tahammül seviyesinin gitgide azalması
başlık "berserk_gloria" tarafından 10.05.2021 00:03 tarihinde açılmıştır.
1.
öyle bir hale geldi ki insanlık, kimse kimsenin dinlemediği, farklı bir görüşü asla kabul etmediği, kendi sesini duyurmak için sonuna kadar bağırdığı bir çağda yaşıyoruz. halbuki bir dakika durup çevremizi izlesek, kimin neyi niçin yaptığını sorgulasak, konuşmak isteyeni dinlesek her şey çok daha güzel, yaşam çok daha katlanabilir olacak.
(bkz: burak aksak) leyla ile mecnun kitabında, toplumun tahammül seviyesi ile ilgili çok güzel bir örnek veriyor.
"ismail abi biraz tuhaftır. renkli kıyafetleri, patavatsızlıkları, sorun çözmeye çalışırken daha büyük sorunlara neden olması, konuşması, oturuşu, kalkışı, yürüyüşü ne bileyim işte farklıdır yani. dışardan bakıldığında yanınızda olmasını istemeyeceğiniz adamlardandır. onu anlayabilmek için tanımamız, tanıyabilmek için de sabretmemiz lazım. belki de ismail abi bu yüzden yalnızdır. belki de bu yüzden girdiği hiçbir işte tutunamıyordur. belki de bu yüzden her gün bu sahile inip denize doğru el sallıyordur. çünkü kimse birbirini tanımak için sabretmiyor artık. kimsenin kimseye ayıracak vakti yok. oysa, onu bir tanısanız, gözlerindeki hüznü bir görebilseniz. kalbinde rengarenk çiçekler yetiştirir ismail abi. o çiçekler solmasın diye ağlayarak sulamak ister gibidir gözleri..."
(bkz: burak aksak) leyla ile mecnun kitabında, toplumun tahammül seviyesi ile ilgili çok güzel bir örnek veriyor.
"ismail abi biraz tuhaftır. renkli kıyafetleri, patavatsızlıkları, sorun çözmeye çalışırken daha büyük sorunlara neden olması, konuşması, oturuşu, kalkışı, yürüyüşü ne bileyim işte farklıdır yani. dışardan bakıldığında yanınızda olmasını istemeyeceğiniz adamlardandır. onu anlayabilmek için tanımamız, tanıyabilmek için de sabretmemiz lazım. belki de ismail abi bu yüzden yalnızdır. belki de bu yüzden girdiği hiçbir işte tutunamıyordur. belki de bu yüzden her gün bu sahile inip denize doğru el sallıyordur. çünkü kimse birbirini tanımak için sabretmiyor artık. kimsenin kimseye ayıracak vakti yok. oysa, onu bir tanısanız, gözlerindeki hüznü bir görebilseniz. kalbinde rengarenk çiçekler yetiştirir ismail abi. o çiçekler solmasın diye ağlayarak sulamak ister gibidir gözleri..."
devamını gör...
2.
ekonomik ve duygusal sıkıntıların insanda yarattığı bir etkidir.biraz umursamazlık ve geniş karınlılık gerekli bir şeydir.
devamını gör...
3.
o kadar negatif enerji ile dolu ki etraf, artık ne tahammül kaldı ne de anlayış. sürekli bir olay, kötü kötü haberler. intihar, ölüm, şiddet, taciz, tecavüz, ekonomik bozukluklar, psikolojik bozukluklar. ayakta kaldığımıza şükredelim.
devamını gör...
4.
az önce kardeşimin eşinin whatsapp bildirim sesini sonsuza kadar kapattım.
kelime kelime mesaj gönderildiğinde telefondan gelen bildirim sesine tahammül edemediğimi farkettim yeniden. (uzun zamandır grup dışında yazışmıyorduk çünkü)
iş dışında ki grup bildirimlerinin en başından beri kapalı olduğunu söylemek bile istemiyorum.
kelime kelime mesaj gönderildiğinde telefondan gelen bildirim sesine tahammül edemediğimi farkettim yeniden. (uzun zamandır grup dışında yazışmıyorduk çünkü)
iş dışında ki grup bildirimlerinin en başından beri kapalı olduğunu söylemek bile istemiyorum.
devamını gör...
5.
benim parolam sevgidir, ama...
evet gerek ekonomik sebeplerden, gerek havalardan, gerek her gün iç karartıcı şeylerle karşılaşmaktan insanların tahammül seviyesi azaldı, ama...
ama çok fazla hadsiz, sınırlarını bilmeyen, bencil, cahil insan var. hep vardı ama sayıları günden güne artıyor, yani en azından benim gördüğüm böyle.
ayarlarımla oynanmadığı sürece çok sakin bir insanım. lakin yeri geliyor bazı insanları böyle ensesinden tutup en yakın duvara kafasını sürterek kıvılcım çıkarmak istiyorum. bu gerek trafikte, gerek kalabalıkta, gerek iş hayatında.
toplu taşımada yanındaki çocuğu ayakkabılarıyla insanların oturduğu yerde basıp hoplayıp zıpladığında "ama minik prenses insanlar oraya oturuyor ayakkabınla basarsan başka insanların elbiseleri kirlenir ve üzülürler" dediğimde çocuk tatlı bir tebessüm ve biraz mahcubiyetle yerine oturacakken "aman sanki otobüs çok temiz, hem ayrıca o çocuk ne olmuş yani" babında bir cevap vererek ve çocuğunu tekrar koltuk altlarından tutarak kaldırıp "istediğin gibi oyna kızım" diyen anneye karşı benim tahammül seviyem kıstas olmamalı.
ya da taa dün sabahtan ortalama 24 saat süre verdiğim bir proje için anlaştığım vatandaşın "ha şimdi gönderdim, ha 5 dakikaya gönderiyorum" diye diye bir türlü ödemeyi gün içinde göndermemesi, akşamın 9'unda ödemeyi gönderdikten sonra "sabah en geç 9'da tamamlandı haberini bekliyorum" diye mesaj atıp, üstüne ben mesaja cevap vermeyince araması ve benim cevap vermemem, ertesi sabah mesajına "24 saatte biteceğini söylemiştim daha önce" diye cevap vermem üzerine arayıp akşam niye mesajına ve aramasına cevap vermediğime dair hesap soran ve projenin neden hâlâ tamamlanmadığını soran adama nazikçe siktiri çekip, parasını da iade etmem kesinlikle benim buhranlı bir dönemden geçmemle alakalı değil.
evet gerek ekonomik sebeplerden, gerek havalardan, gerek her gün iç karartıcı şeylerle karşılaşmaktan insanların tahammül seviyesi azaldı, ama...
ama çok fazla hadsiz, sınırlarını bilmeyen, bencil, cahil insan var. hep vardı ama sayıları günden güne artıyor, yani en azından benim gördüğüm böyle.
ayarlarımla oynanmadığı sürece çok sakin bir insanım. lakin yeri geliyor bazı insanları böyle ensesinden tutup en yakın duvara kafasını sürterek kıvılcım çıkarmak istiyorum. bu gerek trafikte, gerek kalabalıkta, gerek iş hayatında.
toplu taşımada yanındaki çocuğu ayakkabılarıyla insanların oturduğu yerde basıp hoplayıp zıpladığında "ama minik prenses insanlar oraya oturuyor ayakkabınla basarsan başka insanların elbiseleri kirlenir ve üzülürler" dediğimde çocuk tatlı bir tebessüm ve biraz mahcubiyetle yerine oturacakken "aman sanki otobüs çok temiz, hem ayrıca o çocuk ne olmuş yani" babında bir cevap vererek ve çocuğunu tekrar koltuk altlarından tutarak kaldırıp "istediğin gibi oyna kızım" diyen anneye karşı benim tahammül seviyem kıstas olmamalı.
ya da taa dün sabahtan ortalama 24 saat süre verdiğim bir proje için anlaştığım vatandaşın "ha şimdi gönderdim, ha 5 dakikaya gönderiyorum" diye diye bir türlü ödemeyi gün içinde göndermemesi, akşamın 9'unda ödemeyi gönderdikten sonra "sabah en geç 9'da tamamlandı haberini bekliyorum" diye mesaj atıp, üstüne ben mesaja cevap vermeyince araması ve benim cevap vermemem, ertesi sabah mesajına "24 saatte biteceğini söylemiştim daha önce" diye cevap vermem üzerine arayıp akşam niye mesajına ve aramasına cevap vermediğime dair hesap soran ve projenin neden hâlâ tamamlanmadığını soran adama nazikçe siktiri çekip, parasını da iade etmem kesinlikle benim buhranlı bir dönemden geçmemle alakalı değil.
devamını gör...
6.
insanlar sözlükte hanımcılığa bile tahammül edemiyorlar. istiyorlar ki herkes onlar gibi pleyboy olsun, kazak erkek olsun.
bizim de uzmanlık alanımız bu olduğuna göre hanımcılık hakkında yazmamdan daha doğal ne olabilir ki?
maalesef herkes kendi beğenilerinin geçerli olduğunu, kabul gördüğünü varsayıyor.
bu yetkiyi kimden nereden alıyorsunuz bilmiyorum.
karmam yetse ben de alırdım.
bizim de uzmanlık alanımız bu olduğuna göre hanımcılık hakkında yazmamdan daha doğal ne olabilir ki?
maalesef herkes kendi beğenilerinin geçerli olduğunu, kabul gördüğünü varsayıyor.
bu yetkiyi kimden nereden alıyorsunuz bilmiyorum.
karmam yetse ben de alırdım.
devamını gör...
7.
bitti benim galiba. azalırken yok yav bişey yok be dedik de lap diye kapandı ekran.
devamını gör...