resmi biyografisine göre 1918 yılında danimarka'da doğan, iş bulma gayesiyle almanya'ya taşınan, sonrasında macera hevesiyle alman ordusuna katılan bir gençtir. ancak savaşın hemen başında firar ettiği için önce hapse atılıp türlü eziyetler çeker, ardından ceza alayı'na gönderilerek cepheden cepheye koşar. mensubu olduğu 6000 kişilik alaydan savaş bittiğinde birkaç kişi sağ kalmayı başarır. ve sven, ölen arkadaşlarına söz vererek hem nazilerin korkunç yüzünü hem de savaşın dehşetini dünyaya duyurmaya karar verir. ilk eseri olan lanetliler taburu ona büyük bir ün sağlar. ardı sıra 13 roman daha yayınlar ve edebiyat tarihinde en çok okunan yazarlar arasına girer. fakat ünü arttıkça gerçekte kim olduğu, romanlarında anlattığı olayları gerçekten yaşayıp yaşamadığı sorgulanmaya başlar. alman ordusu'nda 27. ceza alayı'ın hiç var olmaması, cezalı birliklere zırhlı araçlar tahsis edilmemesi, sayısız anakronizm hatası ve pedersen soyismini kullanmayışı kuşkuları daha da artırır. erik haaest başta olmak üzere bazı araştırmacı gazeteciler dedektif edasıyla işin peşine düşer ve sven hassel'in ikinci dünya savaşı sırasında cephede hiç bulunmadığını, danimarka'da nazi işbirlikçisi yerel bir kuvvet mensubu olduğunu iddia eder. sven hassel ise münzevi yaşamı boyunca geçmişi hakkında detaylı bilgi vermekten kaçınmış, hayalet yazar olma şüphelerine doyurucu yanıtlar verememiştir. farklı zamanlarda yapılan röportajlarda, yazdıklarını "tamamen gerçek", sonraları "yarı gerçek yarı kurgu", nihayetinde "kişiler gerçek ama olaylar kurgu" olarak niteler. yaklaşık 50 yıl boyunca yaşadığı ispanya'da 2012 yılında yaşamını yitirmiştir.

14 kitabını defalarca okumuş biri olarak, hakkındaki iddiaları (internetin de yaygınlaşmasıyla) öğrendiğim zaman sven hassel tarafından kandırılmış gibi hissettim. tamam, muharebe tarihiyle ilgili biraz araştırma yapınca bazı hatalar direkt göze batıyordu. ancak yazdıklarının tamamen kurgu olabileceğini hiç düşünmemiştim. gene de bir yanım "attıysa da güzel atmış sven abimiz, canı sağ olsun." dedi. çünkü tarih öğrenmek isteyenlerin adresi diziler, filmler ya da romanlar değil; ansiklopediler, belgeseller ve akademik kaynaklardır. 2001 yılında 17 yaşında birisi olarak bilgi ihtiyacımı karşılamadı ama savaş gibi cazip görünen bataklığa dair sağlam izlenimler kazandırdı. nitekim yıllar sonra şırnak'ta görev aldığımda bu izlenimler kişisel tecrübelerimle pekişti. nazizm/ırkçılık gibi ideolojilere karşı duruşu da takdire şayandır.

sven hassel romanlarında zaman zaman tekrara düşülür, (bazısı çeviriden kaynaklı) anlatım bozuklukları yapılır, mübalağa had safhadadır. yine de kendini okutmayı bilir. 14 kitabı burada tek tek analiz etmek imkansız, ancak lanetliler taburu'nu ayrı bir yere koymak gerekir. olay örgüsü, diyaloglar ve karakterler oldukça etkileyicidir. garp cephesi'nde yeni bir şey yok'un esintileri bariz şekilde hissedilir. baskıcı rejim ve savaş karşısında sıradan bir insanın çaresizliğini eksiksiz biçimde yansıtmayı başarmıştır sven hassel. kurgudaki karakterlerle özdeşleme mevzusunu iliklerine kadar hissettirir okurlarına. yazmaktaki amacı ticariydi veya şöhret düşkünlüğüydü bilemeyiz; fakat anti-militarist temanın en iyi temsilcilerinden biri olduğu muhakkak.

diğer favori romanlarım monte cassino cehennemi, paris'i yakın, cephe arkadaşları'dır.

monte cassino cehennemi'nde "asker olmak ne güzeldir rosemarie" şarkısı eşliğinde bir askerin farklı ölüm şekillerini o kadar yalın biçimde betimler ki, sahra hastanesini gezmiş gibi olursunuz. insanlıktan çıkan ama özünde hep insan olan kurşun askerleri çok iyi anlatır. orduya alınmış yaşlı bir akademisyen ile demir haç sahibi genç teğmenin diyaloğu aracılığıyla, barış zamanlarındaki felsefi, hümanist, ahlaki edinimlerin savaş alanında hiçbir işe yaramayışını yüzümüze çarpar. ve monte cassino manastırı eteklerinde gerçekleşen göğüs göğüse muharebe -deyim yerindeyse 7 düvele karşı savaşan- alman askerlerinin gözünden epik bir dille aktarılır.

paris'i yakın kitabının ismi, adolf hitler'in eyfel kulesi'ni yıkmak dahil paris'in tahrip edilmesi emrine atıftır. normandiya çıkarması sonrasında fransa'daki alman savunması anlatılır. birkaç örnek vermek gerekirse, müstahkem mevki düşmek üzereyken almanların kendi askerleri dahil bütün siperi mg42 ile taradığı sahneler mükemmel tasvir edilmiştir. mayına basan bir subay için gösterilen çabalar ve fedakarlık denemeleri de duygusal bir uslupla aktarılır. ayrıca cephe gerisinde alman askerleri ile fransız kadınların ilişkileri irdelenmektedir. zaten sven hassel romanlarında cephe gerisinde eğlenen, taşkınlık çıkartan, başını derde sokan asker maceraları önemli yer tutar.

cephe arkadaşları ise isminin aksine neredeyse tamamen cephe gerisinde geçer. hamburg bombardımanı, işgal bölgelerinde gerçekleştirilen partizan avı, izinli ve nekahet dönemindeki askerlerin maceraları merkeze alınmıştır. tanımda da söylediğim gibi, sven savaşa hiç katılmamış olabilir. ancak bir şehre yangın bombası atıldıktan sonra meydana gelen manzarayı değme tarihçilerden daha iyi anlatır. istatistiklerde (misal) 50 bin kişi öldü diye yazar ve bunu bir satır olarak okuyup geçeriz. fakat sven gibi yazarlar bırakın 50 bin kişiyi, tek bir insanın ölümünü ve o ölümün etrafında oluşan hüznü bütün çıplaklığıyla betimlerler. bu sayede yeni savaşların olmamasına ufak da olsa etki ederler belki. bana kalırsa böyle bir şey insanlığa çok büyük hizmettir. romana dönecek olursak, doğu cephesi'nin geri hatlarında askerlerin karşılaştığı insanlık dışı hadiseler, hayatta kalmak için işgalcilerin hizmetine giren sovyet vatandaşlarının akıbeti, alman müfrezesi ile toplama kampından kaçan bir yahudinin başlarından geçenler okunmaya değerdir. memleketine izinli olarak dönen bir teğmenin hikayesi ise yolu nizamiyeden geçen herkesin yüreğinde hissedeceği duyguları barındırır.

buraya kadar sabredip okuduğunuz için teşekkür ederim, kitapla kalın.
devamını gör...
ss generali isimli kitabı ile beni stalingrad'a götürmüş, lanetliler taburu ve monte cassino cehennemi ile savaş romanları yazanlar arasında viktor nekrasov ile birlikte en sevdiklerimden biri olmuş, kalemine bayıldığım yazar.
devamını gör...
1917/ 2012 yılları arasında yaşadığı bilinen danimarkalı yazar ve asker olarak bilinir;
gençlik dönemlerinde kamarot olarak çalıştığı da bilinmektedir.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bazı kitapları

cephe arkadaşları
paris'i yakın
gestapo karargahı
onlar ölürken
ss generali


eninde sonunda insan en değersiz ham maddedir.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sven hassel" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim