"stefan zweig alıntıları" ile benzer başlıklar
stefan zweig
153