taş gibi kızı sırf terakkiperverci olduğu için reddetmek
başlık "mebus paltosu" tarafından 26.09.2021 16:59 tarihinde açılmıştır.
1.
bir zamanlar almış olduğum radikal bir karardı. gençken epey partizandım ve siyaset mesleğiyle haşır neşirdim doğrusu.
aynı idadîde okuyorduk o sıralar. bir ahbabım vesilesiyle tanışmıştım. oldukça şuh, alımlı, bakanın bir daha baktığı bir hanımdı.
. ilk buluşma yerine geldiğinde bir şeyler içtik. ortak zevklerimizden, hobilerimizden ve vakıf olduğumuz konulardan konuştuk. hâlbuki her şey çok hoş gidiyordu. ta ki ailesinin siyasi görüşlerinden bahsedene kadar:
"bizim ailemiz full terakkiperver'cidir. babam kazım karabekir paşa'nın yaverliğini yapıyordu bir vakitler..."
o an beynime bir gavur oku yemiş gibi hissettim. binaenaleyh ne yapacağımı bilememiş bir şekilde vakur bakışlarla etrafı inceliyor, sinir ve şok olmakla karışık bir haliyeti ruhiyye ile titreyen ellerimi sabit tutmaya çalışıyordum. sonra:
"bu hususu bana daha evvel neden söylemedin mahidevran! biliyorsun terakkiperver fırkası benim kırmızı çizgim , bunun bir oluru yoktur! kazım karabekir paşayı biz de severiz ama vakit muhalefet yapmak vakti değildir. bir muhalefet yapılacaksa da, kahir ekseriyetle halk fırkası yapıyor zaten..."
cevapladı:
"karşıt görüşlere tahammülünüz yok efendim"
biraz daha muhabbeti sürdürdüm sonra onu arabaya bindirip uzaklaşmasını izledim. redingotumu ve fesimi giyip uzaklaştım oradan. eve gittiğimde validem 'yüzümden düşen bin parça'nın sebebiyetini sordu ancak bir kelime konuşmadım. gelen mektupları da niyetsiz olduğumu belirterek yanıtladım. yılla sonra öğrendim ki, mahidevran bir subay emeklisiyle evlenmiş, iki de çocuğu olmuş.
günler hızlı geçiyor. bazen diyorum eğer toy bir delikanlı olmasaydım ve onunla celb-i muhabbetimi devam ettirseydim, akıbetim ne olurdu diye...
aynı idadîde okuyorduk o sıralar. bir ahbabım vesilesiyle tanışmıştım. oldukça şuh, alımlı, bakanın bir daha baktığı bir hanımdı.
. ilk buluşma yerine geldiğinde bir şeyler içtik. ortak zevklerimizden, hobilerimizden ve vakıf olduğumuz konulardan konuştuk. hâlbuki her şey çok hoş gidiyordu. ta ki ailesinin siyasi görüşlerinden bahsedene kadar:
"bizim ailemiz full terakkiperver'cidir. babam kazım karabekir paşa'nın yaverliğini yapıyordu bir vakitler..."
o an beynime bir gavur oku yemiş gibi hissettim. binaenaleyh ne yapacağımı bilememiş bir şekilde vakur bakışlarla etrafı inceliyor, sinir ve şok olmakla karışık bir haliyeti ruhiyye ile titreyen ellerimi sabit tutmaya çalışıyordum. sonra:
"bu hususu bana daha evvel neden söylemedin mahidevran! biliyorsun terakkiperver fırkası benim kırmızı çizgim , bunun bir oluru yoktur! kazım karabekir paşayı biz de severiz ama vakit muhalefet yapmak vakti değildir. bir muhalefet yapılacaksa da, kahir ekseriyetle halk fırkası yapıyor zaten..."
cevapladı:
"karşıt görüşlere tahammülünüz yok efendim"
biraz daha muhabbeti sürdürdüm sonra onu arabaya bindirip uzaklaşmasını izledim. redingotumu ve fesimi giyip uzaklaştım oradan. eve gittiğimde validem 'yüzümden düşen bin parça'nın sebebiyetini sordu ancak bir kelime konuşmadım. gelen mektupları da niyetsiz olduğumu belirterek yanıtladım. yılla sonra öğrendim ki, mahidevran bir subay emeklisiyle evlenmiş, iki de çocuğu olmuş.
günler hızlı geçiyor. bazen diyorum eğer toy bir delikanlı olmasaydım ve onunla celb-i muhabbetimi devam ettirseydim, akıbetim ne olurdu diye...
devamını gör...
2.
daha başlığın içine girmeden kimin açtığını anlamıştım.
* şu şekil haykırdım.
* şu şekil haykırdım.
devamını gör...
3.
çok iyi başlık, çok iyi tanım.
baya eski bir platformda yazan, başka bir yazarı zaman zaman aklıma getirtiyor.
baya eski bir platformda yazan, başka bir yazarı zaman zaman aklıma getirtiyor.
devamını gör...