öncelikle ulu önder’in şu sözünü anımsayalım:

“ey millet! iyi biliniz ki, türkiye cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. en doğru, en gerçek tarikat medeniyet (uygarlık) tarikatıdır. uygarlığın emir ve isteklerini yapmak, insan olmak için yeterlidir.”

evet atatürk’ün bu sözü üzerinden neredeyse 1 asır geçmesine ve 677 sayılı kanun ile tekke ve zaviyelerin faaliyetinin sonlandırılması sözkonusu olmasına rağmen memleket köşe bucak tarikatçı tipolojilerin görece güvenli sığınağı haline geldi.

halkın din ve vicdan hürriyeti elbette anayasa ile koruma altında ve bunun aksi dahi düşünülemez. fakat gelinen süreçte tarikatların ve temsilcilerinin aleni bir şeriat taleplerinin olduğu ve bu taleplerini de şeriatın asla izin vermeyeceği demokratik temelli platformlarda meşrulaştırma çabası içinde oldukları gözleniyor.

şeriat rüyası gören tacizci derviş ve şeyhleri özlemi içinde oldukları şeriat yasaları ile yargılamak ve ona göre hüküm vermek yetkililerin önüne gelmesi gereken bir meseledir, acilen el atılmalı ve şeriatın gerektirdiği “modern” uygulamalarla konu halledilmelidir.
(bkz: fatih nurullah)
(bkz: uşşaki tarikatı)
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"tacizci şeyhleri şeriatla yargılamak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim